Karikatür Krizi Dünyayı Karıştırdı 

0
586

Geride bıraktığımız Şubat ayına damgasını vuran en önemli Dünya gündemi hiç şüphesiz ki yakın tarihe Karikatür Krizi olarak geçecek olan olaylar zinciriydi. Danimarka’da bir basın organında çıkan karikatürlerin, İslam ülkelerinde geniş kitlelerin katılımı ile protesto edilmesi esnasında çıkan olaylar ve bu olaylarda onlarca kişini hayatını kaybetmesi tüm Dünya çapında korku ve endişe yarattı. Bu korkunun en büyük nedeni, insanlığın bir “medeniyetler çatışması” içine sürüklenmesi tehlikesinin ufukta belirmiş olmasıydı. 

Hz. Muhammed’e ait bir dizi aşağılayıcı karikatürün önce Danimarka basınında ve devamında hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde basılmasının ardından Pakistan, Afganistan, Suriye, Lübnan, İran, Endonezya, Libya, Nijerya ve Türkiye başta olmak üzere tüm Müslüman ülkelerde irili ufaklı binlerce protesto gösterisi gerçekleşti. Bu gösterilerin bir kısmında kan da döküldü. Trabzon’da bir Katolik rahip, karikatürlere kızdığı iddia edilen bir genç tarafından katledilirken; Nijerya’da da kimi Hristiyan mahalleri öfkeli kalabalıklarca ateşe verildi. Bunun dışındaki can kayıpları hep göstericilerin üzerine açılan ateş sonucu, protestocuların arasından meydana geldi. 

Batı basını ve kamuoyu karikatürlerin basılmasını ifade özgürlüğü kapsamına sokmaya çalışırken; protestocular ise söz konusu karikatürlerin peygambere hakaret içerdiğini ve bu tavrın basın ya da ifade özgürlüğü maskesi ile perdelenemeyeceğini savundular. Olaylara neden olan Danimarka Gazetesi’nin daha önce Hristiyan ve Musevilere dönük kimi karikatürleri “hakaret içerdikleri” için yayımlamadığının ve Hz Muhammed karikatürleri’ni siparişle hazırlattığının ortaya çıkması, olayın bir tesadüf olmaktan ziyade; Avrupa ile İslam alemini karşı karşıya getirmeyi, bu şekilde de İran ve Suriye’ye dönük ABD ile İsrail’in olası saldırılarına zemin hazırlamayı hedefleyen planlı bir komplo olduğu yönünde ciddi şüphelerin ortaya çıkmasına neden oldu. 

Katolik rahibin öldürülmesi ve Nijerya’da Hristiyan halka yönelik şiddet kesinlikle kabul edilemez ve kınanmalıdır. Ne var ki, aynı şekilde Batılı emperyalist güçlere yaranmak için, protesto gösterisi yapan sivil halka ateş açarak onlarca insanın ölümüne yol açan Pakistan, Afganistan ve Libya gibi ülkelerin kukla yönetimleri de aynı kınamadan nasibini almalıdır. Öte yandan emperyalist güçlerce 11 Eylül sonrası bilinçli olarak pompalanan İslam fobisinin zehirlediği Batı kamuoyu da ifade özgürlüğü, basın hürriyeti vb. “kutsal” sayılabilecek değerlerin arkasına sığınmayı bırakıp, insanlığı kültürler arası çatışmaya doğru götüren hatalı politikalarında bir an önce vazgeçmelidir. 

 

Sayı : 2006 03