Kabartay
Kabartay
Anlatma külliyesi viran tarih
Yazıcısına, siyaset ve bezirgânlık
İlminin erbâbına ki at değil ateş
Hırsızlığıyla başlar senin hikâyen
Dağın kurdu göyün kanatlısı bilir
Uçurum bu yüzden sessiz, orman
Bunun için uğuldamaktadır hâlâ
Ve sayıklayan bir coğrafyada
Sayrılıklar salgın umutlar yaralı
Hâtıralardan kan sızmaktadır
Kavminin kendine olan zulmü
İtikat, itimât ve itaât idi
Bundandı talan, iskân ve hicran
Oysa gök nasıl gürlerse yağmurda
Şaklamalıydı itiraz ünlemleri de
Hayatın solgun şakağında öylece
Ve büyük çılgınlıklar yaşanmalıydı
Nart körükçüsü küheylanların
Gece gündüz gördüğü düştü bu
Maceraları birer efsanedir şimdi
Oğulların at çalmazsa kız kaçırırdı
Kızlarınsa ezelden utangaç, mahcup
Bir mendil düşürür gibiydi selamları
Düşen her mendil bir tüfek atımı ötede
Bozbulanık eder bir delikanlıyı ve ay
Huzursuz bir taya yoldaş olmak için
Akardı gecenin ürperen alnına o an
Gece yalnız orada, atların göğünde
Çok yıldızlıdır ve yıldızlar Çerkes’in
Uzanıp alacağı kadar yakındır yeryüzüne
Gümüş eyer sahtiyan çizme ve sedef
Kakmalı bir hançerdi payına düşen
Ve zaman küheylanların katlini
Yine bir küheylan olarak gümüş
İpliklerle nakışlamıştır gergefine
Canın yanıyor koca Nart, çılgın tay
Bir rüyan olsun artık, bir rüyan olsun
Yelelerin ter içinde soluğun nemli
Ah çılgın tay
Kabartay!…
Ahmet TELLİ
Sayı : 2007 03