Adıgece ve Abhazca’nın Öğrenilmesinde Bir Adım

0
462

Kafkas Dernekleri Federasyonu tarafından, “Adıge ve Abhaz dillerinin öğretilmesi için alt yapı oluşturulması” projesi kapsamında planlanan eğiticilerin eğitimi kursları, 8 Temmuz’da  yapılan bir tötenle başladı. 

Açılış töreninde, proje kapsamında oluşturulan “Anadil Komisyonu” üyeleri, Federasyon yetkilileri, anavatandan gelen Adıge dili uzmanı Murat Tabısh ve Abhaz dili uzmanı Prof. Ludmila Hibba ile Türkiye genelinde açılacak dil kurslarında öğretmenlik yapacak, 25 Adıge ve 15 Abhaz dili öğretici adayı hazır bulundu. 

Uzman öğreticiler Tabısh ve Hibba yaptıkları konuşmalarda, Türkiye’de başlatılan bu kursların anavatandaki yankılarından bahsettiler. Dilin önemini vurgulayarak ‘142 yıl sonra hala dilini konuşabilen, koruyamaya çalışan diaspora insanlarının kendilerini çok gururlandırdığını’ anlattılar. 

Anadil kursunun 3. gününde uzman öğreticilerin izlenimleri: 

Murat Tabısh: Öncelikle bu programı düzenleyen, bu programa şekil veren ve yürürlüğe koyan herkese teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Çerkes toplumunun yok olmaması için, Çerkes toplumunun birer ferdi olarak, dil, boy ayrımı yapmadan buraya gelen arkadaşlarla güzel bir çalışma ortamı oluştu. Onlara da teşekkür ediyorum. Ayrıca bu programın ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.(..) 

 

Peki sizce öğrencileriniz nasıl? 

MT: Ortak özellik herkes çok istekli. Önemli olan buradaki insanların istekle gelmiş olmaları ve bu isteği yaşatıyor olmaları. Olsa da olmasa da olup bitenin cevabı kendi ellerinde. 

Büyükannem hep şöyle derdi: ‘Benim bir hastalığım var. Bu hastalık Adıgeler’in hastalığı.’ 

Bu hastalık bende de var. Hastalığın tedavisini ben şimdi burada buldum. Tedavinin bu topluma dili yeniden kazandırmak olacağını gördüm. Toplumumuzun hastalığı çocuklarımızın, gençlerimizin dil bilmemesi ve dilimizin kaybolmaya doğru gitmesi. Bu hastalığa çareyi burada dili öğretmekle buldum. 

 

Öğrencilerinize sorduk. Hepsi burada olmaktan ve sizden eğitim almaktan çok memnun olduklarını dile getirdiler. Peki sizin öğrencilerinizle ilgili yorumunuz nedir?  

LH: Üç gün içerisinde gördüğüm kadarıyla herkes çok isteyerek çalışıyor. Ve görüyorum ki hepsi de öğrencilerine dili iyi öğretebilirler. İsteyerek yapılan iş kesinlikle başarılı olur. Yakaladıklan bu fırsatı iyi değerlendiriyorlar. 

 

Peki üç günlük genel izlenimleriniz neler? 

LH: Bu üç gün içerisinde hepimiz iyi çalıştık. Burada olan kursiyerlerimiz kendilerini sorumlu hissediyorlar, benim gördüğüm en büyük özellikleri bu ve çok gayretliler. Buna çok memnunum. 

 

Kurslar başlamadan önceki beklentilerinizi buldunuz mu?  

LH: Buraya gelenlerin hepsi gönüllü olarak geldi. Ben gelmeden önce de böyle olacağını biliyordum. Çünkü bizi zorlayan, zorla kurs açmamızı isteyen kimse yok. Ben de gönüllü geldim. Başarılı olmaktan başka şansımız yok. 

 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? 

LH: Uyumamaya razıyım. Akşama kadar ayakta kalmaya razıyım. Yeter ki ben bu dili yaşatabileyim, buradaki kursiyerlerime aktarabileyim. İnşallah bu organizasyonu gerçekleştirenleri mahçup etmeyeceğiz. Adıge ve Abhaz dilleri çok zengin ve öğrenilmesi zor bir dil ama kısa zamanda inşallah biz bunu başaracağız. 

Biz çok kötü şeyler yaşadık, ölümler gördük, mezalimler gördük. Fakat Ubıhlar gibi yok olan bir millet olmamak için sırtımızdaki ağır yükü taşımak zorundayız. Dilimizin ve kültürümüzün yok olması, savaştaki acılardan da ağır geliyor. Bu nedenle sırtımda ağır bir yük ve çok büyük bir sorumluluk hissediyorum. İnşallah biz yok olan milletlerden olmayacağız. Biz dilimizle kültürümüzle bunu başaracağız. 

Kaynak: www.kafkasfederasyonu.org 

  

Sayı : 2006 08