Şşeveç’ase Yi Kherbarxer”

0
486

Adıgey Cumhuriyeti’nin önde gelen yazarlarından biri olan Lhewsten Yusıf, çocukluğundan itibaren dinlediği öyküleri, tanık olduğu olayları “Şşeveç’ase Yi Kherbarxer” (Şaweç’as’ın Anlattıkları) isimli bir kitapta toplamıştır. Fahri Huvaj’ın Türkçe’ye çevirdiği ve herkese hararetle tavsiye ettiğimiz bu kitaptan bir öyküyü, Jineps’in sayfalarına taşıdık.  

Jançete Khuyneşü Abdzax idi. Ünlü bir ozan ve Pşınawe olarak Hakurınehable’de yaşardı. Keskin aklını ve tatlı dilini hep insanlık için kullandı. Pşılerin, Werkhlerin zulümlerine karşı, adı üstünde, kılıç (çate) olarak yaşadı. Xhanıkhue’lere karşı da hiç küçülmedi. Hep kendileri iltifat ederlerdi. Kendisi hiç onlara iltifat etme gereği duymadı. Büyük bir ozan olduğundan, herkes ondan çekinirdi. Onun yapıp ettikleri anlatılmakla bitmez. Çok, ama çok fazla öyküsü vardır. 

Bu anlatacağım, onlardan sadece küçük bir örnek. 

Xhanıkhue, faytonuyla Atalığını ziyarete gelmişti. Ulak gönderip Khuyneşü’yü davet etti. Her gelişinde kendisini davet eder, şıç’epşıne çaldırır, şiirlerini dinlerdi. Xhanıkhue, kendisini bir övgü şiirine konu ettirmek istiyordu aslında, bunun için çaba gösteriyordu. Hatta bir zaman dost olmak niyetiyle “eğer bir yıl beklersen, tekmil bir koşulu kağnı olur sana” diyerek iki tosun bile hediye etmişti. Ama ozan “Xhanıkhue zengin. Sığırtları ovalara sığmıyor. İki tosun göndermiş, ne olacak!” deyip geçmiş, aldırış bile etmemişti. Xhanıkhue’nin şimdiki gelişi bu olaydan sonraydı. 

 “Khuyneşü! Şıç’ePşıneni al da benimle birlikte bize gel. Sayende insanlar bir araya gelir, görüşürler hiç olmazsa” diyerek davet etti Xhanıkhue. 

 “Olur. Gelirim. Ben zaten insanlar için varım. Ben de onları görürürm” diyerek kabul etti. Birlikte yola çıktılar. 

Bataklık bir yerden geçmeleri gerekiyordu. Fayton çakılıp kaldı. 

 “Khuyneşü! İnelim de itelim” dedi Xhanıkhue. 

 “Vallahi itmem. Götüreceğim diye yola çıkardığına göre götür. Götürmeyeceksen geri götür!” dedi Khuyneşü, Xhanıkhue’ye nispet olsun diye faytondan inmedi. 

Xhanıkhue ayakkabılarını çıkardı, paçalarını sıvadı, bataklığa girdi. Sürücüyle birlikte faytonu iterek çıkardılar. 

 “Hakkımdan geldin Khuyneşü!” dedi Xhanıkhue. 

 “Ne olur canım, Xhanıkhuelerin paçasına da hiç değilse bir kez olsun, biraz çamur bulaşsın” dedi ozan. 

Xhanıkhue kızmadı, Khuyneşü’n konuşmalarını, tavrını bildiğinden, her şeyi şakaya vurdu ve tekrar faytona bindi. 

Ünlü ozan ve şıç’epşınawe ile birlikte Xhanıkhue evlerine vardığında, Khuyneşü’yü herkes bilip tanıdığından, ayrıca da beğenip değer verdiklerinden dolayı çok insan gelip toplanmıştı. 

Köyün en saygın yaşlılarından, seçkin bir grubun oturduğu haç’eşe sofra getirildi. Üzerinde yumurta, çılbır yemeği vardı. Öncelikli saygın yaşlılarla birlikte oturmuş, yerlerken, Jançate Khuyneşü, bir-iki lokma alıp bıraktı. Hem çılbır biraz ince, duruydu, hem de çılbır yemeğini ev sahibinin şanına uygun bulmayarak çekildi, ayağa kalktı. Erinmeden mestlerini çözdü, çıkardı, paçalarını sıvamaya başladı. Sofradakiler ne yaptığını anlamadılar. Merakla baktılar. Xhanıkhue, bir muziplik peşinde olduğunu anladı ve telaşla sordu: 

 “Ne oldu? Ne oldu Khuyneşü?” 

 “Olanı anlatayım. Xhanıkhueler kısmeti bol insanlar olduklarından aradıkları her şeyi buluyorlar. Bu çılbırın içinde de yumurta buluyor olabilirler. Ben onlar gibi kısmetli değilim. Benim bu kısmetsizliğimle onun içinde parmakla bir şey bulamam. Bari paçalarımı sıvayıp içine gireyim de, belki bir topak yumurta bulurum, diyorum. 

Xhanıkhue utancından kızardı. Daha ihtiyarlar başında iken sofrayı kaldırtıp götürttü. Semiz bir dana kestirerek tüm konuklara mükellef bir ziyafet verdi. 

Böylece bir kez daha Khuyneşü, Xhanıkhue’ye dokundurmuş oldu. Ama her şeye rağmen Xhanıkhue ozanı üzmek, incitmek istemedi. Kendisi daha zengindi ama şıç’epşınawe daha güçlü, etkili ve tehlikeliydi. 

* Şaweç’as’ın Anlattıkları 

Lhewsten Yusuf  Sf. 383 

Çev. Fahri Huvaj 

  

Sayı : 2006 03