Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Jineps 1. Yıldönümü Gecesi Öncesi ve Sonrasında gelen Kutlama Mesajları

Değerli Jineps Gazetesi yöneticileri, 

18 Şubat 2007 tarihinde düzenleyeceğiniz “Jineps Gazetesi 1. Yıl Etkinliği”, sizin için önemli olduğu kadar, biz Jineps okuyucuları içinde son derece memnuniyet vericidir. 1. yılını kutlayan Jineps Gazetesi yönetici ve okurlarını gönülden kutluyor, gazetenin daha uzun yıllar toplumumuza hizmet etmesini diliyorum. 

Ayrıca Federasyonumuzun “Anadil” konusundaki çalışmalarını ödüllendirmeniz, bu konuda emek veren tüm arkadaşlarımızın emeklerinin toplumsal takdiri anlamına gelmektedir. Bu takdire dayalı güzel yaklaşımınız, toplumsal görevlerini hiç bir karşılık beklemeden yerine getirmeye çalışan proje katılımcılarına şevk verecek ve ümit ederim ki daha geniş kitlelerin desteğine vesile olacaktır. Jineps emekçileri olarak sizlere ayrıca bu duyarlılığınız için de teşekkür ediyoruz.  

18 Şubat etkinlik tarihiniz, çok önceden ilan edilmiş Başkanlar Kurulu toplantımız ile çakışmaktadır. Bu nedenle şahsen katılamayacağım için üzgünüm. Ancak İstanbul’dan çok değerli arkadaşımız, İstanbul Kafkas Kültür Derneği Başkanımız, Sayın Rahmi Tuna Federasyonumuz adına etkinliğinize katılarak ortamı paylaşacak ve ödülü alacaklardır. 

Tekrar 1. yılınızı kutlar çalışmalarınızda başarılar dilerim. 

Kafkas Dernekleri Federasyonu 

Cihan Candemir 

Genel Başkan  


Büyük bir beğeni ile takip ettiğimiz JİNEPS GAZETESİ’nin 1. yılını kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. 

Remzi YILDIRIM 

ALAN KÜLTÜR ve YARDIM VAKFI Başkanı


Günümüzde sömürgeciliğin baskısı altında bulunan yerlerden biri de Kuzey Kafkasya topraklarıdır. Her zaman olduğu gibi sömürgeci hakimiyetin özelliği, ulusal ve dinsel ayrımcılıktır. Sömürgecilerin nihai hedefi baskı altında tuttukları halkların tüm kaynaklarını kendi çıkarları adına kullanmak, asimile etmek, ulusal özelliklerini tamamen yok etmektir. Tarihsel deneyimler mazlum halkları sadece aktif direnişin kurtarabileceğini gösteriyor. 

 

Ruslar’ın çağlar boyu süren çabalarına rağmen, Kuzey Kafkasya halklarının ölümcül tehlike olan sömürge bağımlılığından kurtulmak için gerçek bir fırsat yakaladılar. Kuzey Kafkasya’nın işgali döneminde o denli zalimlikler yapıldı ki tarihte eşi benzeri görülmemiştir. Sürülenler nüfusun büyük bir çoğunluğuydu, buna karşın Türk ve Arap din kardeşlerine kaçıp gidenlerin yanında ülkede kalanların sayısı pek azdı. Farklı nedenlerden tarihsel yurtları Kuzey Kafkasya dışında yaşayan Kafkasyalılar, zalimlerin zulmüne uğrayan Atalarının hatıralarının sorumluluğundan kaçamazlar. Onlar aile ocaklarını, yakınlarının mezarlarını terk etmek zorunda kalan atalarının hatıraları nedeniyle de Kuzey Kafkasya’nın değerli vatandaşlarıdır. Çeçenlerin ve Kuzey Kafkas halklarının Sibirya sürgünü ile Orta Asya’ya yapılan toplu sürgünün önümüzdeki 64. yılı ancak sömürge baskısından kurtulursak zalim çemberini parçalayacağımızı bir kez daha hatırlatıyor bizlere. 

 

Kahraman Kuzey Kafkasya direnişi Başkan Doku Umarov yönetimindeki CİC Silahlı Kuvvetleri temelinde sizin manevi, siyasal ve maddi desteğinize ihtiyaç duyuyor. Her türlü destek sömürgecilik karşıtı mücadelemize tam olarak “Uluslararası Hukuka” uygunsa da Kuzey Kafkasyalılar için manevi zorunluluktur.  

