Fatih ATAN
Abhazya, günümüzde dünya kamuoyu üzerinde gördüğümüz kadarı ile Gürcistan yönetiminin yaratmış olduğu provokasyon hareketleri ile gündem oluşturabiliyor.
En son örneğini, Abhazya’nın Yukarı Kodor bölgesinde kimliği belirlenemeyen bir uçağın düştüğünü dünya basınında haber olarak gördük. Türkiye basınında küçük haber olarak nitelendirilen ve bazı basın organlarında haber niteliği bile görülmeyen haber, Rusya ve Dünya basınında birinci haber olarak verildi.
Gürcistan’ın Rus uçağı olarak belirttiği, ancak Rus ve Abhaz yetkililerin kesin olarak reddettiği bu olay ile ilgili olarak Abhazya Savunma Bakanlığı yetkilileri ilginç bir açıklama yaptı. Uçağın Türkiye üzerinden geldiğini ve NATO’nun casus uçağı olabileceğini belirttiler. Uçağın nasıl düştüğü konusu ise bir muamma olarak kaldı. Eğer yetkililer uçağa ulaşabilirler ise konu daha da net bir biçimde aydınlanabilecek.
Türkiye basınının bu konu üzerinde hiçbir yorum yapmaması çok ilginç. Türkiye’den NATO’ya ait bir uçak kalkıyor ve kendi hava sahası dışında casusluk amacı ile uçuş yapıyor. (Abhazya yetkililerinin iddiası). Konu aslında başlı başına ilginç olması gerekirken es geçiliyor. Abhazya-Gürcistan sorununun çözümünde tarafsız olması gereken Türkiye; Abhazya’nın hava sahasının ihlal edilmesinde taraf oluyor.
Abhazya’nın Türkiye Diasporasının temsilciliğini iddia eden Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi ve Türkiye Çerkesleri’nin temsilciliğini üstlenen kuruluşlar bu konu ile ilgili olarak ne bir haber ne de yorum yapıyorlar.
Ayrıca Kafkas-Abhazya Dayanışma Komitesi 30.09.07’de Abhazya’da yapılacak olan ‘Kurtuluş Şenlikleri’ne Türkiye’den turistik sefer düzenlemeye kalkıyor. Turizm seyahat acentelerinin görevini Abhazya’nın haklarını savunduğunu iddia eden bir kuruluş düzenliyor. Bu arada Abhazya üzerine oynanmak istenen oyun senaryoları da yaşama geçirilmeye çalışılıyor. Diaspora sesini çıkartmıyor.
Yapılması gereken; Abhazya üzerine oynanmak istenen oyunlar karşısında diasporanın duyarlı olduğunu belirten eylemlerin yaşama geçirilmesidir. Ayrıca 30 Eylül kutlamalarının da Türkiye ve Diasporanın yaşamış olduğu diğer ülkelerde de geniş katılımlar ile kutlanmasıdır. Abhazya’ya turistik sefer yaparak değil.
Bu konuda görev sadece Abhazya’nın Diaspora temsilciliğini yapan kuruluşlara düşmüyor. Türkiye’de ve dünyada Çerkesler’in temsilciliğini üstlendiğini iddia eden kuruluşlara da görev düşüyor. Türkiye’de var olan Kafkas Dernekleri yörelerinde konu ile ilgili olarak etkinlikler düzenlemek ve bunu kendilerine görev saymak zorundadırlar.
Haydi Göreve!
Sayı : 2007 09
