Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Kusha Doğan haykırıyor: “Dilini Öğrenmemenin, Çocuklarına Öğretmemenin Mazereti Olamaz” 

Jineps Gazetesi olarak, Çerkes kültürünün geliştirilmesine, bugüne taşınmasına birçok katkıda bulunmuş ve Çerkes müziğinin önde gelen isimlerinden biri olan Kuşha Doğan Özden ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sayfalarımıza taşıdık. Kendisine teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılarının devamını diliyoruz.

 

JinepsSayın Özden, 1974’ten beri Türkiye Çerkes Diasporası başta olmak üzere, toplumsal hafızamızı kavrayan kültürel araştırmalarınız sürüyor. Sizce Çerkes Kültürünün her yönüyle açığa çıkarılıp korunması, yeni kuşaklara aktarılması için neler gerekli? 

Kuşha Doğan Özden: Çok hızlı ve sistemli bir şekilde bütün köylerimizin, köylerdeki hanelerin tek tek taranması gerekir. Bu konuda çok geç kaldık. Çerkes kültürü Çerkeslerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde son yıllara kadar Kafkasya’dan getirildiği şekliyle yaşamıştır. Bu nedenle bazı bölgeler canlı kültür müzesi olarak adlandırılabilirdi. Fakat 1960’lı yıllardan sonra hızlanarak devam eden kültürel erozyondan halen kurtarabileceğimiz bir şeyler var. Bu konuda Kafkasya’dan toplumbilimci ve sosyologlardan destek alınabilir. Kültürümüzün yeni kuşaklara aktarılması ise, apayrı bir konu. Bu aktarımın başlangıç yerinin aile olması gerekir. Bu konuda duyarsız ailelerden oluşan toplumlarda derleme çalışmaları ile bir şey yapamazsınız. Ancak bu işin meraklılarına ileride okuyacakları belgeler bırakabilirsiniz. Öncelikle aile içinde bu konuda duyarlı fertler yetiştirmek gerekir. Her ailede yeni kuşaklara dilin öğretilmesi gerekir. Dilinizi kaybederseniz hiçbir kültürel özeliğinizi koruyamazsınız. Aileden sonra derneklerimizde dilini bilmeyen gençliğin dili öğrenmeleri için düzenli ve yoğun çalışmaların kesintisiz yürütülmesi gerekmektedir. 

 

JinepsSiz dil, tarih, sözlü müzik başta Çerkes kültürüne ait birçok alanda araştırma-derleme yaptınız. Bunlar nelerdir? Bu araştırmalar bundan sonra nasıl olmalıdır? 

K.D.Özden: Ben toplumbilimci veya sosyolog değilim. Yaklaşık 35 senedir amatörce derleme yapıyorum. Kaybolacak kaygısıyla ne bulursam topluyorum. Müzik, şarkılar, ağıtlar, söylenceler, atasözleri, hikayeler, bilmeceler, ne bulursam topluyorum. Fakat bu çalışmalar sistemli olmadığı gibi yetersiz de. Çünkü bütün zamanımı derleme çalışmalarına ayırmam mümkün değil. Aynı zamanda kendim ve ailem için yaşam mücadelesi vermem gerek. Ancak artan zamanımın bir kısmını bu çalışmalara ayırabiliyorum. Bu araştırma ve derlemelerin bu konuda eğitimli, bu işin sistematiğini bilen bilim adamları tarafından yapılması gerekir. Bu konuda Kafkasya’dan destek alınabileceğini sanıyorum. Hızlı ve sistemli bir çalışma yürütemez isek, yarın çok geç olabilir. 

 

Jineps: Dil-folklor çalışmaları konusunu önemsediğinizi biliyoruz. Neden dil ve folklor öncelikli ve bu konuda neler sunacaksınız halkımıza? 