 

Vatanımızın sömürgecilikten arındırılması süreci geri dönülmez bir özellik gösteriyor. Bu süreci hiç kimse durduramaz ama sizler hızlandırabilirsiniz. 

Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı 

Ahmet ZAKAYEV 


Sevgili Jinepsliler,

Mazeretim nedeniyle aranızda olamıyorum. Gecenizin başarılı geçmesini gönülden diliyor, Jineps’e kesintisiz, uzun ömürlü ve grafiği yükselen bir yayın yaşamı diliyorum.

Muhittin ÜNAL 

KAF-DAV 


Sevgili JİNEPS Çalışanları, 

 Düzenlediğiniz etkinliğe ne yazık ki katılamıyorum.  JINEPS Gazetesine emek veren arkadaşların yaşatmaya ve geliştirmeye çalıştığı Kafkas kültürünün ve sanatının Türkiye’ye zenginlik katacağı inancını paylaştığımı, bu çabaların gezegenimizin maruz kaldığı büyük tehlikeye karşı duyarlı, eşitlikçi, adaletli, barışçı, özgürlükçü ve demokratik yeni bir dünya düzeninin ve insanlık ahlakının oluşmasına katkıda bulunacağı umuduyla başarılar diler, sevgiler sunarım. 

İstanbul Tabip Odası Başkanı  

Gencay GÜRSOY 


Jineps Gazetesi 1. Yıl Etkinliği Tertip Komitesine, 

Farklılıklara, çok renkliliğe, çok sesliliğe tahammülsüzlüğün belli kesimlerce tırmandırıldığı, tek dilli, tek renkli demokratik olmayan bir yaşam biçiminin dayatılmaya çalışıldığı bu dönemde , coğrafyamızdaki sayısız renkler ve kültürel zenginliklerden biri olan Çerkesler’in sesi olan Jineps Gazetesi’nin düzenlediği bu etkinliği anlamlı ve yürekli bir karşı çıkış olarak değerlendiriyor ve yürekten destekliyoruz. 

Daha güzel ve yaşanabilir bir dünya yaratma çabamızda daima yanımızda bulunan siz değerli dostlarımıza ve etkinliğinize katılan herkese, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi olarak yürek dolusu sıcak selamlarımızı sunuyoruz. 

Aynı göğün ezgilerini hep birlikte daha gür bir şekilde söylemek dileğiyle 

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi 


Sevgili Jineps Çalışanları, 

Bu güzel gecenizde işlerim nedeniye aranızda olamadığım için özür diliyor, JİNEPS’in 1. Yıl Etkinliğini kutluyor, başarılar diliyorum. 

Ahmet TELLİ 


Anadolu’nun kadim halkları yıllarca bu toprakları zenginleştirdiler. Birarada yaşama kültürümüze katkılarından dolayı JİNEPS’i kutluyoruz. 

Renklerin solmaması için yanınızdayız. 

 

YAŞAM RADYO  

Genel Müdürü 

Muhittin ÇELEBİ 


Jineps Ailesinin düzenlediği gece organizasyonunda başarılar dilerim. 

Sevgilerimle, 

Aydın ÇUBUKÇU 


JİNEPS Birinci Yıl Kutlama Gecesi Ardından 

Farklı bir gece yaşayabilme umuduyla, heyecanla, istekle gittim JINEPS gazetesinin birinci yıldönümü etkinliğini izlemeye. Bunca yıl birlikte yaşadığımız, toprağından evinden sürülmüş, Anadolu toprağına gelirken yüzbinlerce insanın yaşamını yitirdiği bir süreci yaşamış, herbirimizin arkadaşı, komşusu, dostu, sevgilisi olmuş, Anadolu’nun önemli bir zenginliğini oluşturmuş Çerkes insanının “Etnik özelliklerini“, kültürünün bir boyutunu yakından görebilmek, biraz daha öğrenebilmek, anlayabilmek umuduyla gittim, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’ndeki geceye. Kimseyi tanımadığım bir ortamda bir koltuğa oturdum. Kendi kendime, Çerkes müziğini dinlemek, Çerkes danslarını izlemek için, heyecanla.  

