Kafkas Cumhuriyetleri: Kabartay-Balkar Cumhuriyeti

0
532

Kültürel ve Toplumsal yaşam:

Kabartaylar ve Balkarlar diğer Adıge ve Kafkas halklarıyla ortak özellikler taşıyan zengin bir kültür ve folklor yaratmışlardır. Bu arada, Kabartaylar, besteli Nart şarkıları ile Aydemirkan (Andemirkan) destanını günümüze ulaştırmayı başarmışlardır. Kabartay ve Balkar halk öykülerinde, öteki Adıge öykülerine göre, doğu etkileri (motifler) ve süjeler daha belirgindir. Bu da bize, Moğol, Tatar, Gürcü ve İranlılar’la olan kültürel ilişkileri göstermektedir. 

19.yüzyılda, Çar II.Aleksandr  döneminde, özellikle 1868-69’da, derebeyliğinin ve köleliğin kaldırılması ve pazar ekonomisine geçilmesiyle birlikte, halk ekonomileri de dönüşüp gelişmeye, Kabartay ve Balkar aydınları yetişmeye, bir kültürel canlanma oluşmaya başladı. Ancak serbest bırakılan kölelere toprak verilmediğinden, toprak sorunu çözümlenmemiş, toprak sahibi eski derebeyi aileleri ve zengin köylüler ile topraksız köylüler arasında yeni sorunlara yol açılmıştı. 

1922’de Kabartay-Balkar Özerk Oblastı’nın kurulması sıralarında toprak halka dağıtılmaya ve yeni bir yaşama geçilmeye başlandı. Ama, devrimin önderi Lenin’in ölmesi (1924) ve yetkilerin Stalin’de toplanıp kolektivizasyona geçilmesiyle birlikte, zorlu bir dönem başladı. Çok sayıda yazar ve aydın “rejim muhalifi” olmakla suçlanıp cezalandırıldı. Bununla birlikte, yine de yazılı bir yaşama geçilmiş, birer Kabartay ve Balkar edebiyatı oluşmuştur. Baksan lehçesi temelinden geliştirilen Kabartay edebiyat dilini kullanan Kabartay edebiyatı, aynı dili kullanan Çerkes ve K’emguy lehçesine dayanan Adıge (1945 öncesinde Şapsığ lehçesine dayanan bir de Şapsığ edebiyatı ) edebiyatlarını da kapsayan Büyük Adıge Edebiyatının bir koludur (Ayrıca Diaspora da söz konusudur). İlk yazar Şore Negume’dir (1794-1844) ve “Adıge Halkının Tarihi” adlı yapıtın yazarıdır. Daha sonra halk ozanı Bekmurza Paçev (Pacve Beçmırze;1854-1936); ”Kambot ile Latse” adlı, sevdiği köle kızı Latse’nin bir Kabartay derebeyinin odalığı yapılmak istenmesine karşı direnen ve sonunda Latse ile birlikte kaçan Kambot’un köle avcılarından kaçış öyküsünü, yoksul köylü ve kölelerin de bu iki sevgiliyi korumaya çalışmalarını sergileyen ünlü manzum romanın yazarı şair Ali Şogentsuk (1900-42);”Hopseğo nur” (Harikulade An) adlı tarihsel romanında Kabardiya’da Sovyet yönetiminin kuruluş öyküsünü anlatan Alim K’ışoko;ünlü ”Deh’enağo” ve “Kızbrun” piyeslerininyazarı Zalımhan Aksıre; lirikşair Betal Kuaş</strong>; Rus–Kabartay ilişkilerini konu edinen “Bgırısh’er” (Dağlılar) adlıtarihsel romanı ile ünlü Askerbiy Şorten (1916-85); Nartlar üzerine derleme ve çalışmaları bulunan yazar Zıramuk Kardenguç (Qardenğucv Zıramıku); yazar ve edebiyat bilimcisi Zavur Nalo, eleştirmen Hamid Karmoko, öykü ve roman yazarı Adem Şogentsuk, roman yazarı Hakim Tevne (Teune Haçım; 1912-83), vb yetişmiştir. Balkar edebiyatının öncü kişisi de sürüldüğü Orta Asya’da ölen şair Kazım Meçiyev’dir (1859-1945) ve sürgünde, ölümüne değin halkına moral vermiştir. Daha sonra şair Kaysın Kuliyev gibi ünlenmiş Balkar yazar ve şairleri de yetişmiştir. Ancak, bu son dönemlerdeki olumsuz politik ortam nedeniyle, bir duraklama dönemine girildiği de söylenmektedir. 

