Maksudiye Köyü – (Jadekale-Tutuwkhable)

0
631

Adapazarı merkezde, kır kahvesi tadında yeşile bürünmüş, eski adıyla “Han Altı” şimdilerde ise “Şemsiyeli Park”ta birkaç Kuzey Kafkasya sürgünü diasporalı Adyge oturuyorken, gözlerimiz tam karşımızda saklı tarihe daldı… 

“Mahmutko Yakup – Kahveci Raşit eliyle Asma Altı Kahvehanesi – Çerkes Maksudiye Köyü” 

Kendisini üzüm asmalarının altına saklamış, küçük ahşap pencereleri, tahta masa ve sandalyeleri ile çevre köylerden gelen; 

Uzun boylu, geniş omuzlu, açık alınlı, kırmızı benizli, kalpaklı başı dimdik, külot pantolonu üzerine giydiği ceketinden köstekli saatine bakıp, bir yandan nargilesini içen, arkadaşları ile Çerkesce konuşan Kafkasyalıları bağrında toplayan bu küçücük kahvehane yerini; betonarme, yüksek, sevimsiz, ruhsuz ve şekilsiz binalara bıraksa da, zaman hala dedelerimizin sardığı tütünün hışırtılarını kulağımıza fısıldamakta…… “- Hadi kalkın! Köye gidelim… “ diyorum, doyumsuz bir heyecanla… “Köyümün yeşilinde oturalım… 

Çok kısa denilecek bir araba yolculuğu sonrasında köye rahatlıkla ulaşabiliriz..” 

Gündüzleri saat başı Adapazarı’ndan (Çeşme Meydanı’ndan ) vasıta bulunabilir. Adapazarı’na 13 km uzaklıkta. Poyrazlar Gölü’nü geçip, SAKARYA-KARASU Devlet Karayolu’ndan ulaşılan Adyge Maksudiye Köyü’nün kuzeydoğusunda, Söğütlü yolu üzerinden ve 30 km uzaklıkta Karadeniz sahilinde köpüklü dalgalarla buluşmak mümkün. 

Sakarya ilinin Söğütlü ilçesine bağlı Adyge Maksudiye Köyü, Marmara Bölgesi’nin doğusunda yer alması nedeniyle Akdeniz ile Karadeniz iklimini bir arada görmek olası, bu nedenle yazları serin, kışları ılık ve yağışlıdır. 

M.Ö. 2340 yıllarına dayanan, sırası ile Hitit, Lidya, Makedonya, Roma ve Bizanslılar’ın hakimiyetinde kalan, sık ormanlık alana sahip, yeşile doymuş bu verimli topraklar etnik geleneklerini sürdüren bir grup Kuzey Kafkasyalı Çerkes’i halen büyük bir misafirperverlikle, cömertçe ağırlamakta. 

Girişte yolun her iki yanında bulunan ulu söğüt ağaçları yerini, yeni dikilmiş taze söğüt ve kavlan fidelerine bıraksa da, Tutuwkho Hable (Yusuf mahalle) sizi tebessümle karşılayacak, Jadekale ise Tanrı emaneti olarak ağırlayacaktır. 

Köyümüz; Jadekale ve Tutuwkho Hable olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kuruluşu 1863-1864 yılında Kafkasya’daki savaşın kaybedilmesiyle başlayan göç ile bugünkü bölgeye gelen Jadeler tarafından olmuştur. 

Sonra, 1877-1878’de Rumeli ve Balkanlar’ın Osmanlı tarafından kaybedilmesiyle oraya iskan edilen Kafkasyalılar’ın Anadolu’ya göçü başlamış, bu Kafkasyalılar’ın bir kısmı da bugünkü Maksudiye köyü bölgesine yerleşmişlerdir. Bundan sonra da iç göçlerle, komşu köylerden ve farklı illerden gelen Kafkasyalılar ile Maksudiye köyü bugünkü yapısına ulaşmıştır.  