K.D.Özden: Her kültürün temel ögesi tartışmasız dildir. Kültürel özellikler, davranış biçimleri dil temeli üzerinde yapılanır ve gelişir. Dili yok ederseniz, o kültürü temelinden yıkarsınız. Folklor da (halkbilimi) yine dil temelinde yaşar ve gelişir. Dilinizi öldürüp folklorunuzu yaşatamazsınız. Folklorun hayat kaynağı dildir. Dilini öğrenmemenin, çocuklarına öğretmemenin mazereti olamaz. Bu konuda duyarsız olan insandan, başka problemlerimizin çözümünde duyarlı olmalarını beklemek boşunadır. Kaf-fed öncülüğünde başlatılan anadil eğitimi çalışmalarına herkesin destek vermesi gerekmektedir. Benim uzun yıllardır devam eden kapsamlı bir sözlük çalışmam var. Önümüzdeki yıla yetiştirmeye çalışıyorum. 

 

Jineps: Kafkasya’da Diasporada ise Türkiye, Ürdün, Avrupa başta birçok ülkede hem alan çalışmalarınız hem de konserlerinizle oluşan büyük hayran kitleniz var. Bütün bu yerlerde sizce kültürel temel sorunlar nelerdir?İlişkilenmeler ne düzeydedir? Nasıl olmalıdır? 

K.D. Özden: Kafkasya dışında en temel sorunumuz dilimizin ve buna bağlı olarakta kültürel ögelerimizin yok oluşudur. Gerek Kafkasya ile gerek diğer ülkelerde yaşayan Çerkesler ile ilişkilerimizi ne kadar arttırabilirsek, yok oluşumuzu o denli yavaşlatabiliriz. Çerkesler yaşadıkları bütün ülkelerde sevilirler. Bu özelliğimizden dolayı, içerisinde yaşadığımız ülkelerin kültürel, ekonomik ilişkilerinin gelişmesine de katkıda bulunabiliriz. Bizim ilişkilerimizin gelişmesi, içerisinde yaşadığımız ülkelerin de iyi ilişkiler içerisinde olmasına bağlıdır. 

 

Jineps: 2005 yılında sözlü müzik derlemeleri ve kendi bestelerinizi içeren “Çerkes Halk Şarkıları” projenizin ilk albümü “Wered-1” çıktı. Proje ne aşamada, sabırsızlanan dinleyici kitlesine bir müjde verebilir miyiz? 

K.D.Özden: Wered 1 önemli bir çalışma idi. Bu çalışmadaki bütün parçalar Türkiye, Ürdün ve Suriye’den derlenmiş parçalardı ve bu anlamda bir ilk idi. Bugün bu parçalar Kafkasya’da da gerek radyo gerek televizyonlarda sevilerek dinlenmektedir. Bu anavatan ile kültürel etkileşimin de güzel bir örneğidir. Kaset ve CD’ler çok miktarda korsan olarak çoğaltıldığı için ekonomik olarak kendisini kurtarmamıştır. Örnek vermek gerekirse, Kayseri’de toplam satılan kaset ve CD sayısı 1200’dür. Oysa Kayseri’deki kaset ve CD sayısı bu rakamların çok çok üzerindedir. Hemşerilerimiz bu konuda biraz daha duyarlı olabilseler idi, bugün Wered 4’ü dinliyor olabilirlerdi. Wered 2’nin şu anda stüdyo çalışmaları bitmiş durumdadır. Şarkıların büyük bir kısmı Uzunyayla’dan derlenmiştir. Ayrıca Abhazca ve Adıgey’den de iki parça var. Umarım bu kez toplumumuz korsan CD ve kaset konusunda biraz duyarlı davranır. 

 

Jineps: TRT’de Türkiye’deki dillerin bazılarında 30 dakikalık yayınlar var. Çerkescede sizin de klip’iniz yayınlanıyor. Bu yayınlar değişik değerlendirmelere neden oldu. Sizce bu yayınlar nasıl olmalıdır? 

K.D.Özden: TRT 2’deki yayınlar gerek nitelik gerek zaman olarak yetersizdir. Yine de hiç olmamasından daha iyidir. Yayın kalitesinin yükseltilmesi ve bu yayınların herkesin dinleyebileceği saatlere konması için çalışılması gerekir. Özel kanallarda yayın başlatabilirsek, sanırım bu sorunların çözümü daha kolay olur. 


Kuşha Doğan Özden Kimdir?  

