Kafkasya’a kadınlara yönelik savaş suçları artarak sürüyor

0
515

Savaşta da En Mağdur Olanlar Yine Kadınlar 

Savaşlar artık belirli alanlarda ve göğüs göğüse yapılmıyor. Bombalar hedefi çok uzaktan vurabiliyor. Saldırganı, savaşın yıkıcı etkilerine yabancılaştıran bir durum bu. Bir savaş oyunu oynarcasına… 

Uçaklar şehirlere bombalar yağdırıyor. Kısa zamanda şehirlerin enkazı altında kalan binlerce sivilden oluşan vahşet tablosu… 

Emperyalizmin savaş yöntemi, yaşam alanlarını ve sivilleri hedef alıyor. 1990’larda savaşın direk ya da dolaylı etkileriyle ölenlerin onda dokuzu sivil. Kadın ve çocukların ölümü ise erkek ölümlerine denk. Ölümden kurtulanları bekleyen ise, ölümden de beter. 

Savaş sonrasında bölgede kalan askerlerin, sivillerle ve özellikle kadınlarla olan ilişkileri; baskı, şiddet, öldürme, işbirliğine zorlama, hapsetme, kaçırma, cezalandırma, aç bırakma, sağlık hakkını engelleme, tecavüz, ihtiyaçlar karşısında cinsel istismar biçiminde gelişiyor. 

Yıllardır süren Rus-Çeçen savaşına gözlerin, kulakların bu kadar kapalı, ağızların mühürlü olması orada yaşanan gerçekleri değiştirmiyor. 

Her savaşta, savaş karşıtları türlü eylemliliklerle savaşın iğrenç yüzünü deşifre ederken; Çeçen halkının maruz kaldığı insanlık dışı uygulamaların gözlemci heyet raporlarında belirtilmesine rağmen, dünya kamuoyunun burada yaşananlara hak ettiği tepkiyi göstermemesi anlaşılır gibi değildir. Çeçen-Rus savaşında tüm savaş suçları işlenmiştir ve işlenmeye de devam etmektedir. 

Çeçenistan’a ikinci Rus-Çeçen Savaşı’nın başladığı 1999 yılından bu yana, beş bin insan yok edildi; kaybedildi. 

Çeçenistan’ın başkenti Grozni’e, binlerce kadın, kayıpları için gösteri yaptı. 

İnsan Hakları İzleme Komisyonu raporlarına göre; Rusya’ya ait yüzlerce kontrol noktasında, Rus askerleri tarafından Çeçen kadın ve kızlarına yönelik ırza tecavüzün, rüşvet alma biçimi olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. 

Kara mayınlarında ölenlerin ve sakat kalanların önemli bir bölümünü kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. 

Dünyadaki mültecilerin ve ülkesinden sürülenlerin yüzde 80’ini kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. 

Bangladeş’eki bir mülteci kampında, bir yaşın altındaki Burmalı kızlar erkeklerin iki katı, kadınlar ile beş yaşın üzerindeki kızlar ise, erkeklerin 3,5 katı daha fazla ölüm oranına sahip. 

BM, mültecilerle ilgili yaptırdığı çalışmada, “savaştan en mağdur olanların; dul, yaşlı ve zayıf kadınlar, koruyup beslemeleri gereken küçük çocukları olanlar, yerinden yurdundan edilip mülteci olanlar ve silahlı çatışma yüzünden dul kalmış olanlar olduğunu” belirtiyor. 

Fazlaca yoruma ihtiyaç duymayan bu tablo, biçimi ve sonuçları ne olursa olun ‘savaşa hayır!’ demeyi ve bu anlamda insani sorumluluklarımızı hatırlamayı bize dayatıyor. 

  

Sayı : 2006 03