Rusya’ya karşı verilen bağımsızlık mücadelesinin önderlerinden ve Çeçen Cumhuriyeti İçkeria’nın ilk devlet başkanı olan Cahar DUDAEV’in eşi Alla DUDAEVA, uzun süren suskunluğunu Jineps Gazetesi’ne verdiği röportaj ile bozdu.
Jineps: Çeçenya’nın şu andaki genel durumu ve dünyanın bu savaşa bakışı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alla Dudaeva: Rusya dünyada eşi görülmemiş bir şekilde Çeçen halkına eziyet etmeye devam ediyor ve Çeçen halkı da çok zor şartlar altında, yokluk içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Rusya Çeçenler hakkında terörist diye propaganda yapmaya devam ediyor ama barış isteyen bir ülke böyle davranamaz. Çeçenler bağımsızlıklarını ve barışı istiyorlar, ama Rusya bunu anlamıyor ve saldırılarını sürdürüyor. Savaş devam ediyor ama tüm dünya ülkeleri, AB, uluslararası örgütler hiçbir şey yapmadan sadece izlemekle yetiniyor. Her şeye büyük devletler kendi çıkarları doğrultusunda karar veriyor.
Jineps: 27 Kasım 2005 tarihinde İçkeria’da yapılan bir seçim ve seçimle birlikte göreve gelen yeni bir yönetim var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Alla Dudaeva: Bence bunu bir seçim olarak değerlendiremeyiz. Onlar Rusya’nın gönderdiği adamlar, itaatkarlar ve Rusya’nın pisliklerini örtmeye yardımcı olacak aracılar.
Jineps: 4 Kasım’da Moskova’da Çeçenya’daki savaşı ve faşizmi protesto etmek için yaklaşık 1,5 milyon Rus yürüyüş yaptı. Sizce bu umut verici bir gelişme mi?
Alla Dudaeva: Rusya 170 milyonluk dev bir ülke. 1,5 milyon kişi savaşı durdurmak için yeterli değil. Ama gene de bu savaşı durduracak olan Rusya halkıdır. Ne zaman Rusya halkı savaşın durmasını isteyecek, bunu dile getirme cesaretini gösterecek, işte o zaman bu savaş duracaktır.
Jineps: Peki Rusya halkı bu savaştan memnun mu, neden tepki vermiyor?
Alla Dudaeva: Aslında Rusya halkı çok zor şartlar altında yaşıyor ve bu savaşı da istemiyor. Ama devlet baskısı ve korku insanların bunu dile getirmesini engelliyor.
Jineps.:Son dönemlerde savaş hakkında medyada pek haber yok. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Alla Dudaeva: Muhabirlerin Çeçenya’ya girmesi yasak. Ayrıca Rusya’daki gazeteciler Çeçenler konusunda yazı yazmaktan korkuyorlar. Yazı yazanlar ve haber hazırlayanlar devletin isteğine göre hareket ediyorlar.
Jineps: Özellikle son günlerde Çeçenler hakkındaki terörist iddiaları iyice arttı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alla Dudaeva: Herkes Beslan’ı konuşuyor ve teröristler diyor. Zaten Beslan baskınını da Şamil BASAYEV yapmadı. Konu ile ilgili dava devam ediyor ve kimse Çeçenlerin yaptığını kanıtlayamadı. Orada suç Rus devletinindi. Ortalıkta Şamil’in olduğu ileri sürülen pek çok açıklama var ama büyük bir kısmı ona ait değil. Herkes Beslan’daki çocukları konuşuyor ama hiç kimse Çeçenya’da öldürülen, kaybolan 45 bin çocuğun hesabını vermiyor ve onu dile getirmiyor. Terörist olan Çeçenler değil, bunları yapan Rus devletidir.
Jineps: Bu savaşın toplum üzerindeki etkileri neler sizce?
Alla Dudaeva: Savaşın şu anda görünen neticelerinin yanında, bir de görünmeyen ve ileriki dönemlerde ortaya çıkacak etkileri var. Çeçen halkının maruz kaldığı insanlık dışı uygulamaların bedenlerinde ve ruhlarında bıraktığı etkinin dışında, ilerki nesilleri de etkileyecek kalıtsal bozuklular olacak bunlar. Aynı şey burada savaşan Ruslar için de geçerli. Bu askerler savaşta derin psikolojik rahatsızlıklara yakalanacaklar ve geri döndüklerinde Rus toplumu için tehlikeli olacaklar, tıpkı bir bumerang gibi.
Jineps: Kafkasya’da ve Çeçenya’da geleceği nasıl görüyorsunuz?
Alla Dudaeva: Rusya bugün Kafkasya’da halkı sindirmek için çeşitli eziyetler yapıyor. Ama bunun ters tepeceğini, savaşın tüm Kafkasya’ya yayılacağını öngöremiyorlar. Çeçenler üç önemli liderini yitirdi, pek çok komutanını kaybetti ama ne olursa olsun bu savaş devam edecek. Bir başkan eşi olmak ve her şeyden haberdar olmama rağmen bir şey yapamamak beni üzüyor, geceleri uyuyamayıp düşünmeme rağmen, olanlara ve olacaklara bir cevap bulamamak çok kötü.
Jineps: Türkiye halkına bir mesajınız var mı?
Alla Dudaeva: Türkiye devletinin Çeçenya konusunda bir programı olmamasına rağmen Türkiye halkına teşekkür etmek istiyorum. Onlar bizi anladılar, bize destek verdiler, veriyorlar. Yaralılarımızı tedavi ettiler. Çocukları, kadınları kabul ettiler, destek oldular. Mültecilerle kendi yemeklerini paylaştılar. Hepsine çok teşekkür ediyorum.
Sayı : 2006 02