Gençlik Üzerine Düşünceler

0
498

Yüreğinde tarifi imkansız kıpırdanışların başladığı, gelecek ideallerinin filizlendiği anın adıdır gençlik. Gençlik gerçektir ve bir halkın gençliği o halkın gerçekliğidir. Biz Çerkes gençleri şüphesiz hiçbir koşul altında kabul edilemeyecek bir tarihin canlı tanıklarıyız, dünyada hiçbir canlının yaşamasını istemeyeceğimiz acılardan büyük pay sahibiyiz. Büyük sürgünde, Abhazya’da, Beslan’da ve günümüzde Çeçenya’da halen sürmekte olan trajediye sessiz kalmak istemiyoruz. Emperyalist sisteme karşı mücadelede gençliğin etkin rol oynadığı tarihe baktığımızda, topluma yönelik politikaların en fazla yoğunlaştığı kesimdir gençlik. Bu nedenle, emperyalist sistemin büyük çabası da, gençliği bu pozisyondan çıkartıp, sistemin eline almaktır. Çerkes gençliği de emperyalist kültür ekseninde kendi özgün kültürünü yaşayamamış, aksine geleceksizleştirmeyi yaşamaktadır. 

 

Çerkes Gençliği Siyasallaşmalıdır… 

Ulusal ve kültürel değerlerin gelişimini, toplumumuzun demokratik değerlerini, kendi öz kimliğimizi ifadelendirebildiğimiz alanlarda, sivil toplum kuruluşlarında, sorunlara çözüm gücü olabilen örgütlenmeler içerisinde, siyasetteki yerini almalıdır gençliğimiz. Kendi özgün örgütlülüğümüzü yaratmak başlıca tarihsel görevimizdir. Günümüzde değerlendirdiğimizde, gençliğimiz tanımladığımız çerçevenin gerisinde durmaktadır. Siyasetten kendini geri çekme anlayışı, bizi birbirimize de, yaşadığımız topluma da yabancılaştırmaktadır… Siyaseti sadece siyasi partiler olarak algılamak hazırlanan tuzağa düşmek demektir… Oysa ki siyaset, gerçekleri araştırıp gün yüzüne çıkartmak, tartışıp gelişip/geliştirmek, çıkarttığımız sonuçları sistematize edip programlı olarak yaşama sunmaktır. Siyasete bakışımız bu olmalıdır. Çerkes gençliği bu konuda avantajlıdır. Mevcut bir kitle gücü vardır ve talepleri vardır. Önemli olan, bu gücü programlar dahilinde harekete geçirebilmektir. Bunu gerçekleştirememek erimeyi yaşatır. Örgütlenme sözcüğü, bazı çevrelere propagandacı olmayı, sadece eylemler yapan grupları çağrıştırıyor. Bu bakışa sahip insanlara bizim toplumumuzda da sıkça rastlıyoruz. Biz bu kalıplaşmış bakış açısına karşın ideallerimizin birliktelikten yani örgütlülükten geçtiğini bıkmadan, usanmadan anlatmalıyız. 

Örgütlenme; bir sınıf, cins, ulus, kültür vb. toplumsal kesimlerin amaçları için belirli ilkeler dahilinde bir araya gelmesi ve çalışmalar yürütmesidir. 

Gençlik ne için örgütlenecek? Neyi amaçlayacak? Görevleri neler olmalıdır? Bu görevlerini nasıl yerine getirmelidir? Bu sorulara vereceğimiz yanıtlar, aynı zamanda kuracağımız geleceğin başlangıcı olacaktır. 

O halde “UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ” sözcüklerinin moral ve duygu anlamı dışına çıkarak, bir başka yerden tarihe bakmak ve kurmak, gecikmiş görevlerimiz arasındadır. 

 

Sayı : 2007 08