Kaygı Veren Tezler

0
817

Kaf-Fed yayın organı olan Nart, görüşlerinin tamamına katılmasak da “bize ait” bir organizasyonun yayını olduğundan ilk günden beri abonesi olduğumuz, desteklediğimiz bir dergimizdir. 

Zaman zaman yazma denemelerimiz olsa da, sanırım “aynı politikaya sahip olmamamız” nedeniyle dergide, kitap tanıtımlarımız gibi, “suya sabuna dokunmayan yazılarımız” dışındakileri yayınlamama konusunda kararlı bir tutum sergileniyor. 

Adığe-Abhaz ve Wubıh yani, Kuzey-Batı Kafkasya eksenli bir politikası olduğu açık olan, Dünya Çerkes Birliği (DÇB) çizgisindeki bu yayın organının farklı görüşlere kapalılığı yanında, farklı kişilere de kapalılığı, önemli açılımları da olan yeni yönetimde bile mevcudiyetini sürdürüyor. 

Eski kalem erbabı pek bir fikir üret(e)mediğinden, dönüş kavramının içi doldurulamadığından olacak -ya da aynı şeyleri sürekli tekrardan- artık yeni bir isim, hemen her sayıda “fikir” üretiyor. Bize göre “kaygı veren tezler”i, eskiden hiç siyaset yapmamaktan yana olan, sadece “kültür” diyen Kaf-Fed yayınlarında izlemek düşündürücü bir hal almış durumda. Birkaç yıl önce, sağ anlamıyla da olsa “Birleşik Kafkasya” tezlerine yeni açılımlar getirme girişimleriyle tanıdığımız, birikimli ve akademisyen arkadaşımız Dr. Ö. Aytek Kurmel, Nart dergisinde “Kuzey-Batı Tezleri” ile yer alıyor. 

Bu tezler çok kısaca, “Batı Kafkasya ile Doğu Kafkasya’yı ayırmak ve Doğuyu yok saymak”; ayrıca daha da önemlisi “RF ile TC devlet politikalarına sırtını dayamak” olarak özetlenebilir. Böylece “büyükler ile iyi geçinerek”, sözde “reel politik” davranarak, “Adığe varoluşu sağlama alınacak” yanılgısı, bilerek ya da bilmeyerek yaygınlaştırılıyor. 

Tezleri şöyle bir irdeleyelim: 

21 Mayıs Açılımları, (sayı 49) yazısından seçmeler: 

 “…21 Mayıs ruhu Kuzeybatı Kafkasya’dır, Kuzeybatı Kafkaslı’dır. 21 Mayıs Abhazya, Adıgey, Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes’tir. 

…Ve o ruhu paylaşan, Kafkasyalı olan olmayan tüm duyarlı insanlardır.” 

Soru 1: Bu ruhta Osetya ve doğusu yok mudur? Karaçay-Balkar, Çeçenya vd. halklar bu formülün neresindedir? 

Soru 2: Kafkasyalı olan diğer halkları yok sayarken, Kafkasyalı olmayan hangi halkların yanınızda olması beklenmektedir? 

 “…Ve de o halkın sorunlarının en temel çözümü, kültürünün yaşamasını sağlayacak kadar bir nüfusun Kafkasya’da adını taşıyan cumhuriyette bir araya gelmesi olsun. Yani sorunu insani, çözümü insancıl olsun. O halkın adı Abhaz veya Adıge olsun. İşte bu Kuzeybatı Kafkasya realitesidir.” 

Soru 3: Bu nüfusun Kafkasya’da bir araya gelmesi, RF ve TC için kabul edilemez ve tehdit olarak görülüyor ise, “insancıl” isteğiniz nasıl “insancıl” şekilde çözülebilecektir? 

 “…21 Mayıs’ın yol haritasında yaşanılan ülkelerden toprak talebi yoktur. İstenen sadece kültürel var oluştur.” 

Soru 4: Bu cümleden kasıt açıklanmaya muhtaç değil midir? Kültür, toprak ve halk olmaksızın nasıl yaşatılır? Dünyada bunun başka bir örneği var mıdır? 

 “…21 Mayıs’ın yol haritasında etnik düşmanlık da yoktur. Geçmişte yaşanan, geçmişte kalmıştır.” 

Soru 5: 19. yy.da Kuzey-Batı Kafkas halkları ve bugün de Çeçen halkının yaşadıkları bir “soykırım” değil midir? Soykırımın hesabını sormak “etnik düşmanlık” mı demektir? Kim kime, ne zaman etnik düşmanlık yapmıştır ve yapmaktadır? “Geçmişte yaşananların geçmişte bırakılması” ve bugün de “aynen tekrarı” kime cesaret ve güç vermektedir? 

 “…Umalım Adıge ve Abhazlar’ın 21 Mayıs yol haritasını kardeş halklar da desteklesin.” 

Soru 6: Kim bu “kardeş halklar”? Hani yok saydığınız, katline sessiz kaldığınız, her fırsatta “şeriatçı katiller” diyerek aşağıladığınız ve haksız gördüğünüz Çeçen halkı mı, öteki gördüğünüz Karaçay- Balkar halkı mı, yoksa Hint-Avrupa yalanına inanıp, kendinizden görmediğiniz Osetler mi? Belki de kardeş halktan kastınız büyük ağabey Ruslar’dır. Öyle olabilir mi? 

Tüm dünya sizin kardeşiniz ise, yanı başınızda acımasızca yok edilen Çeçenleri kardeş saymadığınız sonucuna ulaşmamız mümkün olabilir mi? Bir Adıge, bir Abaza bu denli duyarsız olabilmiş midir tarihin hiçbir döneminde? O Çeçenler değil miydi, Abhazya’da Gürcü faşizmine direnenler? Hem de Adıgelerle omuz omuza… 

Yazının başka bölümlerinde geçen; demokrasi, barış, adalet, sağduyu, kültürel çeşitlilik vs. kavramlara ise doğrusu diyecek yok; tamamına katılmamak mümkün değil. Ama ana fikriniz olan yanlışlarla, tüm bu doğruları bir kenara attığınızı diğer yazılarınızdan örneklemelerle göstermek de bir aydın borcu olmalı. 

Başka birileri de bunu yapmalı. 

  

Sayı: 2007 08