Leğo-Naqe’nin (1) kimlere ait olduğu sorusuna, Adıgey’de değişik ve çelişik yanıtlar veriliyor. Kimileri “Leğo-Naqe (Leğonaka), Krasnodar krayına verilmiştir” diyor, kimileri de “Kafkas Doğa (Biyosfer) Koruma Alanına(zapovednik) bırakıldı” diyor. Son günlerde, Leğo-Naqe yöresine gelip giden yatırımcı sayısının çoğalmış olması, beraberinde bazı kuşkular da getiriyor. Dahası Leğo-Naqe’nin Moskovalı yatırımcılar tarafından kapatıldığı (satın alındığı-ç.n) bile söyleniyor. Birkaç yıl öncesine değin bir Adıgey toprağı olarak kullandığımız bu yerleri, bir kez daha görüp incelemeden önce, Adıgey Cumhuriyeti (AC) Turizm ve Termal Tesisleri Komitesi Başkanı Vladimir Petrov’a uğramayı yararlı bulduk. “Leğo-Naqe, kesin olarak kime aittir?” diye direkt sordum Petrov’a. Doyurucu bir yanıt almayı beklemiyordum, kendisi de fazla bir şey bilmediğini, bir ön hazırlığının da bulunmadığını belirtti, ama bazı önemli noktalara değinmekten de geri kalmadı.
Vladimir Petrov: “Leğo-Naqe, Adıgey’e aittir ve öyle kalacak, ama burasının nereden ve hangi merkezden yönetileceği, kimlerin yararına kullanılacağı konularında anlaşmazlık var. 1994’te Leğo-Naqe, o zamanki Devlet Başkanı Aslan Carıme tarafından, bir Başkanlık Kararı (Vınaşö) ile Kafkas Doğa Koruma Alanı’na verildi. Şimdi, yerin terki sırasında yapılmış olan bazı işlem eksiklerini ve belirsizlikleri öne sürerek itirazlarda bulunuyoruz. Sonuç olarak, Leğo-Naqe’ye bizim çıkarlarımızı da gözeten bir statü verilmesini istiyoruz. Eksik kalmış işlemlerden biri de, bıraktığımız 16.500 hektar (165 km.kare-ç.n.) genişliğindeki bir arazi parçasının terki sırasında sınırlarının çizilmemiş olmasıdır. Ayrıca, Leğo-Naqe’ye girişin bize (biz Adıgeyliler’e-ç.n.) kapatılmış olması da yasal değil, işte bu noktalardan hareketle itirazlarda bulunuyoruz. Bizim terk etmiş olduğumuz arazinin sınırları nerelerde başlamakta ve nerelerde sona ermektedir?
Vladimir Petrov’un dediğine göre, Leğo-Naqe’nin kullanımı konusunda, 2002 yılında yeni bir anlaşma imzalandı ve yeni bir sınır da çizildi, ama… Anlaşmanın hemen ardından Kafkas Doğa (Biyosfer) Koruma Alanı Başkanı Nikolay Yeskin, bir internet bildirisi yayınladı. Buna göre Adıgey Cumhuriyeti(AC) Hükümeti’nin kararıyla, mart ayında çizilmiş olan bu sınır, Federal Merkez (Moskova-ç.n.) tarafından kabul edilmemiş ve Adıgey’in talepleri geri çevrilmiş. N.Yeskin’e göre hatalı iş yapan, AC Hükümeti imiş. Anlaşmazlığın nasıl çözüleceğini ise bilen yok. Her iki taraf da kendini hak sahibi görüyor, çünkü Leğo-Naqe geleceği olan çok değerli (2) bir yer. Doğa Koruma Alanı Başkanı N.Yeskin, böyle bir bildiri yayınlayabiliyorsa, bu cesareti birilerinden alıyor olmalı. Hoş olmayan bir durum.
“Sorun, AC Devlet Başkanı ile Rusya Federasyonu (RF) Hükümeti’nin görüşmesi yoluyla çözümlenebilir”, diyor Vladimir Petrov. “Bu yerin artık, koruma alanı sınırları dışına çıkarılması pek doğru olmaz, ama Leğo-Naqe’de AC halkının çıkarlarını ve haklarını gözeten bir düzenleme yapılabilir.”
Dedikleri doğru Petrov’un. Ama birçok turistik köşemizin, bu tür iyi niyet sözleri arasında elden çıkıp gitmiş olduğunu anımsadığımızda, teselli sözlerinin fazla bir değeri kalmıyor.
