Çeviri şiir: İstanbul’daki Pazarda

0
523

… Satmazsa elinde ölecekti, 

Daha kötüsüydü satmazsa, 

Görüyordu geleceğini 

Açlık, hastalık tanrılaşmıştı. 

Duruyordu köşede bir yerde, 

Herkesten önce gelmişti 

Oraya istanbul’daki pazara 

Duyuluyordu ananın sesi 

-Çocuğum, elimde büyüttüm 

Dal’da, ortasında güzel Abhazya’nın. 

Kanımla ticaret yapmıyorum 

Ucuz satıyorum… 

Biricik çocuğuna bakıyordu çaresiz 

Bulamıyordu başka bir yol 

Biliyordu, alan onu köle yapacaktı 

Ama yerdi ya bir lokma ekmek. 

Çocuk duruyordu sakin 

Anasına bakıyordu şaşkın 

Onun gibi telaşlı 

Sık sık soruyor annesine 

-Anne niye Türkçe konuşuyorsun? 

Bunlar Abhazca bilmiyor mu? 

Niye gözyaşların akıyor sel gibi? 

Anne eve gitmeyecek miyiz? 

-Çocuğum, elimde büyüttüm 

Dal’da, ortasında güzel abhazya’nın. 

Kanımla ticaret yapmıyorum 

Ucuz satıyorum… 

-Anne niye Türkçe konuşuyorsun? 

Niye ağlıyorsun çatlarcasına? 

-Kanımla ticaret yapmıyorum 

Ucuz satıyorum… 

 

… Beride aç kalmamıştı, 

Açlıktan ölmüştü karşıda. 

Beride satmazlardı koyunlarını bile 

Karşıda satılmıştı alın yazısı… 

Beride ağarmamıştı saçları, 

Karşıda ağarmıştı, bunamıştı. 

Beride köprü yoktu sudan geçmeye 

Karşıda yollar bitmişti. 

Muşni Laşriya, 1970. 

Seçmeler, 38-39 

Çev. Ajıba Faruk 

Sayı : 2006 01