Yeni bir anayasanın gerekliliğinde toplumun tüm kesimleri hemfikir olmasına rağmen, anayasa taslağının yalnız kendisi değil, hazırlanış ve sunuş yöntemi de eleştiri oklarını üstünde topladı
Haber Merkezi
AKP iktidarının belirlediği “Bilim Kurulu”, izole ve steril kamp günlerinin ardından yeni anayasa taslağını açıkladı. Kurul Başkanı Prof. Ergun Özbudun, özgür bir akademik çalışmanın aleni olmasının mümkün olamayacağını ileri sürerek başladığı açıklamasında, anayasa çalışmasının kapalı kapılar ardında olmasını eleştirenleri ise ya “samimi ama yanlış bir algılama” diyerek anlamamakla, ya da “karalama” diyerek kötü niyetli olmakla suçladı.
Taslağın sivil toplum örgütlerinden akademik çevrelere kadar geniş bir kesimin önerilerine açık olduğunu söyleyen Özbudun, metinde değişiklik ve iyileştirme yapılabileceğini de eklerken, yeni anayasayı “sivil, demokratik, insan hakları standartlarını evrensel düzeye yükselten, devlet kurumları arasındaki ilişkiyi parlamenter rejime göre düzenleyen bir anayasa” olarak tanımladı.
Ancak, bu tanımlara uygun bir anayasanın niye sivil, demokrat ve insan hakları konusunda uzmanlaşmış, sivil-demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin, çeşitli çevrelerden akademisyenlerin, bağımsız ve kamuoyunda saygınlığı olan isimlerin de aralarında bulunduğu bir kurulca oluşturulmadığı sorusu yanıtsız kaldı.
Nitekim, çeşitli demokratik kitle örgütü yeni anayasa için çalışma başlatırken, bağımsız milletvekili Ufuk Uras ve mecliste grubu olan DTP de anayasanın AKP iktidarına bırakılamayacağını belirterek çalışmaya başladı.
Bu kadar farklı çevrede, farklı taleplerle başlatılan çalışmaların hazırlanmış bir anayasa taslağına nasıl eklemleneceği ya da bu taleplerin göz önüne alınıp alınmayacağı kuşkuyla karşılanırken, muhalif çevrelerde söz konusu anayasanın, toplumsal mutabakat yerine, “güç” odaklarının konsensusunu sağlamakla yetineceği, iddia edilenin aksine “sivil, demokratik , özgürlükçü” yanının ise sınırlı kalacağı görüşü ağır basıyor.
TASLAKTAKİ DEĞİŞİKLİKLER
* MGK anayasal bir kurum olarak yerini koruyor.
* Devletin temel niteliklerini açıklayan ilk 4 madde olduğu gibi kalıyor.
* Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı 17’ye çıkarılırken, bu üyelerden 8’ini TBMM seçecek. 9 üye ise Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay üyeleri arasından seçilecek.
* Tüzük ve programı anayasaya aykırı olan partilerin hemen kapatılmasına yönelik düzenleme ağırlaştırılarak, önce partilere ihtar verilmesi, düzeltilmemesi halinde kapatma davası açılması öngörülüyor. Partilerin, “odak” olmaktan dolayı kapatılması da zorlaştırılarak, “odak olma” hali için fiilin yaygın olarak işlenmesi ve genel merkez tarafından suç olan fiillerin onaylanması koşulu getiriliyor.
* Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) kaldırılıyor. YÖK’ün yerini Üniversitelerarası Koordinasyon Kurulu alacak.
* “Yargı tarafsızlığı” hükmü eklenecek.
* Adalet Bakanı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi olmaktan çıkıyor. Adalet Bakanlığı Müsteşarı ise HSYK’da kalmayı sürdürecek.
* Vekillerin okumakta büyük güçlük çektikleri yemin metni de daha sade ve okunabilir hale getiriliyor.
Sayı : 2007 09