Alt yapı sorunu olmayan köyümüzde,1999 Ağustos ayında yaşanan deprem sonrasında dönüş artmıştır. Köy ihtiyaçlarımız muhtarımız, Zekeriya Obuz (Shalaxhue) öncülüğünde, kendi bünyesinde tamamlanmış olup, mezarlığımız kendi bahçelerimizden ayrılmayacak derecede temiz ve bakımlı, Tutuwko Hable’de bulunan küçük cami ve Jadekale’de bulunan büyük cami lojmanı ile hizmet vermekte, köy ovamızda ağaçlandırma çalışmaları devam etmekte olup, ‘Köy Konağı’mız yılın her 

dönemi, ‘Köy Cafe’miz ise yaz aylarında hizmetlerine devam etmektedir. 

Geçim kaynağı; hayvancılık ve ona dayalı mısır, yem bitkileri tarımıdır. Şehir merkezine yakınlığı dolayısı ile orta yaş grubu ve gençler Adapazarı merkezde çeşitli sahalarda iş hayatlarını şekillendirmişlerdir. 

Genel anlam itibarıyla eğitime büyük önem verilmiş, gençler yüksek eğitimleri için desteklenmiştir. Köy içerisinde ‘Eğitim Merkezi’ binamızda; ilkokul öğrencileri grubumuza bilgisayar, matematik ve diğer ilköğretime destek dersleri verilmekte, kayda değer ilerlemeler gözlemlenmektedir. Ayrıca çeşitli zamanlarda; Ragıp Mete (Şşalaxhue) başkanlığında ve hocalığını Ömer Deniz’in (Jade) üstlendiği Adygebze, Ayşe Erdemir Seshadri (JjaJJıy) desteği ile İngilizce ve Milli Eğitim Biçki Dikiş Kursları açılmış, gençler ve köy halkı tarafından önemli ölçüde katılım olmuştur. 

Köyümüz, Sarp Sınır Kapısı’nın açılması ve anayurda gidiş-gelişlerin kolaylaşması ile anayurtla iletişime geçmiş, İslamey ekibini ilk gelişlerinde üç gün süren şölenlerle, ikinci gelişlerini ise büyük bir coşku ve heyecanla ağırlamıştır. Hafızalarımızdan silinmeyecek paylaşımlarla yaşadığımız ayrılığın kısa vadeli olduğunu biliyoruz… 

Son yıllarda “Adygebze” kaybının ciddi bir şekilde kendisini hissettiriyor olması özellikle genç nüfusu rahatsız etmekte ve asimilasyona direnme amaçlı dil ve folklor çalışmaları tüm hızı ile devam etmektedir. 

Açümıjj, Thaghuşşe, Natxhue, Jade, Wuşşıy, Guser, Şşaweş”u, Lheç”as, Naş, Deguf, Şşawkhue, Kobli, Pşşawkhue, Bage, Khuy, Zel”i, Abrek, Beçaşe, Şşhalaxhue, Ak”eo, Şşegaşşe, Aç”eo, Şaşşıkhue, Hatxı, Psınetxhuc, Egu, Shöwmiz, Xhusti, Taymez (Şapsığ), Thamzıkhue (Besniy), Şevgen , JjaJJıy (Abzex)  ailelere sahip, 3 Apsuva, 157 Adyge haneli köyümüzde, yerleşik yabancı hane bulunmamaktadır….Gün ışımaya başlayıp, gençler zexesten dönerlerken, Arnavut Şakir’in oğlu Mustafa’nın, köy sürüsünü toplamak için attığı yüksek naralarla günaydınlaşmak, Nendah’ın Hakuda  pişirdiği “hakuhalüje”lerin tadına bakmak her şeye değer……geceleri ovasına çiğ yağmış, yemyeşil çimenlerin üzerinde “pıshıne” ile “dejuw” eşliğinde “tleperüj” oynayan peri kızı hayal ederseniz, orası Adyge Maksudiye köyüdür… 

Diaspora topraklarında “Adygey” coğrafyasını oluşturmuş, zaman ve mekan mefhumundan sıyrılmış, xabzesini yaşatmaya çalışan, yemyeşil ovasında yaz akşamları sabahlara kadar “pshıne” ve “keroh” sesi eksik olmayan, o köy benim köyüm…. 

   

Sayı : 2006 09