Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

”Mıyequape” Adının Kökeni

“Adıge maq” gazetesinde yayınlanan, Aslanguaş S’avko (Cauqo)’nun Adıge Müzesi arkeologlarından Aslan Tev ile yaptığı söyleşiyi, Cevdet Yıldız(Hapi) gazetemiz için yayına hazırladı. 

Mıyequape (Maykop): Bir kent adı mıdır yoksa bir yer adı mıdır?

Başkentimiz (Adıgey Cumhuriyeti başkenti-ç.n.) Mıyequape’nin adının nereden geldiği konusunda farklı görüşler vardır. Peki, “Mıyequape” sözcüğünün anlamı nedir, neyi tanımlamaktadır? Kim bu adı bulmuş ve bunu kent adı yapmıştır? Kent adı olarak Mıyequape üzerine öne sürülen tartışmalar henüz sona ermiş değildir. 

Bunları ve kendi görüşünü de bize anlatması için müzemiz (Adıge Müzesi-ç.n.)  arkeologlarından Aslan Tev’i ziyaret ettik. Aslan Tev; 26 yılı bulan bir süreden beri arkeolojik kazılara katılan Fransa, İsviçre, Macaristan, Sankt-Peterburg ve Moskova’dan gelmiş önemli arkeolojik heyetler ile birlikte çalışmış, çok eskilere ait ve değişik arkeolojik buluntuları incelemiş, değerlendirmelerde bulunmuş ve görüşlerini bizlerle hep paylaşmıştır. 

Kazılardan çıkarılmış olan çeşitli bulguların Mıyequape adıyla bir bağlantısının bulunup bulunmadığını, bu bulguların kentin yaşı ve adının kaynağı konusunda bir anlam taşıyıp taşımadığını kendisine sorduk: 

Aslan Tev: Mıyequape kentinin yaşını belirlemek için, en başta arkeolojik bulguları incelemek gerekir. Çünkü başlangıç yeri orasıdır. Geçmiş dönem insanlarının yaşadıkları yerler arkeolojik kazılar sonucu elde edilen bulgularla aydınlatılmaktadır. Kazılar sonucu bulunan malzemelere baktığımızda, Mıyequape’nin bulunduğu yerin Taş Devri’nden beri sürekli bir yerleşim alanı olduğunu görüyoruz. Bunu da Mıyequape ve çevresinde bulunan kalıntılar (savğet-sauğet) ile höyüklerin bolluğundan anlıyoruz. Kentin sınırları içinde kalan yerlerde bile, halen kazısı yapılmamış eski kale yıkıntıları (pıtep’ej) ve eski yerleşim yerlerinin bulunduğunu da hesaba kattığımızda, bu yerlerde bir halkın yaşadığını, bütün bu kalıntıların da, o halkın bir mirası olduğunu görüyoruz. Bütün bunlar Adıgeler’in en eski zamanlardan beri bu yerlerde yaşamakta olduklarının kanıtlarıdır. 

Örneğin Erken Bronz Çağı’ndan söz edelim. Ves’ade (Uecade; Mıyequape)  höyüğünden çıkarılmış olan arkeolojik buluntular yanında, Nurbıy Levpaç’e tarafından Demir Çağı’nın başlangıç dönemine (MÖ 8-7.yüzyıllara) ait bir mezarlıktan çıkarılan eşyalar da bu söylediklerimizi doğrulamaktadır. Daha sonraki ya da orta dönemlerden kalma bir Adıge mezarlığı da ilk arkeologlarımızdan P.A.Ditler tarafından kazılmıştı. Ayrıca Negıyej sırtları üzerinde de değişik büyüklükte ve çok sayıda höyük ve yerleşim yeri kalıntıları bulunmaktadır. Şevgen (Şeudjen) Caddesinin Irmağa* kavuştuğu yerin tam karşı yakasında Mıvt’eler’ e** ait, iki bin yılı aşkın bir dönemden kalma bir eski kale de bulunmaktadır. Bütün bunlar, Mıyequape’nin kurulduğu yerde, tarih öncesi çağlardan beri Adıgeler’in oturduğunu kanıtlamaktadır. Bütün bu yerler en eski dönemlerden beri bir Adıge toprağı ve bir Adıge yurdudur. 

Aslanguaş S’avko (Cauqo):Peki, Mıyequape’nin sadece 150 yıllık bir geçmişinin bulunduğunu söyleyenler de var, buna ne demeli? Bu tür iddiaların geçerli bir yanı var mıdır? 