 

Balkar Sürgünü ve Şimdiki Durum:

1943’te, ”Nazi işbirlikçisi” olmakla suçlanıp sürgüne gönderilen Balkarlar 1956’da bağışlandı. 1957’de, Kabartay Cumhuriyeti; halkına iade edilen Balkarya toprakları ile birleştirilerek, 1943 öncesinin iki etnik adlı Kabartay-Balkar Cumhuriyeti’ne dönüldü (1943-57 arası Balkarya, Kabardiya’dan kopartılarak Gürcistan’a eklenmiş, etnik temizlik yapılarak halkından arındırılan Balkarya’ya Gürcü Svanlar yerleştirilmişlerdi. Svanlar 1957’de ayrıldıkları yere, Gürcistan’a geri döndüler). 

Cumhuriyette, Anayasa gereği Rusça yanında yerel resmi diller olmalarına karşın, 2003 yılından beri Kabartay ve Balkarlar’ın dillerine ve anadili eğitimine önemli kısıtlamalar getirildiği, göstermelik Kabartayca ve Balkarca radyo-televizyon yayınlarına bile son verildiği bildirilmektedir. Bu arada, etnik müzikten, özellikle çocuklar açısından çok önemli olan etnik şarkılardan bir kopma söz konusudur. Bu son nokta ihmale gelmeyecek kadar önemli bir sorundur. Asimilasyonu önlemek için, acilen ulusal müzik eğitimine ve şarkıların yeniden ele alınıp canlandırılmasına gereksinim vardır. Her şeye karşın, Kabartay ve Balkar müziğinin, ”modern Sovyet müzik stiline bağlanan”   Adıgey müziğine göre, etnik geleneklerini daha fazla koruduğu söylenebilir. Ancak devlet desteği çekilen yerel müziklerin çok acınılacak durumlara düştüğü söylenmektedir. 

Nalçik’te yerel Devlet Parlamentosu, yerel hükümet, Kabartay-Balkar Devlet Üniversitesi, Devlet Operası, tiyatrolar, Devlet Müzesi, vb kültürel kurumlar bulunmakta, Kabartay, Balkar   ve Rus dillerinde devletçe birer günlük gazete (Kabartayca “Adıge Psatle”; ki internetten de izlenebşlmekte)yayınlanmaktadır. 

Şu günlerde, geri bırakılmışlığa ve yoksullaştırmaya bir tepki olarak doğan ve ilk denemesi bastırılan “İslami”, yani “Arap Vahabi” görünümlü milliyetçi şiddet olaylarının yayılması olasılığından kaygı duyulmakta; ancak, işsizliği önleyici ve yaşam kalitesini yükseltici çalışmalarda bulunulmadığı da iddia edilmektedir. İşbirlikçiler bütün bu olumsuzlukları görmediklerinden ya da gizlediklerinden, yani kitlelerin aydınlatılması bakımından, bağımsız ve ciddi araştırma, eleştiri ve değerlendirmelere gereksinim vardır. RF içindeki demokratik yapı böyle yapıldığı takdirde güçlendirilebilir ve demokratik kazanımlar korunup geliştirilebilir.       

Bu son dönemde, Moskova’dan yeni atanan Devlet Başkanı Arsen Kanoko’nun önderliğinde ve RF Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de desteğiyle bazı iyileştirmelerin başlatılacağı söylenmektedir. Ancak, merkezin desteği göstermelik düzeylerde kaldığından ilerleme sağlanamıyor, ortalık mafyaya ve bir tür mafyalaşan yerel otoritelerin insafına terk ediliyordu. Umarız bu mekanizma aşılır.       

Sorunlar, kişilikli, çağdaş bir demokratik yönetim, ekonominin ve toplumsal değerlerin korunması ve geliştirilmesiyle çözümlenebilir. 

Cevdet Yıldız (Hapi) 

  

Sayı : 2007 02