Hükümetin Anayasa Taslağını Tartışmaya Niyeti Yok Gibi

0
444

AKP’liler Kendi Aralarında Uzlaştı!

Anayasa taslağına ilişkin olarak kendi görüşlerine yakın çevreleri dinlemeye hazırlanan hükümetin, halkın büyük çoğunluğunu temsil eden bazı demokratik kitle örgütlerini, sendikaları ve kadın oluşumlarını çalışmaların dışında tutma eğilimi “sivil” anayasa şansının bir kez daha harcanacağı kanısı uyandırdı  

Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in, anayasa taslağına ilişkin bilgi vermek ve katkılarını istemek üzere TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, TESK ve TZOB’u 9 ekimde toplantıya çağırırken, KESK, TMMOB ve DİSK’i bu çalışmanın dışında tutması anayasa tartışmalarını farklı bir boyuta çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da geçtiğimiz günlerde KADER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği) Başkanı Av. Hülya Gülbahar’ın “Kadın kotası” talebine sert yanıtlar vermesiyle paralellik taşıyan tutum, hükümetin iddialarının aksine, anayasa konusunda toplumsal bir uzlaşı değil, kendi görüşüne yakın çevrelerle uzlaşmayı yeterli gördüğü kanısını uyandırdı. 

Hükümetin görüşünü almaya gerek duymamasına rağmen, temsil ettikleri geniş kesimler adına yeni anayasa için çalıştıklarını belirten KESK yetkilileri ise, bu çalışmada TMMOB, DİSK, TTB, TÜRMOB, Türk Diş Hekimleri Birliği ve Türk Eczacılar Birliği’nin bulunduğunu belirterek, özgürlükçü, demokratik ve sosyal adaleti içeren bir anayasaya için müdahil olacaklarını ve taleplerini ortaya koyacaklarını duyurdu. 

Öte yandan, kadın çevreleri de taleplerini belirtmek ve anayasa taslağında düzeltilmesini istedikleri maddeleri belirlemek üzere bir çalışma başlattı. KADER Başkanı Hülya Gülbahar, kadınların örgütlü olarak anayasa hazırlama sürecine katılması amacıyla, 86’dan fazla kadın örgütünün katılımıyla ‘Anayasa Kadın Platformu’ oluşturulduğunu söyledi. Taksim Hill Hotel’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Gülbahar, anayasanın görevinin, ‘cinsiyet temelli her türlü ayrımcılığı yasaklamak ve kadınların en temel insan haklarından faydalanabilmeleri için fırsat eşitliğini sağlamak’ olduğunu söyledi. 

 

Taslağa Yönelik Eleştiriler 

Demokratik kitle örgütlerinin ve kadın çevrelerinin yoğun muhalefetine maruz kalan anayasa taslağına yönelik eleştirilerin başında 82 Anayasası’nın ruhunun korunması ve iyileştirildiği iddia edilen “kimlik” ve “dil” konularında yapılan düzenlemelerin yetersizliği geliyor. 

Özellikle anayasanın başlangıç kısmının milliyetçi ve gerici 12 Eylül zihniyetin ürünü olduğuna dikkat çekilirken, taslakta da bu bölümün aynen korunması ve devletin Türk etnik kimliğine vurgu yapılmasının bu ırkçı yaklaşımı sürdürmek olduğu belirtililiyor. Ayrıca anayasada “sosyal devlet” ilkesinin geçiştirilmesi, sağlık ve eğitimin parasız olmasına ilişkin hiçbir düzenlemenin olmaması da altı çizilen önemli noktalar arasında yer alıyor. 

 

Vatandaşlık Tanımı  

*** 82 Anayasası’nın 66. maddesinde vatandaşlık, “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür” biçiminde tarif ediliyor. Taslakta ise, bu konuda üç alternatif sunuluyor: 

(1) Devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. 

(2) Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese, din ve ırk farkı gözetilmeksizin Türk denir. 

(3) Vatandaşlık temel bir haktır. Kanunun öngördüğü esaslara uygun olarak bu statüyü kazanan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. 