Aslan Tev: Günümüzdeki Mıyequape kentinin bulunduğu yer 1857’de Rus birliklerinin eline geçti. O sıralar bu yerde 5 Adıge köyü bulunuyordu ve bu köylerin  tamamı soykırım yoluyla yok edildi. Ardından aynı yerde bir kale kuruldu. İşte bu olay, Ruslar için kent tarihinin başlangıcı sayıldı. Ama doğru bir yaklaşım biçimi olamaz bu. 

Buraları sürekli bir yerleşim alanıydı. Bu durum sadece arkeologlar tarafından değil, değişik bilim dallarına mensup bilim adamları tarafından da aydınlatılmıştır. Yerli halkın sürülüp onun yerine başka bir halkın yerleştirildiği tarih, Mıyequape tarihinin de başlangıcıdır diyemeyiz. Doğru da olmaz bu. 

Böylesine aydınlatılmamış bir yaklaşım tarzı halkları da yakınlaştırmaz, aksine kuşkuları ve ihtilafı daha da arttırır. Tarihsel gerçeği olduğu gibi, katışıksız ortaya koymak en doğru tutum olabilir. Sadece bir tarihsel kesiti ele alıp kentin yaşını ve adını bu yolla açıklamaya kalkışmak doğru olmaz. 

Aslanguaş S’avko: Bir ulusal yazımız yoktu ama, “Mıyequape” sözcüğünün yazılarda kullanıldığını, kazı sonuçlarının da bunun doğruladığını görüyoruz, bu durumu hiç   dikkate almadık mı? Nasıl açıklamalı bunu? 

Aslan Tev: Mıyequape sözcüğüne bilim adamlarının yazılarında rastlanmaktadır. Rus belgelerinde de, Mıyequape sözcüğü ile ilk kez 1823’te karşılaşılmaktadır. Bu ad, Kafkasya’daki Rus askeri makamlarının yazışmalarında da kullanılmıştır. 

Mıyequape vadisi (xhuate)- Negıyej sırtı ile Mehoş Tepesi arasında bulunan ve Abdzekhehable köyüne (Abadzehskaya stanitsa) ulaşan uzun vadiye ya da dere yatağına (k’ey) verilen  addır. İşte bu uzun vadiye Mıyeqo vadisi deniyordu. Mıyeqo- dolina yablon (Rusça; elma vadisi). Mıyeqo vadisinin bittiği yerde, yani Mıyeqo quape (Mıyeqo önü, Mıyeqo ağzı) denilen bir yerde Mıyequape kenti kuruldu. Kentin adı da bu yer adından gelmektedir. Mıyequape – Mıyeqo Vadisi sonu, ağzı. Böylece adın kaynağı ortaya çıkmış olmaktadır. Bu yere Adıgeler, her zaman için Mıyequape diyorlardı, yani bu ad, kent kurulduktan sonra ortaya çıkmış bir ad değildir. Adıgeler buraya öteden beri Mıyequape diyorlardı. 

Aslanguaş S’avko: Peki, bütün bu olguları bilimsel açılardan inceleyen, ulusumuzun başından geçmiş olan onca olayı araştıran ve bunları duyurmaya çalışan bilim insanı sayımız gerçekten çok yetersiz. Tarihsel mirasımızın açığa çıkarılması ve derlenmesi işinde neden bu kadar geciktik? 

Aslan Tev: Tarihsel mirasımızın bulunduğu önemli arşivler herkese açık arşivler değil. Güvenilir kişiler gönderilse bile, arşiv bilgilerine ulaşmak olanaksız, arşivleri açmıyorlar, belgeleri göstermiyorlar, hele bize hiç vermiyorlar. Gerekli bilgilere ulaşmak bu bakımdan olanaksız! 

Ordu ve ülke (Rusya F.-ç.n.) arşivlerini görmek ve incelemek için de izin gerekiyor. Bu arada bazı büyük kentlerin arşivlerine girebilmiş hiçbir bilim insanımızın olmadığını iddia edecek değilim, ama büyük boyutta ve derinlemesine çalışmalarda bulunmuş tek bir bilim insanımızın bulunmadığını da söylemeliyim. 

Aslanguaş S’avko: O halde, Mıyequape’nin yaşını belirlemek için ne yapabiliriz? 

Aslan Tev: Nalçik’in yaşını ortaya çıkarmak için, Kabartay gençleri girebildikleri bütün arşivleri taradılar ve gerçeği ortaya çıkardılar. Arşivlerden Nalçik’in yaşının söylenen tarihten (1817-ç.n.) çok daha eskilere uzandığını kanıtladılar. 

Aslanguaş S’avko: Bu söylediklerinizden biz de, Mıyequape’nin yaşının 150 yıldan daha ötelere uzandığı sonucunu çıkarabilir miyiz? 