Görüşmemizden sonra, Adıgey’in birer doğa harikası olan bazı turistik köşelerini şöyle bir dolaşalım dedik. Kuşkusuz Petrov’un sözleri boşuna söylenmiş sözler değil. Sıcak bir yaz günü, ortalıkta dolaşan çelişik söylentilerin nerelerden kaynaklanmakta olduğunu yerinde görmek için yola koyulduk. Bu son gittiğimiz yerlerin, beş altı yıl öncesine göre çok daha düzenli ve çok daha bakımlı bir hale getirilmiş olduklarını gördük. Ama “yaban elinde kalmış yurt köşeleri”, yitirilmiş topraklar gibi bir duygu kapladı içimizi. Ğuzerıptl (Guzeriptl) (3) köyüne az kala sağa saptık ve bizden kemirilmeye çalışıldığı anlaşılan Leğo-Naqe sırtlarına doğru tırmanmaya başladık. Sabahın hayli ilerlemiş bir saatiydi, ortalıkta gezinen insan sayısı henüz fazla değildi. Satıcılar tezgahlarını kurmaya çalışıyorlardı. Bu arada işin ilginç ve sevindirici bir yanı, bu satıcıların bizim Mıyequape rayonumuzdan (ilçe) gelmiş olan, Adıge olmasalar da bizden hemşehriler olmaları ve Adıge hatıra eşyalarını bol bol tezgahlarına koymuş olmalarıydı. Ama, ulusumuzu asıl tanıtan “el işlemelerimize daha az yer verilmişti”. Kimseyi suçlamak istemeyiz, ama bu pazar yerinin (khuturok) Adıgece adı da (saygı anlamında-ç.n.) tanıtım levhalarına eklenmiş olsaydı, daha şık olmaz mıydı?
Yayla yolunda ilerledik ve “Aziş-Tav” denen bir dinlenme yerinde ikinci bir mola daha verdik. Buradaki modern dinlenme tesisi haç’eşin (lüks otel) resmini çekmek istedik, ama personel bizi engelledi, henüz bir iki poz çekebilmiş olan fotoğrafçımız da hemen uzaklaştırıldı. Tesislerin reklam tanıtımları da şöyleydi: “Krasnodar kray, Apşeronski rayon, Lago-Naki Yaylaları”. Durum apaçık ortadaydı.
Dinlenme tesisinin önünden ayrılıp doğruca Kafkas Doğa Koruma Alanı’na gittik. Petrov’un dediği gibi, yol yasaya aykırı bir biçimde kapatılmıştı. Görüşebileceğimiz bir yetkili de yoktu, bizim gibi gelip devam edemeyen birkaç araba daha vardı. İzinsiz içeri dalmayı doğru bulmadık. Birkaç yıl öncesine değin tartışmasız bizim (AC’nin-ç.n.) olan bu yerden gerisin geri dönmek durumunda kaldık. Oysa karşımızda, bembeyaz karlarla yemyeşil çayırların içiçe geçtiği nefis, bir doğa harikası Leğo-Naqe Yaylaları uzanıp gidiyordu. Leğo-Naqe’ye gitmiş ve orada takılıp kalmış olan kişiler de şaşkınlık içinde, uzaktan birkaç poz resim çektikten sonra peşimiz sıra geri döndüler. Dönüşte Aziş Yeraltı Mağarasına uğradık. Hareketli bir yerdi orası. Hayli turist de vardı ve sayı giderek artıyordu. Bir grup mağarayı gezerken, diğerleri sıralarını bekliyorlardı. Burada OAO “Adıgeyaturist” kuruluşu Başkanının, Leğo-Naqe’deki turizm işlerinden sorumlu yardımcısı Azamat Yevtıh (Yeutıx Azemat) ile görüştük. Verdiği bilgiye göre, mağaraya haftada ortalama 1500-1600 turist geliyormuş, sayı ağustos ve eylül aylarında 3000-4000’e ulaşıyormuş. Turistik eşya satış durumunu sorduk. İşte bu noktada, yönetimin bizden çıkmış olmasının zararını yakından gördük. Azamat, bir restorant (şxapve) açtırmak ve hatıra eşyaları sattırmak istediklerini, ama Apşeroski rayonu görevlilerinin buna izin vermediklerini söyledi. Aslında böylesine bir durumla ilk kez karşılaşıyor da değildiz. Anlaşıldığı kadarıyla Leğo-Naqe Yaylaları ve çevresi, bütünüyle bizden alınmak isteniyor. “Aziş-Tav” Yeraltı Mağarası Turistik Kompleksi’nin bulunduğu yer, artık bizim olmaktan çıkmış, Krasnodar krayının…
Bu son dönemde Adıgey’de turizmin geliştirilmesine, engellerin kaldırılmasına, laf cambazlıklarına bir son verilmesine ve ileriye yönelik düzenlemeler yapılmasına çalışılıyor, kuşkusuz bu tür girişimler geleceğimiz açısından umut verici şeyler. 2014 Olimpiyatları’nın “Ş’açe” ‘de (Saçe;Soçi) yapılacak olması, kuşkusuz Adıgey turizmine de olumlu yansıyacak. AC Turizm ve Termal Tesisleri Komitesi Başkanı Vladimir Petrov’a, Adıgey turizmine ilişkin ikinci bir soruyu hemen yönelttim.
V.P.: Leğo-Naqe Dağ Yaylaları yollarının engebeye uyumlu bir biçimde yapılması, birer büyük kent olan Krasnodar ve Rostov’a yakınlık nedeniyle de önem taşıyor. Yolların büyük bir gezinti yolları kompleksi biçiminde düzenlenmesi gerekiyor. Ama bunun için önce yol güzergahlarının belirlenmesi zorunlu, bunun çalışmaları yapılıyor.
