Elena Rikovtseva’nın sunduğu ‘Ças Pressi’ (Gazeteciler Saati) adlı programa katılan Politkovskaya’ya, Moscow Times’ın yazarı Yuliya Latınina’nın Kadirov’un 5 Ekim’de milli bayram havasında kutlanan doğum günü dolayısıyla Kommersant gazetesinde yayınlanan yazısı soruldu.
“İşte Latınina’nın iddialarından bir kaçı: ‘Ramzan Kadirov, partizan savaştan galip çıkmak için tek yol’, ‘Kadirov’un hiçbir alternatifi yok’, ‘Kadirov iyi veya kötü, ancak kesin olan bir şey var ki, onun temizlediği kişiler daha iyi değil’. Latınina bir düzen için bu pasajı şöyle bitiriyor: ‘Peki insan hakları? İşte insan hakları, Tanrım bize sadece ağlamak kalıyor…’ Aslında bu insan haklarını siz nerede gördünüz? Bu konuda sadece Çeçenya’da ağlanmaz. Kadirov hakkında var olan en önemli değerlendirme, ‘o kötü idi iyi oldu, yıkıcı idi inşa edici oldu’ şeklinde.”
Telefonla katılan Anna Politkovskaya söz alıyor:
“‘İnsan hakları için ağlamak’ ne demek? Evet insan hakları için ağlamak gerekmez. Sadece Kadirov ile değil Kadirov’un hareketlerinden zarar görenlerle de görüşmek lazım. Farazi değil doğrudan zarar görenlerle. Onların yakınları öldü, yorgun düştüler, kaçmak zorundalar. Bu insanların çoğunluğu övgüye değer kişiler. Ben birçoğu ile tanışıyordum.
Ve şimdi benim çalışma masamda iki fotoğraf var. Ben bir soruşturma yürütüyorum. ‘Kadirov zindanlarında işkence, bugün ve dün’ konusunda. Bu insanlar Kadirovcular tarafından kesinlikle anlaşılamaz sebeplerle kaçırıldı.
Şunu söylemek istiyorum ki, fotoğrafları çalışma masamın üzerinde duran bu kaçırılmış insanlar (biri Rus, diğeri Çeçen) güya Kadirovcular’ın Aleroy köyünde çatışmaya girdiği direnişçiler olarak takdim edildi. Bu bilinmiş hikaye televizyon ekranlarımızda, radyo ve gazete sayfalarında yer aldı. Kadirov çevresinde düşürülmüş direnişçilerle devlet televizyon kanallarına röportaj verdi, halbuki, bu insanlar aslında toplandı, kaçırıldı ve öldürüldü.”
“Anna, bu insanların mevcut durumda kusurlular sınıfına girdiğini düşünmüyor musunuz? Evet, kaçırılmalar şeklinde belirli kusurlar var, ancak buna mukabil o birçok hizmette bulundu. İnşa işlerlerini yoluna koydu. Ama orada zarar görenlerin yüzdesi çok değil. Kimin başına ne gelmiyor ki.”
Politkovskaya: “Zarar görenlerin oranı büyük değil mi?”
Rikovtseva: “Büyük değil. Büyük olmadığı şeklinde sunuluyor.”
“Şunu söylemek istiyorum ki, bu senenin ilk yarısında geçen senenin ilk yarısında kaçırılan insandan fazlası kaçırıldı. Ve bu sadece yakınlarının kaçırıldığını söyleyen insanlar. Onları daha sonra bulamadılar. Ben dikkatleri şuna çekmek isterim ki, biz farklı yetersizliklerden söz edebiliriz, çünkü bunlar bizim yakınlarımız değil, benim oğlum, erkek kardeşim, eşim değil. Sözünü ettiğim fotoğraflardakiler kesinlikle işkence ile tanınmaz hale gelmiş cesetler. Bunu küçük bir yüzde ile ifade etmek mümkün değil. Bu büyük bir yüzde.
Bu bölgeyi bilmeyen gazeteciler, onun (Kadirov) Çeçen geleneğini yeniden dirilttiğini söylüyorlar. Tüm bunlar saçmalık. O gelenekleri yıkıyor. Ben intikam taraftarı değilim, ancak bu uzun yıllar bölgede farklı bir değişmezlik sağlamıştı. Ramzan buna da bir şekilde karıştı ve bunu da tahrip etti. O, ağzına kadar silahlı korumaların çevirdiği bir korkak. Onun devlet başkanı olamayacağını düşünüyorum. Kadirov’un doğum gününde hakkında bir dileğim var. Bunu cidden söylüyorum. Onun sanık sandalyesinde oturmasını diliyorum.
Bu arada gazetemiz Kadirovcular’a ve bizzat Kadirov’a karşı dava açtı. Örneğin ben bu davalardan birine şahitlik edeceğim. Bu insan kaçırma olayları ile ilgili. Adli davalardan biri, özellikle Ramzan Kadirov’un katıldığı iki insanın kaçırılması olayı ile ilgili.”
Not: Radyodan elde edilen bu görüşmenin deşifre edilmiş hali 10 Ekim tarihinde Novaya Gazeta’da yayımlanmıştır…
Sayı : 2006 11