Aslan Tev: Kesinlikle. Arkeoloji ve tarihsel kalıntılar (savğet), Mıyequape’nin bulunduğu yerde, her zaman için Adıgeler’in yaşamakta olduğunu kanıtlamaktadır. 

İki örnek sunabilirim. Ves’ade (Mıyequape/Maykop) höyüğünü ele alırsak, buradan çıkarılan ve Dünya arkeolojisinde yer eden nadide bulgular, kesinlikle, günümüzden 4.500 yıl öncesine aittir. Taştan ve altından yapılma bu yapıtlar Dünya kültürü ile Dünya tarihinde hak ettikleri yerleri aldılar. Benzeri bulunmayan, eşsiz bir estetik düzeye erişmiş nadide yapıtlardır bunlar. Yöremiz insanlarının böylesine nadide (sanatsal) yapıtları üretmiş olmaları, ulusumuzun o dönemler öncesine uzanan bir gelişim süreci içinden geçerek geldiğini de kanıtlamaktadır. Yapıtların sanatsal düzeyleri üzerine konuşmak gerekirse, dedelerimizin bütün bu şeyleri tasarlamak için çok gelişmiş bir estetik beğeni düzeyine (senavşığe yın) ulaşmış olmaları gerekir. Bu da bize, atalarımızın öylesine sıradan kişiler olmadıklarını göstermektedir. 

Mıyequape’nin bulunduğu yerde, geçen yüzyılın 60’lı yılları başında bulunmuş olan Mıyequape Taşı da (Maykopskaya Plita) ayrı bir ilgi odağıdır. Bu taş Sankt-Peterburg’da koruma altındadır, şu sıralarda ise müzemizde (Adıge Müzesi-ç.n.) sergilenmektedir. G.F.Turçaninov’un taş üzerindeki yazıları yorumlayışına göre, o sıralar, taşın bulunduğu yerde bir kentin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Taş üzerindeki yazı 3.300 yıl öncesine tarihlenmektedir. 

Aslanguaş S’avko: Atalarımızın bize bıraktıkları bu tarihsel miras, şaşılacak ve gurur duyulacak bir düzeyde. Başka bir gurur kaynağımız da Mıyequape. Sadece kentin kapladığı alana değil, bu alanı da içeren bir uzunca vadiye Mıyequape denilmiş olması da ayrı bir tarihsel gurur kaynağımız olmalı. 

Aslan Tev: Tarihsel geçmişimizin çok zengin oluşu gibi, insanlarımızın da öylesine zengin ve hastalıksız olmalarını dilerim. Tarihsel mirasımızın eşsiz bir değerde olduğunu  bir an için olsun akıldan çıkarmamalıyız. 

Kaynak: “Adıge maq” gazetesi, Mıyequape, 25.04.2007 ( İnternet) 

Çeviri: Cevdet Yıldız(Hapi) 

*Irmak: Mıyeqo vadisi içinde akan, Mıyeqo deresinin döküldüğü Rusça “Byelaya”, Adıgece “Şhaguaşe” ırmağı olmalı. Bu stratejik noktada, yani Mıyeqo deresinin Şhaguaşe ırmağına döküldüğü yerde 1857’de Mıyequape (Maykop) Rus askeri kalesi kurulmuştu.(ç.n.) 

 **Mıvt’eler (Mıutvexer,Meotlar) : En eski Adıge ataları.(ç.n.) 

  

Sayı : 2007 06 

Yazarın Diğer Yazıları

Anadilde Jineps Gazetesi Eylül 2024 Sayısı Yayında

Değerli Jineps okurları, Anavatanda yayımlanan Adige Mak (АДЫГЭ МАКЪ), Adige Psale (АДЫГЭ ПСАЛЪЭ), Çerkes Heku (ЧЕРКЕС ХЭКУ) gazeteleriyle ortak hazırladığımız eylül sayımızı sizlerle paylaşıyoruz. İyi okumalar,

1 Eylül Dünya Barış Günü

1 Eylül, “Dünya Barış Günü” olarak sadece Türkiye ve KKTC’de, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen “Dünya Barış Günü” ise 21 Eylül’de tüm dünyada kutlanıyor.

Sancılı ve fırtınalı yaşamlar

Dr. Şerafettin Dönmez’in yazdığı, sancılı ve fırtınalı bir hayat hikâyesini anlatan “Denef” kitabı, Papirüs Yayınevi etiketiyle raflarda yerini aldı. Yayınevinin tanıtım yazısından... Benim kimliğimle kim, neden...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img