Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaf-Fed) Dönüş Komisyonu Başkanı Sn. Bahri KAZBEK: “Yaşam kültürümüzün anavatanda sürdürülmesi amacıyla yürütülen çabalara her türlü pozitif katkıyı sağlamak gerekir” – 1. Bölüm

0
549

 Kafkas Dernekleri Federasyonu (Kaf-Fed) Dönüş Komisyonu Başkanı Sn. Bahri Kazbek’le yapılan ve ilk bölümü Jineps’in 20. Sayısında yayımlanan röportajı okuyucularımızla paylaşmayı sürdürüyoruz.  

J– Adigey özelinde tarım konusunda bir özendirme var. Bir de rapor hazırlanmış. Bu vb. Konularda örneğin Türkiye’de köylere – kasabalara bilgilendirmeler nasıl yapılıyor? İzlenen yöntemler yeterli mi?  

B.Kazbek– Komisyonumuz hangi cumhuriyetimizde hangi meslek alanlarında ne türlü elemanlara, hangi alanlarda ne kadar yatırım miktarına ihtiyaç duyulduğu konusundaki araştırmalarını sürdürüyor ve elde ettiği veriler web sayfamızda yayınlamaya devam edecek. Bahsettiğiniz tarım araştırması, Çorum’dan Maykop’a 20-30 Aralık 2005 tarihleri arasında giderek incelemede bulunan Sn. Selahattin Karaaslan’ ın yaptığı araştırmadır. Adigey Cumhuriyeti’nde tarıma elverişli alanların mevcudiyetini, diyasporadan gidebileceğini varsaydığımız tarım deneyimli insanlarımızın yararına olacağı düşüncesi ile yayınladık. İnsanlarımızın birçoğunun bilgisayar donanımlı olmadığını hesaba katarak, cumhuriyetlerimizden gelen güncel bilgilerin aktarımı için, bütçemizin imkan verdiği ölçüde yakın vadede broşür veya CD düzenliyerek üye dernek ihtiyaçları kadar dağıtmayı düşünüyoruz.  

İletilen konular arasında soru-yanıt biçiminde aktarılması gereken konular olduğunda, konu uzmanlarını, talep gelen yerlere de gönderme kararındayız.  

Komisyonumuz, ‘Anavatana Dönüş Günü’ olarak belirlenen 01 Ağustos 1998’in yıldönümü olan 01 Ağustos 2007 tarihinde çıkacak NART Dergisi ekinde okuyucumuza ulaştırmayı düşündüğümüz bir DÖNÜŞ BROŞÜRÜ hazırlığı içindedir. Bu broşürde Cumhuriyetlerimizdeki günlük yaşama dair bilgiler de sunulacaktır. Umarım başarırız.  

Genel anlamda Adigey’deki iş olanaklarının, sadece tarım alanında değil, özellikle teknik donanımlı insanlarımız için de yeterince mevcut olduğunu söyleyebilirim. Yaklaşık iki ay önce geçici vatandaşlığı kabul edilerek Maykop’a dönen elektrik teknisyeni bir kardeşimiz, çok yakında bir araba alacağını bildirmiş, ve ‘orda kalanlar neler kaybettiklerini bir bilseler’ diyerek zımnen de olsa ironik bir dönüş çağrısı yapmıştır.  

J– 1997 yılı UNPO kararı sonrasında yeterli gelişme sağlanabildi mi? UNPO kararında sürgün ve soykırımın tescilinin yanı sıra anavatana dönüş hakkı ve çifte vatandaşlık konusunda net ifadeler vardı. 97’den sonra sanki unutuldu. En son 2006 yılında, DÇB’nin İstanbul’daki genel kurulunda sonuç bildirgesinde yer aldı.  

B.Kazbek– Konunun takip edilebilmesi için UNPO (Temsil Edilmeyen Halklar ve Uluslar Örgütü)’nun aldığı karara dayanak ve kaynak oluşturan Adigey Parlamentosu kararının bilinmesinde yarar görüyorum. Çünki bu karar, anavatan, özellikle Adigey Cumhuriyeti perspektifinden anavatana dönüş konsepti ve çalışmaları açısından da bir bilgi tazelemesi olacaktır.  

