‘Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nden Abhazya

0
780

Abhazya’nın sınırları 

Karadeniz’in kuzey kıyılarını tam olarak kaplar. Abaza ülkesinin başlangıcı Faşe Çayı (Riyon Nehri-H.E), sonu batıda ‘Taman Adası’ yakınında Anapa Kalesi limanıdır. 

 

Abhazya’daki sülaleler 

  • Çaşlar (Çaçlar-H.E) Sülalesi: 

Faşa(Riyon-H.E) ırmağının karşısında bulunup beyzadeleri vardır. On bin kadar güçlü askerleri bulunmaktadır. Cevizleri fındıkları çoktur. Silahları, ok, yay ve mızraktır. Atlıları azdır. İskeleleri ‘Lakbadırlar’dır. Trabzon’dan üçyüz mil uzaklıkta olup büyük bir iskeledir. 

  • Arlan Sülalesi: 

Onbin kadar askerleri vardır. Verimli toprakları, adaletli beyleri bulunmaktadır. Baş iskelesi Laçiga’dır. Güzel limandır. Kış, yaz gemiler eksik olmaz. 

  • Çandalar Sülalesi: 

Bunlara ‘Dağ Çandaları’ derler. Onbeş bin kadar olup bir beyleri vardır. İskelelerine ‘Kakir’ adı verilir. Dağda ‘Hofa’ adıyla denize bakan bağlı, bahçeli köyleri vardır. 

  • Büyük Çandalar Sülalesi: 

Yirmibeş kadar köyleri bulunmaktadır. Onbeş bin kadar askere sahip olup, beyleri vardır. Limanlarına ‘Çanda’ derler. Bu sülalenin dağlarının arkası ‘Maşeşoh’ Çerkezleri’nin vilayetidir. 

  • Keçiler (Geçler-H.E) Sülalesi: 

Cennet bağı gibi verimli bir vıllayettir. Yetmiş parça köyden meydana gelmektedir. Beyleri vardir. Güzel ve lezzetli suları olup ‘Lipa’ adında gemilerin gidip geldiği büyük bir limanları vardır. Bu ırmak Elbürz (Elbruz-H.E) Dağları’ndan gelerek buradan Karadeniz’e dökülür. Temmuz ayında bile geçit vermeyen bir sudur. Irmağın iki yakası çeşitli meyveler veren ağaçlarla süslüdür. ‘Keçiler’(Geçler) son derce zengin, çoğu atlı onbin kadar askere sahiptirler. 

  • Art (Arıdlar, günümüzde Adler şehrinin bulunduğu bölge halkı-H.E) Sülalesi: 

‘Keçiler’(Geçler) den kalabalıklar, yalnız onlar kadar savaşçı değiller. Tüccarlık ve avcılık yaparlar. Otuzbin kadar adamları vardır. Başlarında beyleri vardır. Limanlarına ‘Leyuş’ derler. 

  • Sadşe (Sadzlar ya da diğer adlandırılışlarıyla Cigetler-H.E) Sülalesi: 

Kuzeylerinde Çerkesler’le ilişkileri bulunduğundan Çerkesçe(Adıgece) ve Abazaca konuşurlar. Yedibin askerleri vardır. 

  • Kamış Sülalesi: 

Bir beyleri olup, onbin kadar yiğit ve atak halkı vardır. Bu sülalenin içinde, İstanbul’dan ve Mısır’dan gelme Tophane Abazaları vardır. Suları ve havaları çok güzeldir, köyleri güneye ve denize bakar. 

  • Suçeler (Çücaa(?) H.E) Sülalesi: 

Bunların yerleri kayalık olduğundan atlıları azdır, beyleri ve onbin kadar yaya ünlü askerleri vardır. 

  • Cembe (Canba H.E) Sülalesi:  

Bir beyleri ve iki bin yaya askerleri vardır. Ulu dağları vardır avcılık yaparlar, yaban balları meşhurdur, bu balı Abaza balı diye birbirlerini ite kaka alırlar. 