1956 yılında Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine bağlı Karahalka köyünde dünyaya geldi. Çerkeslerin Kabardey kolundan ve Kuşha ailesindendir. Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu mezunudur.Evli ve anadillerini konuşan iki oğlu var. İngilizce bilir. Çerkesce, Kabardey ve Adıgey diyalektlerini bilir. Ticaret ile uğraşıyor. 

1974 yılında Çerkes’lerin kültürü, sosyal yaşamları, halk oyunları, sosyolojik yapıları, halk şarkıları, müzikleri ve Çerkes dili ile ilgili araştırmalarını ve derlemelerini 26 sene boyunca, aralıksız bugüne kadar sürdürmüş, halen de sürdürmektedir. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde Kafkas Halk Dansları Toplulukları ve müzik grupları yetiştirmiştir. 1982-1984 yıllarında Ürdün’ün başkenti Amman’daki çerkes okulunda Çerkes dili ve edebiyatı, Çerkes tarihi ve halk oyunları konusunda öğretmenlik yapmıştır. Ülkemizde Çerkeslerin yoğun olarak yaşadığı birçok ilde, Ürdün, Almanya ve Kafkasya’da konserler vermiştir. Türkiye’de, Kafkasya’da, Ürdün’de ve diğer ülkelerde yaşayan Çerkesler tarafından sevilerek dinlenmektedir. Wered 1 adlı bir albüm çıkardı. Albüm, on albüm ve yüz yirmi şarkıdan oluşması planlanan çalışmasının ilk bölümüdür 

Kuşha Doğan Özden’in Ürdün’de derlediği bir şarkı. Rus Çarlığı ile Çerkeslerin savaşını ve sürgünü anlatan hüzünlü bir şarkı. 

 

XEKUM DIŞHIRAXUM

Wuısım yi pşhışxuexeri ‘aşhek’e qıtxuolhır
L’ığer tetırax guşhew zawergıdaş’ıl’e.
Xekum dışhıraxu maxuexeri sıtıwi lejheşhuet.
A lajhe lek’axeri yicıri digum Şhoşxe.
Ar qıdezş’ılexeri melwanişhem ş’eğur.
Zeraş’ıl’e lhepjts’ık’ur ‘ebjhıgu yızi mıkhu ji.
L’l yaşhezuaw txetxeri zerığoble nek’uti.
Bılımıjh nek’uwhxeti di xeğuegur yaşhe.
Mole nepts’u txetxemi waz xenjır qaır.
Di xeğuegur tf’ok’uedıri leyışxuer qıdaxır.
Xım yi tolqunxxeri kkhuh cabem k’erove.
Hadewe bdzejheyxeri dibğu’e şhızow., 

        

Sürgün ŞarkısıRusya’nın koca Çar’ları, silahlarıyla saldırıyorlar, 

Yiğitlik sayarak, bizimle savaşıyorlar. 

O sürgün günleri, ne acı günler, 

Çektiğimiz acılar hala yüreklerimizi dağlar. 

Bizimle savaşanlar, yüz milyonu geçiyor, 

Savaştıkları ufacık halk, bir avuç olmaz. 

Aramızdaki satılmışlar, kıtlık suratlıydı, 

İğrenç yaratıklar, vatanımızı sattılar. 

Sahte mollalar, yanlış vaazlar veriyorlar 

Vatanımız yitiyor, bize en büyük kötülüğü yapıyorlar. 

Denizin dalgaları, gemileri dövüyor. 

Balıklar gibi cesetler, çevremizde yüzüyor. 

  

  

Sayı : 2006 09 

Yayınlanma Tarihi: 2006-09-01 00:00:00 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Aidiyet yolculuğu ve ikilemler

Papirüs Yayınevi’nin “2 ağaç arasında...” kitabının yazarı Can Karakaş için düzenlediği tanıtım etkinliği 19 Ekim’de Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı’nda gerçekleştirildi. Atalarının kökenini ileri yaşlarında...

Judoda gümüş madalya

19-20 Ekim’de Kosova’da yapılan U23 Balkan Judo Şampiyonası’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) adına mücadele eden Çkippa Gökçe Güneş, gümüş madalyanın sahibi oldu. Sakarya Mesudiye Köyü’nden...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img