Yine Vladimir Petrov’un söylediğine göre, Dahovski köyü (4) ile Leğo-Naqe arasındaki yolun yapımı, “Güney Rusya Bölgesi Ekonomik Geliştirme Federal Programı” içine alındı ve yol, 2008-2012 yılları arasında tamamlanacak. Bu işin finansmanı için gerekli olan 740 milyon rublenin 511 milyonu federal bütçeden karşılanacak. 2003-2007 yıllarını kapsayan “Güney Rusya” adlı başka bir federal program çerçevesinde, Ğuzerıptl köyü ile Leğo-Naqe arasındaki yolun yapımı da devam ediyor. Yolun 2008’de tamamlanması, elektrik hatları çekilmesi ve ışıklandırma yapılması bekleniyor. Ayrıca su getirilmesi, arıtma tesisleri kurulması ve kanalizasyon şebekelerinin tamamlanması da programda yer alıyor.
Dağ gezinti yollarının üç binlik kapasite esasına göre yapılması planlanıyor. Bu arada Eyvorova Yaylasında 1500 yataklı bir haç’eş (turistik otel), yol boylarında da 100-150 yatak kapasiteli küçük haç’eşler yapılması tasarlanmıştır. Yine Vladimir Petrov’un söylediğine göre, dağ yolları kompleksi yapımı işinde uzman olan “Ekosayer” (Ecosire) adlı Kanada firması ile, kompleksin kurulması, tesislerin belirlenecek yerlere yerleştirilmesi ve bu işlerin finansmanı konularında anlaşmaya varıldı. Hazırlanacak olan planı uygulayacak ve kanat (halat) yolları yapacak, tesisleri kuracak, ışıklandıracak ve bütün bunlari çalışır hale getirecek bir kuruluş olarak da, dünyaca ünlü Avusturya firması “Dobbelmayer” ile görüşmeler yapılıyor.
Dağ yolları kompleksi konusunda, Vladimir Petrov bize ayrıntılı olarak daha başka şeyler de anlattı. Bütün bunların uzmanlık ve para gerektiren işler olduğu kuşkusuz. Petrov, aleyhimizde işleyen olumsuz gelişmelere karşın, sayılan bu çalışmaların tamamlanması halinde, bundan Adıgey ekonomisinin de kazançlı çıkacağını, altını çizerek söyledi. Leğo-Naqe’ye ilişkin söylediği şu son sözleri ise, içimize az da olsa bir umut ışığı, bir su serpti:
V.P.: Leğo-Naqe Adıgey’indir (onun devlet sınırları içindedir-ç.n.), Leğo-Naqe üzerinde Adıgeyliler’in çıkar önceliği, yasal hak ve kazanımları vardır. Bizim politik bakış açımız ve uğraşımız, bu esaslardan ilerleyerek haklı davamızı savunmak biçiminde olacaktır.
Biz, bizi destekleyici argüman ve belgelerin yeterli olduğuna, bütün bunların bizi haklı çıkaracağına inanıyoruz.
Kaynak: Adıge maq,18.07.2007 (internet)
Çev: Cevdet Yıldız
(1)-1992’deki Adıgey gezim sırasında, o zamanlar her şeyiyle Adıgey’in yönetiminde bir yöre olan, sonradan bir yerleri memnun etmek için olmalı, sıradan bir il yönetim birimi olan Krasnodar kraydaki Kafkas Doğa Koruma Alanına, Adıgey’in çıkar önceliği ve gerektiğinde tek yanlı geri alma hakkı sağlam bir güvenceye bağlanmadan, düşüncesizce verilmiş olduğu anlaşılan sözkonusu yerleri (Aziş-Tav, Leğo-Naqe, Aziş Yeraltı Mağarası, vb) serbestçe gezmiş, oralarda şimdilerde olduğu gibi aşağılanarak ya da bir tür kovularak değil, güler yüzle karşılanmıştık. 1992 gezi izlenimlerimi İstanbul’da yayınlanan “Argun” gazetesinde (1992), rahmetli Tarık Cemal KUTLU’nun özel bir ilgisiyle de uzun uzun yayınlamıştım, kendisini rahmetle ve saygıyla anarım -C.Y.
(2)- Adıgey’in güneybatısındaki (Soçi’ye yakın) bir yer olan Leğo-Naqe; dağ turizmi, hayvancılık, arıcılık ve alabalıkçılık yönünden önemli olduğu kadar, kalıcı karlarla da beslenen büyük bir su deposudur-ç.n.
(3)- Ğuzerıptl (Rusçası:Guzeriptl)-AC’nin Mıyequape (Maykop) rayonunun en güneyinde turistik bir köy.
(4)-Dahovski (Daxho)- AC’nin güneydeki Mıyequape rayonunda bir köy, Adıgece adı: “Asrethable”.
Not: Alt çizmeler ve tırnak içine alınmalar çevirmene aittir-ç.n.
Sayı : 2007 08