Batı anlayışı doğrultusundaki Türkiye resim sanatının başlangıcı 1800’lü yıllardır. Askeri okullarda perspektif eğitimini desteklemek için konulan resim dersleri çoğunlukla dışardan gelen yabancı ressamlar tarafından veriliyordu. Önceleri askeri eğitimin bir parçası olarak düşünülen ressamlık giderek kendi akışında şekillenmeye başladı. Askeri konuların dışında serbest ve doğa betimlemelerin olduğu konular işlenmeye başlandı. Türkiye resminde “Asker ressamlar” kuşağı bu yıllarda doğdu. Daha sonra bu kuşağın itici gücü ve sarayın desteğiyle Sanayi-i Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) kuruldu (1883) ve artık batılı anlamda güzel sanatlar alanında sanatçılar yetişmeye başladı.
Çerkesler’in zorunlu göçle Osmanlı topraklarına gelmesinin ilk yıllarıyla batılı anlamda Türkiye resminin oluşum dönemleri aynı yılları kapsamaktadır. Bu dönemde Sanayi-i Nefise Mektebi’nde eğitim alan ve eserleri müzeler ve koleksiyonlarda bulunan önemli kişilikler arasında ressam Muallim Şevket’i görmekteyiz. Çerkes ressam olarak günümüzde herkesin tanıdığı büyük sanatçı Avni Lifij de Türkiye resim sanatının ilk oluşum döneminde yetişen ressamlarımızdandır.
Muallim Şevket (1856-1893) İstanbul Süleymaniye’de doğdu. Babası orman memuru Çerkes Osman Efendi’dir. Sanata olan ilgisi daha küçük yaşlarda ilgi çekmeye başlamıştı. Sadece resim alanında değil, müzik alanında da görülüyordu. İlk öğrenimini Süleymaniye İlkokulu’nda, orta öğrenimini Beyazıt Rüştiyesi’nde tamamladıktan sonra bir dönem Muzika-i Hümayun’a devam etti. Daha sonra, ünlü ressam Salvatore Valeri’nin Sanayi Nefise Mektebi’ndeki ilk sınıfına öğrenci olmuştur. Bu başlangıç ve aldığı sağlam eğitim, onun güçlü bir sanatçı olarak yetişmesini sağlamıştır. Ancak genç yaşta ölümü daha verimli olmasını engellemiştir. Eserleri müze ve önemli koleksiyonlarda yer alır.
Hüseyin Avni Lifij (1886- 1927) Ailesi Kafkasya’nın Kuban bölgesinden göç ederek Samsun’a yerleşti. Sanatçı Samsun’un Ladik ilçesine bağlı Karaapdalsultan köyünde doğdu. Daha sonra ailece İstanbul’da Rumelihisarı’na yerleştiler. İlk eğitimini Fatih mahalle mektebinde, orta öğrenimini Şehzadebaşı “Numune-i Terrakki” mektebinde yaptı. Onun sanat hayatını etkileyen gelişme o dönemlerde Ayasofya’nın çizimlerini yapan Henry Post ile tanışması oldu. Post, onu Sanayi Nefise’nin müdürü Osman Hamdi ile tanıştırdı. Daha çok genç olan H. Avni’nin çalışmalarından, desenlerinden etkilenen Osman Hamdi, onun yurt dışına gönderilmesi için Şehzade Abdülmecid’e tavsiyede bulundu. Bu şekilde kendisine Avrupa kapıları açılan H. Avni’nin parlak sanat yaşamı başladı ve önemli atölyelerde resim eğitimi alarak sanat açısından olgunlaştı. Sanatçı duyarlılığı ve döneminin sanat eğilimlerini yeniden yorumlayan özgün çizgisiyle hem yaşamında, hem de yaşamı sonrasında sanat ortamını etkiledi. Kısa yaşamına karşın bıraktığı desen, suluboya ve yağlıboya eserler incelendiğinde oldukça verimli bir sanat hayatı sürdüğü görülebilir. H.Avni Lifij eserleri, günümüzün önde gelen müze ve özel koleksiyonlarının en önemli eserleri arasında yer alır.
Sayı: 2006 06