Program başladı. Tatar şarkıları, Türkçe türküler, Karadeniz havaları derken ardından Çerkes müziği. Şiirler. Türkiye’de yaşayan Çerkes Diasporası’ndan günümüzün modası ve giderek tırmanan, yaygınlaşan, sertleşen ırkçı eğilimlerine paralel söylemler, şiirler beklerken nedense biraz şaşırdım. Önce büyük Çerkes sürgününü, ardından ikinci sürgünü yaşamış birbuçuk milyon insanın saygıdeğer anılarına yakışan anlamlı sunumlar izledim. Hüzün dolu ama barışı, dostluğu çağıran, buruk ama umutsuz olmayan şiirler dinledim. Yaşadığı toprağa, çevresine saygılı ama geçmişini, özkültürünü unutmak istemeyen ağırbaşlı bir toplumun bireylerini izledim o akşam. Dedelerinin-ninelerinin, analarının-babalarının yaşadığı acıların hesabını sormaktan çok, benzerlerinin tekrarlanmaması için dostluğa; kavgaya değil, barışa çağrı yapan bir olgunluk içinde geçen bir gece yaşadım. İnanç, köken, düşünce farklılıklarının zenginlik olduğunu, bu farklılıklara, hepimizin herşeyden önce insan olmanın bilincine saygı duymanın önemli olduğunu algılamamız gerektiğinin vurgulandığı bir programdı bütünüyle. Sıcak, dostluk sevgi dolu. 

Toplumda giderek yaygınlaşan hoşgörüsüzlük, tektip insan modeli arayışlarından örneklerin çoğalmasına karşı ne kadar güzel bir gece yaşadığımı uzun uzun, derinden düşünürken bir genç yaklaştı yanıma,  

“İstemi Bey,” dedi.  

“Değilim,” diye cevapladım.  

“Hayret ne kadar benziyorsunuz,” dedi ve hemen bir soru sordu.  

“Siz Çerkes misiniz?” 

“Ne fark eder ki,” dedim.  

Gülümsedi ve gitti. 

Sonra Çetin Öner çıktı ve Orhan Alparslan’ın anısına iki tane şiir okudu. O geceye kadar okumadığım ve dinlemediğim, bilmediğim iki muhteşem şiir dinledim.  

Önce Diller şiirini okudu. O güzel sesi ve anlamlı tonlamalarıyla: 

“Bütün dilleri konuşmak isterdim 

Yeryüzündeki tüm dilleri” diye başladı. 

……. 

“Bütün dilleri bilseydim eğer 

Yine de söylemezdim marşları. 

Ve 

Bütün dillerde, 

Bütün dinlerde, 

Yasaklardım savaşları. 

Dilim tutuluyor çünkü ölü çocukları görünce. 

…………” 

Salonu inletircesine alkış koptu tüm dinleyicilerden. 

Ardından da Anadil şiirini dinledim: 

“…….. 

Anadilimi örtün üstüme, 

Anadilimi örtün! 

Çıplağım, 

Üşüyorum.” 

Diye bitirdiğinde gözlerim doldu. Alkışın uğultusu hala kulaklarımda. 

Daha fazlasına dayanamadım.  

Bu güzel gecenin böyle bitmesini istedim, nedense. 

Ve yol boyunca ardından sabahlara kadar aynı soruyu sordum: Neden? 

19/02/2007 

İbrahim BETİL- Toplum Gönüllüleri Vakfı YK Başkanı


Nar(t)çiçeği Dostluk Kardeşlik ve Saygı ile…

/”Kendi Halinde Bir -Abhaz-Şair,..Bir Adige/Apsuwa Yeğeni… Bir

Özgürlük/Eşitlik/Adalet Tutkunu…”  /

CAN JINEPS

SAYGIDEGER BÜYÜKLERİM

SEVGİLİ KAFKASYALILAR Davetinizi, aylar önce gururla aldım. Heyecanla hazırlandım. 17 Şubat 2007 Cumartesi gününden, bu Pazar günü saat 11.oo aracı için biletimi de aldım…Ancak… 