29 Mayıs 1997 tarihinde, Adigey Cumhuriyeti Devlet Meclisi (XASE), dönüşün hem anavatan hem diyaspora kanadını yakından ilgilendiren tarihi bir karar alarak, bir yandan sürgünle vatanlarını terk etmek zorunda bırakılanlara ve onların torunlarına Adigey Cumhuriyeti topraklarına dönme hakkını resmen tanımış, diğer yandan dönüşçülere belirli bir süre vergi muafiyeti de getirmiştir. RF gibi bir ülkede diyasporada yaşayan tüm Adigeler’i kucaklayan böyle bir kararın alınması, büyük bir devlet adamlığı ve basiret istiyen fevkalade önemli bir girişimdir. Bu vesile ile Sn. Carım ASLAN’a, DK olarak daima şükran duyacağımızı Jineps aracılığı ile belirtmek isteriz.  

DÇB’nin UNPO’ya üye olmasının akabinde 15-19 Temmuz 1997’de yaptığı 5. Genel Kurul oturumunda UNPO; DÇB temsilcisinin raporunda yer alan; soykırımın kabulü, Çerkes Halkına sürgün ulus statüsü verilmesi, yaşadıkları ülke ve RF vatandaşlığı olmak üzere çifte vatandaşlık statüsünün verilmesi ve RF ‘nun Çerkes Halkına tarihi topraklarına dönebilme garantisinin verilmesi konularında RF’na çağrıda bulunmuştur.  

O yıllarda UNPO’da DÇB delegesi olan Hatko Murat, UNPO’nun BM’deki söz hakkını kullanarak adı geçen kararı Boris Yeltsin’e tebliğ ettirmiştir. Temmuz 2000’de yapılan 5. DÇB Kongre çalışmalarında; BM komisyonlarında DÇB’nin UNPO temsilcisine iki kez konuşma hakkı verildiği beyan edilmekte, ancak gözle görülebilir sonucun alındığına dair bir beyan bulunmamaktadır.  

Kaf-Der (Kafkas Dernekleri Genel Merkezi – Federasyon öncesi Merkez ve Şube dernekler örgütlenmesi) yönetimi, RF’na tebliğ edilen bu kararın takibi için, DÇB’den bilgi talep etmiştir. Ancak DÇB yönetimi Kaf-Der’in bu sorularına herhangi bir yanıt vermiş değildir. O zamanki Kaf-Der Genel Başkanı Sn. Muhittin Ünal’ın ifadesi ile; Sn. Vladimir Putin’in seçilmesinden sonra da proje başlamadan bitmiştir.  

DÇB – UNPO ilişkisinde sonuca varılamamaktan duyulan rahatsızlık, sizin de belirttiğiniz gibi 2006 yılında İstanbul’da yapılan DÇB 7. Kongresinde Kaf-Fed Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Cihan Candemir tarafından da ironik bir ifade ile dile getirildi.  

J– RF, vatandaşlık konusunda yasa değişikliği yaptı. Bizim konumumuzda olan halkların UNPO kararında da ifadesini bulan bir ayrıcalığının olması gerekmez mi?  

Bu konuda uğraş verilmesi gerekmez mi?  

B.Kazbek– Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ekonomik alanda ciddi kararlar alan ve halen dış ticaret alanındaki programını başarı ile uygulayan RF, özellikle eski dönemde ülkeyi terk etmiş bilim adamlarını tekrar kazanma amacı taşıdığı düşünülen vatandaşlık uygulamaları konusunda yeni kararlar almakta ve yayınlamakta. Yayınlanan bu kararnameler arasında dil, vatandaşlık hakları ve statüsü, ticari faaliyetler, bölge coğrafi isimleri gibi çeşitli başlıklar bulunuyorsa da, UNPO kararında ifade edilen Çerkes Halkına yönelik bir ayrıcalığa rastlamak mümkün değil. 2002 yılı Temmuzu’nda çıkarılan Yabancı Uyruklu Vatandaşların Hukuki Durumlarına Dair Federal Kanun; vatandaşlık mevzuatı ile ikametler ve formaliteler hakkında geniş bilgi içermekte, ancak özelde herhangi bir federe devletin vatandaşlığı anlamında özel bir ifadeye rastlanmamaktadır.  