 

Türkçe dışındaki diller 

*** Eğitim ve öğretim hakkı bölümündeki değişiklik ise “Eğitim ve öğretim dili Türkçe’dir. Türkçe’den başka dillerde eğitim ve öğretim yapılması ile ilgili esaslar, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kanunla düzenlenir” şeklinde ifade ediliyor. 

*** Taslakta, 1982 Anayasası’nın ilk üç maddesinin özü değişmiyor. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili bölümlerde ise ciddi bir değişikliğe gidilmiyor. Öte yandan, özgürlüklerin kamu yararı, milli güvenlik vb. gerekçelerle kısıtlanması, yeni anayasa taslağında da yer alıyor. 

*** Taslaktaki, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, kamu yararı sebebiyle sınırlanabilir” maddesi ile AKP’nin kamulaştırma ya da mülkiyet hakkına sınırlama getirme konularında mülkiyet sahipleri lehine, halk aleyhine daha güçlü bir koruma getirmeyi amaçladığı anlaşılıyor. 

*** Dernek kurma hürriyeti başlığıyla düzenlenen kısımda 12 Eylül Anayasası’nda olduğu gibi hakim ve savcılara, genel kolluk mensuplarına ve diğer bazı kamu görevlilerine dernek kurma hakkı yasaklanıyor. 

 

Türban 

*** Taslakta iki öneri var:  

(1) Kılık ve kıyafetinden dolayı hiç kimse yüksek öğretim hakkından mahrum bırakılamaz. 

(2) Yüksek öğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir. 

AKP’nin tek başına bu madde ile türban yasağını aşması mevcut koşullarda zor görünüyor. Yargı ve YÖK “din ve inanç özgürlüğü” gerekçesi ile yine yasak koyabilir. 

**** Genelkurmay Başkanlığı yine Başbakanlığa bağlı. MGK korunuyor. Kurul’dan Jandarma Genel Komutanı çıkarılmış. MGK’ya başbakan ya da cumhurbaşkanının başkanlık etmesi biçiminde iki alternatif öneriliyor. 

*** Askeri yargı muhafaza edilirken, Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı artırılıyor. Üyeleri cumhurbaşkanı seçmiyor. Yüce Divan görevi Yargıtay’a veriliyor. 

 

REFERANDUM KAOSU 

Referanduma sunulacak anayasa değişikliği paketinde yer alan “11. cumhurbaşkanını halk seçer” şeklindeki maddenin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Köşk’teki görevini sona erdireceğine ilişkin iddialar artınca AKP geri adım atmak zorunda kaldı. İddiaları ciddiye alan Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül’ün konumunun tartışılmasına neden olan maddenin paketten çıkarılmasına onay verdi. CHP ve MHP söz konusu düzenlemeyi içeren geçici 19. maddenin paket dışına çıkarılmasına destek verecekleri vaatleri üzerine AKP teklifi hazırlayarak TBMM Başkanlığı’na sundu. Ancak muhalefet anayasa değişikliğinin hızla işleme alınmasına geçit vermedi. 

  

AKP’nin bu girişimi, referanduma sunulan bir metnin değişmesi gümrüklerde kullanılan oyları etkiler mi, ya da Yüksek Seçim Kurulu (YSK) referandumu iptal edebilir mi tartışmasını da beraberinde getirdi. YSK, TBMM’nin iki geçici maddeyi paket dışına çıkarmasının önünde yasal bir engel bulunmadığını söylemekle birlikte, yeni duruma göre karar alacaklarının da altını çizdi. 

Teklifin pazartesi Anayasa Komisyonu’ndan geçirilmesi çarşamba günü de Genel Kurul’a getirilmesi planlanıyor. Anayasa değişiklikleri TBMM’de 48 saat arayla iki kez oylanıyor. Çarşamba günkü ilk turdan 48 saat sonrası bayramın ilk günü olan cumaya rastlıyor. Bu nedenle paket ancak 16 Ekim salı günü ikinci tur oylaması yapılıp Meclis’ten geçirilebilecek. Referandumdan ancak birkaç gün önce Cumhurbaşkanı’na sunulabilecek. 

Cumhurbaşkanı Gül’ün kendisini ilgilendiren bu değişikliği bekletmeksizin onaylaması bekleniyor. 

  

Sayı : 2007 10