11 yıldır, devam eden Sevgili Babam’ın ciddi rahatsızlığı, bu Cuma gününden başlayarak değişim arz etmişti ve Cumartesi günü ciddileşti… Çok detaya girmek istemesem de, kendimi sorumlu hissediyorum. Bu nedenle dün gece saat 22.oo ye kadar süreci izleyip, biletimi almış olmama rağmen, vicdanen Babam’ı bırakamadım… 

Bu ayrılık geçici… Kardeşliğimiz baki olsun… 

Gazetecilerin, gazete binaları yanında, arkadan ve kalleşçe ensesinden vurularak katledilebildiği bir ülkede ve böylesi bir dünyada; Jineps’in özgün çalışmasına çok fazla önem veriyor; 

Jineps ve onun şahsında Kafkasyalı Kardeşliğe nice BİN YILLAR diliyor; yüreğimin her daim sizlerle çarptığını/çarpacağını da gür sesimle haykırıyor; eşit, özgür, adil bir Dünya ve Kafkasya mücadelesinde beraberliğimizi açıklıyorum! 

E. AÇIYBA

Batıkent, 18 Şubat 2007 Saat: 08:15/ 


Kafkasya’da Bir Gece 

Bir gecede Kafkasya nasıl gezilebilir? Demeyin. Bazen bir kişi dünyayı ayağınıza getiriverir. Öyle oldu benim Kafkasya gezintim. Dünya turuna çıkmak, dünyadaki tüm kültürleri tanımak arzuma Kafkasya’dan başladım.  

Çerkes olduğunu bildiğim ama kendimden farklı görmediğim çok yakın arkadaşım elimden tuttu bu gezide. Gel dedi dünyayı tanımaya bizim oradan başla. 18 Şubat 2007 tarihinde Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde Kafkasya sahnedeydi. Onların açtığı pencereden onların duygularını, yaşamlarını, dünyalarını duyumsayarak sahneyi izliyordum.  

Yaşadıkları sürgünlere, acılara, koşullar ne olursa olsun eğilmeyen kalpaklarına tanık oldum izlediğim sinevizyon gösterisinde. Sonra yaşananların izdüşümünde şarkılarını dinledim. Kafkasya’da varolan halkların dilinden söylendi şarkılar. Bir Tatar, bir Adige, bir Çerkes, bir Gürcü, bir Rum, ve diğerleri Kafkasya’nın duygularını dile getiren ritimlerini gruplar fenomeninde kattılar geceye. Çok sesliydi müzik, çok da renkliydi. Kafkasya’nın renklerini müzikler ile yaşattılar bizlere. Şiirler okundu kendi dillerinde. Türkçe gösterimi ile senkronize biçimde. Mısralara aktarılan dizelerde acının olgunluğunu yaşadım. Acılar kiminde öfkeye dönüşür, ama onlar acılarından sevgi sunan duruşlarıyla mısralarında da kalpakları yine dik duruyordu. Savaştan barışı, acıdan sevgiyi, sürgünden kardeşliği ürettiklerini tüm sadelikleri ve doğallıklarıyla dile getiriyorlardı. Her dili konuşmak isterdim diye bağırıyordu bir Çerkes Şair. Sonrada ana dilimle ısıtın beni diyordu mısralarında. Sürgünler sırasında yol ve zaman boyunca unutulmuş ana dillerinin sıcağında ısınmak istemeyi anlamaya çalıştım. 

Bir yazısında Öteki olmayı anlatmıştı arkadaşım İnci. O geldi o sırada aklıma. Şimdi “Öteki” olan bendim. Kendimi hiç öteki gibi hissetmedim. Mutlu oldum benim kültürüme katılan renklerden, mutlu oldum onların bana verdiği değerden, mutlu oldum dünyaya kucak açan yüreklerden. 

Karşılıklı dans eden çiftlerin beden ritimleriyle sonlanan gecede son kapanış anonsunda dans etmek isteyen herkesi sahneye davet ediyorlardı.  

Çerkes dostumun Ege danslarındaki muhteşemliğine benim Kafkas danslarım eşik etmeli dedim sessizce. 

Su güneş ışığında kırılınca oluşur ya tüm renkler. Hepimiz tüm renklerden oluşan gökkuşağı ile suyun berraklığında buluşacağız.  

Teşekkürler Kafkasya 

Teşekkürler Jineps 

Teşekkürler İnci. 

