Olmak Ya da Olmamak
Leiden Üniversitesi’nden Kafkas dilleri uzmanı Vyaçeslav Çirikba, Abhazya’da sekiz devlet vakfından biri olan ‘Abhazca’nın Gelişimi Vakfı’ tarafından Eylül başında düzenlenen Abhazca’nın problemleri hakkındaki konferansa bir tebliğ sundu. Konferansa Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Felsefi Bilimler’den Oleg Damena ve Londra Üniversitesi’nden
Prof. George Hewitt’in yanı sıra Abhazya Hükümeti’nden bakanlar, milletvekilleri, üniversite ve enstitü temsilcileri ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı. Çirikba’nın tebliğini Ajans Kafkas için Özlem Güngör Türkçe’ye çevirdi. Yaptığımız alıntıları okuyucularımızla paylaşıyoruz.
(..)
Dil bilimcilerinin tahminlerine göre, şu anda dünyada konuşulmakta olan 6000 dilin yarısı bu yüzyılda yok olacak. Şöyle bir soru geliyor akla; ‘şöyle veya böyle yok olacaksa, az kullanılan dilleri desteklemek gerekli midir, o diller insanlık için gerekli midir?’
Cevap oldukça kesin; hiç şüphesiz gerekli. Her dil, ait olduğu halkın sayısına bakılmaksızın bizim ortak insanlık medeniyetimizin bir parçasıdır. Her dil uzun tarihi gelişim sürecinin bir ürünüdür ve her biri kendine has mükemmel bir gramer yapısı ve sözlüğe sahiptir.(..)Dilin yok olması o dilin ait olduğu toplumun yok olması anlamına da geliyor, elbette bu fiziki bir ölüm değil, ancak fiziki ölümden daha az trajik olmayan kültürel ölüm olarak meydana geliyor. Konumuza en yakın örnek de Ubıh dilinin hazin kaderi.
(..)
Günümüz toplumlarından örneklere bakacak olursak, İspanya’da Bask dili ve İngiltere’de Gal
dili iyimserlik hissi veriyor. Tamamen ölmüş bir dilin yeniden dirilişine mükemmel örnek ise İsrail’de kullanılan İbranice. 19. yüzyıla kadar İngiltere’nin güney-batısında konuşulan Kelt dilinin yeniden kullanılması için girişimler var.
(..)
Bazı durumlarda dil gelişemez bir noktaya geliyor ve o zaman insanları kendi ana dillerini kullanmaya ve onu kendinden sonraki nesillere vermeye motive etmek hemen hemen mümkün olmayacak bir duruma geliyor. (..) Sayı yeterli olabilir, ancak durum oldukça umutsuz olabilir, Türkiye’deki Kafkas dillerinde olduğu gibi. Onbinlerce insan ana dilini konuşuyor, ancak bazı istisnalar dışında çocuklara bu diller öğretilmiyor. Açıktır ki, bu dili kullanan yetişkinlerle beraber diller de ölecek.
(..)
Konu şu ki, dili kullananların sayısı dilin tam olarak kullanılması için oldukça önemli bir nokta olmasına rağmen, asıl sorun buna değil, dilin statüsüne, onun prestijine, toplumun sosyal ve ekonomik hayatında oynadığı role bağlı durumda. Dilin sönmesine ve dengesini bozmaya neden olan diğer bir faktör de coğrafi ve sosyal alanların değişmesi. Bu konuda Dağıstan’daki durum tipik bir örnek. Burada, dünyanın diğer birçok yerinden farklı olarak, oldukça küçük dil toplumları başarılı bir şekilde büyüme gösteriyor; dillerin sönmesine yönelik hiçbir işaret yok, hatta çok kullanımlı diller ve büyük diller tarafından belirli baskılara rağmen. Ancak az sayılı halklar dağ köylerinden düzlüğe göç ettirildiğinde durum radikal bir değişim gösteriyor. Yeni coğrafi ve sosyo-ekonomik alanlarında oldukça hızlı bir şekilde ana dillerini kullanmayı bırakıyorlar ve çok sayılı komşularının dillerini kullanmaya başlıyorlar.
(..)