  • Bozoduk (Bjeduğ H.E) Sülalesi: 

Bunların da bir beyleri ve onbin askeri vardır. Bozoduklar’ın bir kısmı, Çerkes ilinde ‘Obor Dağı’ eteğine yerleşmişlerdir. 

  • Osoviş Sülalesi: 

Bu sülale ağaçtan yay yapan, ardıç ağacından ok kesen, hepsi silahlı üçbin kişidirler. Bunlar inaçları gereği ölen beylerinin cesetlerini sandukaya benzeyen bir ağaç içine koyup, yüksek bir ağacın tepesine çatal bir dalın üzerine bırakırlar. 

  • Aşpılı Sülalesi: 

Bunların da bir beyleri olup, ikibin kadar askerleri vardır. Son derece yiğit ve savaşçıdırlar. Limanları ‘Aşğa’dır. 

  • Soğuksu Sülalesi:  

Bir beyleri ve üçbin askerleri vardır. Güzel atları bulunmaktadır. Limanları ‘Haruna’dır. Soğuksu adında geçit vermez büyük bir ırmakları vardır. Çerkes dağlarından çıkıp Karadeniz’e dökülür. Ab-ı hayata benzer bir sudur. İşte bu ırmak kıyısında bulunduklarından bu sülaleye Soğuksu Sülalesi denmekdedir. 

  • Kotasi Sülalesi: 

Yedibin askerleri ve beyleri vardır. Limanları ‘Kotasi’dir. Tahtadan yapılmış hasır örtülü mahsenleri vardır. Köyleri limanın arkasında dağlardadır. Kırım’dan gelenlerle ticaret sürdürürler, yerleri sarp değildir, buğday bile yetiştirirler. Bunların dışındaki Abazalar basda(pasta) darısı ekerler. Kotasiler’le Çerkes olan Janeler çok yakınlar, bundan dolayı bunlar Abazaca’nın yanısıra Çerkesçe de bilirler. 

Abhazya ülkesi burada tamamlandı. Buradan ‘Faşe Çayı’na kadar Abazalar’ın tamamı, deniz kıyısında olup, bütun köylerin güneyi Karadeniz’e bakar. Doğudan batıya Abaza ülkesinin uzunluğu kırk konaktır. Eni de beş konaktır. (Konak: Araba veya hayvanla bir günde alınan yol.) Abhazya’nın kırk büyük ırmağı vardır. Hepsi Çerkes’le Abaza arası dağlardan gelip Karadeniz’e dökülür. Bunlar bir birine yakın yetmiş kadar büyük dağ ve ikibin parça köyden mevcuttur. Abazalar yüzbinlerce asi kural tanımaz kavimdirler. Bunlar kitap ehli değiller ve hiçbir mezhebe de bağlı değiller. 

 

DAĞLARDA BULUNAN ABAZALAR 

  • Poşehri Sülalesi: 

Mekril’e(Megrelya’ya-HE) yakındır. Beyleri ve yedibin nüfusları vardır. 

  • Ahçepsi (Ahçıpsı-H.E) Sülalesi: 

Bunların da beyleri vardır, onbin kişidirler. 

  • Beslep Sülalesi: 

Beyleri vardır, yedibin beşyüz kişidirler. 

  • Mekliye Sülalesi: 

Üçbin kişi olup beyleri vardır. 

  • Vaypiga (Eybga-H.E) Sülalesi: 

Binkişilik, beyleri olan bir sülaledir. 

  • Çimakors Sülalesi: 

Beyleri vardır. Dörtbin kişidirler. 

  • Macar (Mıstara(?)-H.E) Sülalesi: 

Beyleri vardır. İkibin kişidirler. 

  • Yayharaş Sülalesi: 

Beyleri vardır. Dörtbin kişidirler. 

*Recep Cenbey’in Marje’ye ilettiği yazının Hayri Ersoy tarafından incelenmesi ile yayınlanmıştır. 

 

Sayı : 2007 03