Fatma YÜKSEL 

19/01/2007 


Değerli Jineps ailesini dün gece yaşattıkları güzel gece için kutluyorum. Mesajlarıyla sunuşlarıyla, geceye katılan sembol isimlerle çok dolu, duygulu ve anlamlıydı. 

Herkese teşekkürler, 

Ahmet ÖZEL 


Jineps’in bizlere yaşattığı bu özel gece için teşekkür. Son derece özgün, kaliteli, doyurucu bir geceydi. İkinci yılda da hep birlikte olmak dileğiyle. 

Ergün UTKU 


Sayın Jineps Gazetesi ilgilileri.

Yıldönümünüzü yürekten kutluyorum.

Ünal CUĞ  


Yürekten kutluyorum 

Rengin YURDAKUL


Bu güzel gecenin organizasyonunda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler. Başarılarınızın devamını dilerim. 

Leyla ÖZDEN


Görmek, duymak, hissetmek istediğim gibiydi gece….İnsanlığın taşıdığı  ve fakat yavaş yavaş flulaştırılarak çarpıtılmaya çalışan değerleri bağrında taşıyan bir geceydi.
Kin, nefret, ırkçılık, mikro milliyetçilik yaygın bir yıkıcılığa yok açabilir ama asla sevgi ve saygı kadar güçlü,  keskin olamaz. Sevgilerini, nefret ve acılarının üzerinde tutamamış insanın aydınlanma yolunun
kararacağı bir dünyada ben sunduğunuz gecede, -her şeye rağmen, yaşanan tüm acılara, kullanılmışlık ve kullandırılmışlıklara rağmen – sevginin gücünün anlaşılmışlığının ifadesi olan güzelliği gördüm. Sevgi dışında hangi duygu insanı kendisini ateşe attırır. Kin, nefret, ırkçılıkla yoğrulmuş hangi beden kendisini ifade edebilmek için ateşi, acıyı, yalıtılmışlığı giyinebilir.
Yeryüzündeki tüm insanların kimliklerini yaşama hakları olduğu söylemleri ne yazık ki bunun uygulanır olduğunun ifadesi değil. Bizim için tehlikeli olan; var olma mücadelesinde dar milliyetçi temelde, üstünlük arzeden bir yapı olarak kendimizi görüp korumaya çalışmanın getireceği açmaz ve yıkım olurdu ki, gece bunun üstesinden gelmenin bir yolunu gösterdi.
Olumlu atılan en küçük adım bir umuda, en büyük engelleri/yanlışları ise kendimizi yetkinleştirmenin bir aracına dönüştürecek, dünyanın tüm renkleriyle nice yıllara….

Jan UÇAK 


Merhaba, 

Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Gecenin videoya alındığını görmüştüm. Bunun bir CD haline dönüştürülüp televizyonlarda eli yüzü düzgün sohbet programlarında söz ettirilemez mi? Mesela Nebil Özgentürk’ün hazırladığı yaşamdan dakikalarda neden söz edilmesin. Özellikle Çetin ÖNER Bey’in şiirleri neden bir televizyon ya da radyo programında kendi ya da başkası tarafından okunmasın. 

Saygı ve Sevgilerimle   

Nurcan ERSOY (Tlekhuch) 

Sayı : 2007 03 

Yayınlanma Tarihi: 2007-03-01 00:00:00 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Anadilde Jineps Gazetesi Eylül 2024 Sayısı Yayında

Değerli Jineps okurları, Anavatanda yayımlanan Adige Mak (АДЫГЭ МАКЪ), Adige Psale (АДЫГЭ ПСАЛЪЭ), Çerkes Heku (ЧЕРКЕС ХЭКУ) gazeteleriyle ortak hazırladığımız eylül sayımızı sizlerle paylaşıyoruz. İyi okumalar,

1 Eylül Dünya Barış Günü

1 Eylül, “Dünya Barış Günü” olarak sadece Türkiye ve KKTC’de, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen “Dünya Barış Günü” ise 21 Eylül’de tüm dünyada kutlanıyor.

Sancılı ve fırtınalı yaşamlar

Dr. Şerafettin Dönmez’in yazdığı, sancılı ve fırtınalı bir hayat hikâyesini anlatan “Denef” kitabı, Papirüs Yayınevi etiketiyle raflarda yerini aldı. Yayınevinin tanıtım yazısından... Benim kimliğimle kim, neden...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img