Abhazca’nın durumu
(..)Durumun ciddi tehlike sinyalleri verdiğini söylemek abartılı olmayacak. Bu konu ile ilgili karamsar tonda konuşmak belki inanılması zor olarak görünebilir, çünkü Abhazca resmi bir dil. Abhaz anaokulları, okulları ve üniversite kursları, Abhaz radyosu, televizyonu, basını var. Ancak Abhazlar’ın en önemli sorunu onların bu ülkedeki demografik durumlarıdır ve Abhaz şehirlerindeki kozmopolit şartlarda kullanılan ortak dilin devlet dili olan Abhazca değil, Rusça olmasıdır. Rusça Abhazca’ya büyük bir baskı uyguluyor, sokaklarda ve pazarlarda Rusça yükseliyor. Rusça; bürokrasi, hükümet, parlamento, okul, ticaret alanlarında ve Abhaz kentli ailelerce kullanılan bir dil.
(..)
Kentlerde yaşayan Abhaz ailelerinde anadilini bilen ancak günlük yaşamda Rusça’yı kullanmayı tercih edenler çok. Bu ailelerden bir çoğunun çocuklarını Abhaz okullarına gönderdiği ve o okullarda birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar eğitim dilinin Abhazca olduğu doğru. Kentlerde yaşayan birçok Abhaz ailenin çocuklarının dilini öğrenme şansı okullar. Ve sonuçları da görülmeye başlıyor, çocuklar kendi ana dillerinde konuşmaya başlıyorlar. Ancak bildiğimiz kadarıyla Abhazya’da Abhazca eğitim veren orta ve lise dereceli okullar yok. Ve ana dilini konuşma durumu Abhazca’dan Rusça eğitime geçildiğinde hızla değişiyor. Beşinci sınıftan itibaren çocuklar okullarda anadillerinde eğitimi tamamen bırakıyorlar, haftada sadece bir iki ders anadil ve anadilde edebiyat dersleri oluyor, tamamen Rusça’ya dönülüyor.
Diğer negatif bir faktör de köylerdeki ekonomik durumun kötü oluşu, bu sebepten ötürü bir çok Abhaz genci evini ve köyünü terk ederek kentlere gidiyor ve orada Rusça konuşmaya mecbur kalıyor. Köyden gelen ve kentte yükselen Rusçasının yetersiz olduğunu hisseden aileler çocuklarına iyi Rusça eğitimi vermek için onları Rus okullarına gönderiyor. Ve bu da Abhazca’nın var olabilmesi alanında negatif bir etki oluyor.
(..)
Şunun altını çizmek isterim ki, elbette bizim Abhazya’da yaşayan diğer etnik grupları-Rus, Ermeni, Gürcü ve diğerleri- Abhazca konuşmaya zorlamak gibi bir görevimiz yok. Devletin resmi dili olan Abhazca’nın öğrenilmesine Abhazya’da yaşayan Abhaz olmayan diğer
vatandaşlar da teşvik edilmeli ve Abhazca gerçekten Abhaz olmayan okullar da olmalı. Ancak en önem görev hatta görev üstü şey, kentlerde yaşayan Abhazlar’ı kendi anadillerini ailelerinde ve evlerinin dışında tam olarak kullanmaya, o dili çocuklarına ve torunlarına vermeye motive etmek.
Açıkça görülüyor ki, sadece bilince veya vicdana çağrıda bulunmak yetersiz. Bu tür çağrılar ya işe yaramıyor ya da kısa süreli etki ediyor. Bunun yerine, Abhazca’nın toplumumuzda ve devlet kurumlarında tam olarak fonksiyonel olması ve negatif gelişimleri tersine çevirmek için ciddi hükümet tedbirleri gerekli. Bu konuda odak grubu, dilini yetersiz veya kötü veya hiç bilmeyen orta yaştaki insanlar olmamalı. (..) Abhaz dilinin korunması için devlet programı Abhazya’nın geleceğini inşa edecek olan Abhaz gençliğine yönelik olmalı. Orta dereceli okulların programlarında çocukların Abhazca’yı tam olarak öğrenebilmeleri ve okuldan yüzde yüz Abhazca ile çıkabilmelerini gerçekleştirmek gerekir.
(..)
Alınabilecek önlemler
(..)
- Abhazca’nınprestijinin gerçekten yükseltilmesi için ciddi, hatasız ve uzun süreli bir kampanya yürütülmesi gerekir.
- (..) Gençler arasında özellikle Abhazca konuşma modası oluşturmak; gençlerin anadilini bilmesinden ötürü gurur duymasını ve övünmesini sağlamak lazım.Abhazca’nınprestijinin yükseltilmesi, orta ve lise dereceli okullarda aktif olarak kullanılmasına ve aynı zamanda devlet kurumlarında, parlamentoda kullanılmasına yardımcı olacak.