2006 yılında düzenlenen Compatriot (Hemşehrilik) yasası ile, RF’na dönüş hakkında daha geniş bir kitleye seslenilmekte. Bu sene yürürlüğe girecek bu yasada RF’na dönmek isteyen insanlara teşvik mahiyetinde olanakların sağlanacağı ifade edilerek, pilot uygulamanın Kafkas Cumhuriyetleri’nden hiçbirini kapsamayan 12 federe devlet veya otonom bölgede yapılacağına vurgu yapılmaktadır.  

Bu konuda, RF’ndan başlıbaşına diyaspora Çerkesleri’ne tanınacak hak ve statüleri içeren kendiliğinden çıkacak bir kanunu beklemektense, mevcut kurumlarımızın belli demokratik sistematikler içerisinde ortak bir tutum sergilemelerinde yarar vardır.  

Konuya salt dönüş penceresinden bakıldığında, dönüşü engelleyen herhangi bir yasa veya uygulamaya da rastlamıyoruz. Kanaatim o ki, diyaspora kurumlarının yapması gereken çalışmaların başında, yok olan yaşam kültürümüzün anavatanda sürdürülmesi amacıyla yürütülen çabalara her türlü pozitif katkıyı sağlamak gelmelidir. Verimli kurumsal çalışmaların, anavatandaki insanlarımızın, yeni teknolojilerle tanışmasına ve bölgenin ekonomik alanda kalkınmasına da geniş ölçüde katkıda bulunacağına inanıyoruz.  

Sn. Carım Aslan’ın sergilediği demokratik açık yürekliliği sergileyerek DÇB’nin RF nezdinde yeni bir atılımda bulunması gerektiği düşüncesine biz de katılıyoruz. 1997’de Adigey Xase tarafından çıkarılan Anavatana Dönüş Kanunu’ndan hareketle, başlatılan bu onurlu girişimin sürdürülmesi gerekir. Çerkes kamuoyunun moralini yükseltecek bir sonuç, halen anavatanda yaşamakta olan kardeşlerimizin RF’na farklı bir kimlik, tarihsel haklarının tanınmışlığı ve yönetimlere duyulacak tam bir güvenle bakmasını sağlıyacağı gibi, biz diyaspora Çerkesleri’nin de, dönecekleri anavatanları için yüksek bir moral kazanmalarına vesile olacaktır.  

J– Anavatana dönüş hakkını kullanmanın; ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi boyutu var.  

Bu konu çok ciddi olarak ele alınması gereken, kısa-orta-uzun vadeli hedefler içermesi gereken, anavatan-diyaspora ortak çalışması gerektiren,… bir konu. Ciddiyetle ele alındığına da inanıyoruz. Önümüzdeki yıllarda konuyla ilgili ne gibi gelişmeler görebileceğiz 

B.Kazbek– Anavatana dönüş hareketinin, saydığınızdan da farklı nitelikleri olduğunun bilincindeyiz. O nedenle, yaşamakta olduğumuz zorlukların ve karşılaşılacak olanların, hukuk ve evrensel insan hakları zemininde aşılması için, ölçülü ve barışçı, iyi niyet ve çabaya dayanan bir programı uygulama kararındayız 

En azından sosyal içerikli konularda geleceğe dönük bir gözlemin sağlıklı olmayacağından hareketle, gelecek yıllara ilişkin gelişmelerin abartılarak veya azaltılarak ifade edilmesinin, kamuoyumuzu farklı ve amaca uymayan beklentilere sokmaya neden olabileceğini düşünüyoruz.  

Sonuçta elimizde mevcut finans ve medya olanaklarımızı kullanmak ve ilgili kurumlarla olan makul diyalogumuzu sürdürmek suretiyle Kaf-Fed bünyesinde bir ‘DÖNÜŞ KOMİSYONU’nun anavatana dönüş konusunda çalıştığının insanlarımıza duyurulması için Kaf-Fed üyesi derneklerimizle uyumlu bir çalışma içindeyiz. Gereken hallerde DÇB, RF ve anavatandaki diğer kurumlarımızla gerekli koordinasyonlar yapılarak, alınacak sonuçlar web sayfamızda ve yayın organımız NART’ta kamuoyumuzun bilgisine sunulacaktır.  

Çalışmalarımızın insanlarımıza duyurulmasında, bu röportaj vasıtasıyla katkıda bulunan saygın gazetemiz Jineps’e komisyonumuz adına teşekkür ederim.  

J– Biz teşekkür ederiz.  

 

Sayı : 2007 08