Hititlerin Anadolu’ya nereden geldiklerini net olarak bilemiyoruz. Onların Anadolu’ya Karadeniz’in kuzeyinden geldikleri konusunda pek çok araştırmacı hemfikirdir. M.Ö. 3 binlerde pek çok uygarlığın doğmasına Hititler önayak olmuşlardı.
Alacahöyük mezar kültürü ile Kuban Kurganları arasındaki mezar kültürü benzerlikleri şaşırtıcı derecede bir ve aynıdır. Özellikleri örtüşmektedir.
Kuban ve Maykop kent kurganlarının arkeolojik buluntularında, bakırı işleyen çiftçi topluluklarının izlerine rastlanılmıştır. Sürekli yerleşim birimlerinde tahıl hasat eden ve öğüten, hayvanları evcilleştiren toplulukların yaşadıkları, “köylerde sazlarla örtülü, kütüklerle yapılmış sekizgen şeklinde evlerde yaşayan çiftçilerin varlıkları kanıtlanmıştır.” Alacahöyük, Kültepe, Hacılar yerleşim birimlerindeki Hititler’e ait yapı tarzı da sekizgendir. Mezopotamya’da ise özellikle, Urfa, Harran gibi bölgelerde altıgen biçimindedir. Kuzey Kafkasya’da görülen bu sekizgen yapılar M.Ö 3 binlerin ortalarında, Dızığ, Psıs, Sind ve Meot yapı tarzıydı. Bu yapıların ve mezar höyüklerin kendine göre ayrıntıları vardır. Maykop mezarları tek tek mezarlar halinde yüksek bir tepenin altındadır. Üzerlerinde bir ‘Tepe Tümsek Mezar’ oluşturulmuş ve altında oda mezarlara dönüştürülmüştür. Genel anlamıyla ait oldukları uygarlığın belirgin izlerinin özelliklerini taşırlar. Bunlar ‘Kuzey Kafkasya Kurgan Uygarlığı’dır. Mezar kazılarında bulunan kemikler ve ölü gömülürken yanına konulan sığır ve koyun yünleri ile diğer araç gereçler; bakır, altın ve gümüşten oluşan turkuvazlar, karneoller, süslü dokumalar; tahtadan ve diğer modellerden arabalar, ölünün bulunduğu çukurlara gömülmüş, bir Mezar Tepesi oluşturulmuştur.
Alacahöyük’te kral mezarları ve mimarisi ile Ege’deki Mikenyalı çukur mezarlarla Maykop Kurganları’nın ilişkisi bir, tarihsel dönemleri de aynıdır. Arkeolojik buluntuların uyuşması, malzeme kültürleri ve zamansallıkları çarpıcı ilişkilerdir. Kuzey Kafkasya’da yaşayanların büyük çoğunluğu M.Ö 3 binlerde farklı yönlere dağıldılar. Bir büyük göç başlattılar. Konuştukları dilleri de bu dağılmalarla bir çok türeve bölündü. Bazı klanların dilleri ‘Cilalı Taş Çağı Kurgan Kültürü’yle özdeş kalırken, bazılarının dilleri ise bu sıralar değişikliklere uğradı. Gittikleri yeni coğrafyalara dillerini, kendi kültürlerini ve ölü gömme biçimlerini götürdüler. Bu tarihlerde tıpkı ‘Maykop Tepe Mezarları’nda açığa çıkartılan eşyaların benzerleri ve çağdaşı Alacahöyük ve Çatalhöyük mezarlarında açığa çıkartılmıştır. İki değişik coğrafyada, bakırı işleyebilen eski uygarlıkların ilişkileri vardı. Bu benzerlikler “özellikle çekiç başlıklı elbise ve saç tokalarının tipleri” ile açıklanmaktadır.
Aslında Kuzey Kafkasya’da bakır ve gümüşten oluşan; koşum takımları, iğne, kemer, toka, boncuk gibi çeşitli araçlara ait mezar buluntularının karakteristik özellikler taşıdığı bilinmektedir. Bütün bunlar Karadeniz üzerinden Anadolu’ya gelip yerleşen Hitit dönemindeki boylar ve kabilelerle, Maykop ve Kuban’ da yerleşik kabile ve boylar arasındaki ticari ilişkinin de kanıtlarıdır. Maykop’tan Anadolu’ya, Alacahöyük ve Ege üzerinden Yunanistan’a kadar genişleyen bu coğrafyada, kabilelerin karşılıklı ticaret yaptıkları anlaşılmaktadır. M.Ö 3 binlerde Hattuşşa’da Hititler’in çağdaşları ve bu kültürün öncüleri, Maykop yerleşikleriydiler. Anadolu’ya buradan gelmiş, çok geniş bir coğrafyaya yayılmışlardı. Coğrafyaya yayılan bu halklar, bir birlerinden etkilenmiş; ilişkileri, inançları, tanrıları, tanrıçaları; işledikleri araç-gereçler benzerlikler göstermişti. ‘Maykop Tepe Tümsek Mezar Kültürü’ ile Alacahöyük kültürü ortak bir kültürdür. Maykop’tan çıkarak buralara yayılmıştır.
Bu kültürün kullanılan araçlara yansıyan en belirgin yanı ise mükemmel usta işçiliği ile gümüş ve altından yapılma, çekiçle dövülmüş aslan ve boğa minyatürleriyle süslenmiş Kanatlı At görünümündeki kupadır. Üzerindeki figürler, Alacahöyük kazılarından elde edilen mezar nesnelerinin üzerlerindeki hayvan betimlemelerine benzemektedir. Nesnelerinin madeni dövmeleri ve kültürel sembolleri Alacahöyük mezar nesnelerindeki madeni dövmeler gibidir. Alacahöyük tapınma törenleri kral ya da yakınlarının sembol figürleri, Maykop mezarlarında çıkartılan Kanatlı At motifleri, Nart mitolojilerinin tapınırlarıdır.
Tarihsel dönem gösteriyor ki Çerkesler’in kültürlerinin doruk noktaya ulaştığı süreç, Alacahöyük ve Çatalhöyük düzeyinde idi. Aradan geçen süreçlerden sonra elbette Maykop ve Alacahöyük halk dinamiği ve Anadolu uygarlığının insan ilişkileri sürekli değişikliklere uğradı.
Maykop ve Kuban havzası bir kültür merkezi olarak varlığını sürdürdü. Bu havzanın halkları uzun bir tarihsel dönemi yaşamışlardı.
Sayı : 2007 04