- (..)Abhazca dili ile ilgili ders saatlerinin arttırılması bir önlemdir. Gerçi okul veya üniversite eğitiminin tamamenAbhazca’yaçevrilmesi oldukça zor bir iş ve yakın bir gelecekte uygulanabileceğine inanmıyorum, ancak ben şu anda Rusça okunmakta olan bazı derslerin Abhazca’ya tam olarak çevrilebileceğinin mümkün olacağını düşünüyorum.
(..)
- Abhazya’daki tüm okulların daha iyi finanse edilmesi, Abhazca dil öğretmenlerinin maaşının yükseltilmesi.
- Dilin kısmi olarak devlet kurumlarının bazılarında kullanılmasına geçmek.
- Abhazca televizyon programları zamanının arttırılması ve elbette Abhaz televizyonunun finanse edilmesi. (..)
(..)
Olağanüstü önemi olan devlet tedbiri ise, gençlerin iş bulmak amacıyla kentlere göç etmelerini engellemek amacıyla köylerde küçük iş yerleri veya çok büyük olmayan fabrikalar kurması. Köylerde, gençlerin ketlere gidiş zorunluluğunu azaltmak için spor ve eğlence
kurumlarının kurulması da ek faktör olacaktır.
(..)
Abhazya’da demografik durum
(..)Gürcistan ile savaş ve savaş sonrasında Abhaz halkının ülke sınırları içinde azalması, Abhazlar arasında ekonomik zorluklara bağlı olarak düşük doğum, aynı zamanda eski SSCB bölgelerinin bazılarından Abhazya’ya kontrol edilemez göçler, ülkenin demografik durumunu ciddi şekilde etkiledi. Acil tedbirler alınması gerekiyor, aksi takdirde Abhaz halkı yakında yeniden azınlıklar arasında görülecek. Abhazlar’ın kendi devletlerinde demografik zayıflığı-
Abhazya’nın milli güvenliği için doğrudan tehdit. Bu tehdidi savaş tehdidi gibi kabul etmek gerekir, (..)
Nüfus sayısının artması için iki kaynak var: Doğum oranını arttırmak ve dışarıdan halkın göçünü sağlamak.
(..)
1886 ve 1989 yılları arasındaki Abhaz nüfusunun büyüme dinamiği;
1886 (58.963), 1897 (58.697),1926 (55.918), 1939 (56.197), 1959 (61.193), 1970 (77.276), 1979 (83.097), 1989 (93.267)
Tablodan 1926 ve 1990 yılları arasında Abhaz nüfusunun hemen hemen iki katı arttığı görülebiliyor.
Abhazya’da demografik durumu iyileştirmeye götürecek olan doğum oranın arttırılmasının öneminden yola çıkarak, bana göre bu konuda şu tedbirler gerçekleştirilebilir:
– Abhazya’da demografik durumu iyileştirmeye yönelik gerekli tedbirlerin hazırlanması ile ilgili Devlet Demografik programının kabul edilmesi, tedbirlerin uygulamada benimsenmesi.
– Demografik programlar için (..) Demografi Vakfı’nın kurulması.
– Çok çocuklu ailelerin basında ve televizyondan destekleyici bir şekilde propagandasının yapılması, toplumumuz için doğum oranın yükseltilmesinin hayati öneminin açıklanması.
– Doğum giderlerinin karşılanması için aileye yardım yapılması.
– Genç ailelere ikinci bebekten itibaren aylık yardım parası desteğinde bulunmak.
(..)
Özet olarak demografik durumun iyileştirilmesi konusundaki ikinci yol olan göç ile ilgili (..) Abhazya’ya Acara, Türkiye ve Ortadoğu Abhazları’nın ve aynı zamanda Kuzey Kafkasya etnik akrabalarının göçünden söz edilebilir.
(..)Dağıtılmış halkın probleminin çözülmesi ve tarihi adaletin sağlanması konusu dışında geri dönüş, demografik durumun sağlamlaştırılması için de bir tedbirdir. (..) Geri dönüş ve göçün
eksileri de var. Abhazca’nın bilinmemesi ve Rusça’nın öğrenilmesinin gerekliliği, adaptasyon sürecinin zorluğu, ilk anlarda maddi destek, ev ve iş sağlanması konusunda maddi imkanların gerekliliği vs.
(..)
