Dink davası, 2 Temmuz günkü ilk duruşmasında olaylı başladı. Sanık avukatları, Dink ailesine ve arkadaşlarına saldırarak hakaret etti. Duruşma sırasında ise, davada yargılanan 18 sanıklı ‘terör örgütü’ hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü’nden mahkemeye gönderilen yazıda, sanıklardan Yasin Hayal’in “Dink’e yönelik eylem gerçekleştirmek için arkadaşlığa dayalı bir grup kurarak, liderliğini yaptığı” belirtildi.
Hrant Dink cinayeti davasının görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi; yöneticilerinin Erhan Tuncel ve Yasin Hayal, üyelerinin O.S, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu, Ahmet İskender, Mustafa Öztürk ve Tuncay Uzundal olduğu, diğer sanıkların da bu kişilere yardım ve yataklık ettiği öne sürülen terör örgütüyle ilgili bilgi ve dokümanları İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü’nden istedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü de konuya ilişkin mahkemeye gönderdiği yazıda, sanıkların yer aldığı örgütle ilgili çeşitli bilgiler verdi. Terör örgütü ifadesi kullanılmayan yazıda, 24 Ekim 2004 tarihinde Mc Donalds’a bomba attığı belirtilen Yasin Hayal’in, 13 Mayıs 2005 tarihinde tahliye olduktan sonra “Türklüğü aşağılayıcı ifadeleri nedeniyle, Hrant Dink’e yönelik eylem gerçekleştirmek amacıyla arkadaşlığa dayalı bir grup oluşturduğu” anlatıldı.
Hayal’in bu grubun içinde “lider” konumunda olduğu ve diğer kişilerin hepsine talimat verebildiği ifade edilen yazıda, Hayal nezdinde “en yetkili” olarak tanınan Erhan Tuncel’in ise diğer grupla ilgili hiyerarşik bir bağının bulunmadığına yer verildi.
Yazıda, sanıklar için “Herhangi bir terör örgütüyle irtibatları tespit edilememiş” dendi. Hrant Dink ailesinin avukatları ise, cinayeti organize etmekle suçlanan Erhan Tuncel’i istihbarat elemanı yapan Ramazan Akyürek’in bu davada sanık olması gerektiğini belirterek, yeni Terörle Mücadele Yasası’nın bu tür grupları terör örgütü olarak gördüğüne dikkat çekiyorlar.
Adli Tıp Kurumu’ndan mahkemeye gönderilen bir başka yazıda da Yasin Hayal’in ceza ehliyetinin tam olduğu kaydedildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ayrıca Erhan Tuncel’in “yardımcı istihbarat elemanı” olup olmadığı konusunda da Emniyet Genel Müdürlüğü’nden bilgi istedi. Bu konuya ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gönderilen yazıda, Tuncel’den 17 Kasım 2004 ile 23 Kasım 2006 tarihleri arasında “haber” kaynağı olarak faydalanıldığı, 23 Kasım 2006’dan itibaren de kendisiyle görüşülmeye son verildiği bildirildi.
Avukat Doğan: GLADYO
Dink ailesinin avukatlarından Erdal Doğan, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün mahkemeye gönderdiği belgeyi, NTV ana haber bülteninde değerlendirdi. Doğan, söz konusu mahkemenin de, sanıkların yapılanmasını ‘terör örgütü’ olarak niteleyen iddianameyi, “terör örgütü olmadığı” gerekçesiyle önce reddettiğini, savcılığın itirazı üzerine başka bir mahkemede kabul edildiğini hatırlattı.
Mahkemenin, ilk duruşmadan önce “ara karar” alarak Emniyet’e “terör örgütünün adının ve üyelerinin” bildirilmesi için yazı yazdığını belirten Avukat Doğan, Emniyet’in de “terör örgütü değil” dediği cevabi yazısındaki “Hrant Dink’in ‘Türklüğü aşağılayıcı’ ifadeleri nedeniyle” ibaresine dikkat çekti. Bu yazının Emniyet’in kendi görüşlerini belirttiğini, müzekkerenin objektiflikten uzak olduğunu ve ‘hukuki belge’ olarak dosyaya girdiğini kaydeden Doğan, soruşturmanın Pelitli ve tetikçiyle sınırlı kaldığını, oysa tüm devlet kurumlarındaki bağlantıların ortaya çıkarılması gerektiğini savundu. Doğan, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek başta olmak üzere, tüm kurumlarda sorumluluğu olanların ortaya konması gerektiğini belirterek, “Bu yapı, mevcut terör örgütlerinden çok başka bir yapılanma. Devlete paralel giden, bir gladyo yapılanması” dedi.
Avukat Erdal Doğan, mahkemenin çok ağır bir sorumluluk altında olduğunu, çünkü bu davanın sonucunun Türkiye’de yaşayan azınlıkların geleceğini belirleyeceğini de vurguladı.
Sayı : 2007 07