Bir başka soru, biz yatırım, iş sağlama ve sosyo-psikolojik adaptasyon sürecinde yeni vatandaşlarımıza yardıma hazır mıyız? Geri Dönüş Komitesi’nin çalışmalarını güçlendirmek gerekiyor. Ben bu komiteyi İsrail örneğinde olduğu gibi Geri Dönüş Bakanlığı’na çevirir, ona büyük maddi imkanlar verirdim ve geri döneceklerle ilgili kaliteli çalışmalar gerçekleştirilmesi konusunda bakanlık çalışanlarının sorumluluğunu arttırırdım. Böyle bir bakanlıkta geri dönüş yapan vatandaşların adaptasyonu için maksimum yardım konusunda uzman dil bilimciler, psikologlar ve ekonomistlere ihtiyaç var. Şu haliyle Komite büyük sorumluluklarını yerine getiremiyor.
(..)
Eski SSCB bölgelerine savaşın dağıtmış olduğu ve çoğunluğu şu anda Moskova, Petersburg, Rostov, Krasnodar ve diğer büyük şehirlerde yaşayan binlerce Abhaz’ı da unutmamak gerekiyor. Bir çoğu farklı bölgelerde birinci sınıf uzman, ticaret adamı olmuş olan bu vatandaşlarımızın Abhazya’ya geri dönüşünü sağlamayı öncelikli olarak düşünmeliyiz. Anavatana geri dönüş için şartların oluşturulması gerekiyor.
(..)
Sonuç
Sonuç olarak, genel olarak itiraf etmek gerekir ki, dilin korunması açısından da, demografik politikası açısından da Abhazya devleti esaslı olarak henüz her iki problemin öğrenilmesi konusuna yanaşmadı.
İlk olarak dil bilimci, sosyolog, psikolog ve ekonomistlerden oluşan dil bilimi ve demografik konularında çalışma komisyonlarının kurulması gerekir.
Komisyonlar Abhazcanın korunması ve demografi konusundaki problemlerle ilgili tarih, kültür, ekonomi, sosyal, psikoloji ve daha başka alanlarda geniş çaplı bilimsel araştırmalar yürütmeli. Ayrıca bu tür problemlerin çözümü konusunda uluslar arası tecrübeleri de bilmek,
daha sonra hükümete teklif edilecek şeylerin temelinde yer alacak olan, yapılan çalışmalar
sonucunda elde edilmiş istatistik, sosyolojik ve ekonomik hesapları açıklamak gerekir. Yeni Abhaz milletinin oluşumu için kilit durumunda olan, konuşmamda ele aldığım problemler sadece böyle bir karma yaklaşımla çözüme kavuşturulabilir.
Kaynak : www.kafkasya.net
Msibziya Marje, (*)
Burada, Sohum’da Batum’dan anavatanı Abhazya’ya geri dönüş yapmış bir kardeşimiz var. Geçenlerde küçük çocukları bir konuda anlaşamayıp odalarında birbirleri ile tartışmaya başlıyor. Hepimizin küçükken kardeşlerimizle yaptığımız türden laf kavgaları işte. Anneleri de o sırada mutfak işleriyle uğraşıyor, kardeşlerin kendi arasındaki tartışmanın Rusça olduğunu duyunca mutfaktan yüksek sesle; APSUSHALA !!!
Türkiye’den ve dünyanın başka yerlerinden gelen kardeşlerimizin Abhazya’daki toplantılarında; belki de bizi küçükken APSUSHALA diye uyaran annelerimiz olmadığı için ya da başka sebeplerden öğrenemediğimiz anadilimizde konuşamadığımız için hala çift yönlü çeviri yapılmak zorunda kalınıyor..
Ben katılmadım ama Suriye’den gelen Abaza bir kardeşimizin kendi konuşmasına başlarken “Abazaca bilmiyorum, Arapça konuşsam kimse beni anlamaz, bari Türkçe biliyorum Türkçe konuşayım da en azından Türkiye’den gelenler beni anlasın” demesi de ayrı bir durum. Bunun değerlendirmesini de herkes kendine göre doğru yanlış yapar sanırım.
Güzel bir Sohum sabahı…
Sabah evimden çıktım, yürüyerek bu maili yazdığım kafeye geliyordum, heyecanla birbirlerine birşeyler anlatan iki çocuk geçti önümden, şükür ki Abazaca konuşuyorlardı.
abziaraz
Aza Şafak
* 17.12.2006’ da Marje’den alınmıştır:
Sayı : 2007 01