Kabardina Balkar Cumhuriyeti’nin yaşayan en büyük ressamlarından Ruslan Tsrım sergisi 16 Ekim’de Nalçık Milli Müze Galerisi’nde açıldı. Sanatçının son dönem çalışmalarından geniş bir seçkinin yer aldığı sergi sanatseverlerin görüşlerine sunuldu. Ünlü Rus Sanat Eleştirmeni Slava Len ve Rus Devlet Sanatçısı Olga Pobedova açılışta hazır bulundu. Slava Len, Ruslan Tsrım’ın sadece Kafkasya sınırlarına hitap eden bir sanat yapmadığını, onun sanatının evrensel değerler taşıdığını belirtti. Geniş bir izleyici kitlesi olan sergiye çok sayıda edebiyatçı, müzisyen ve devlet protokolünden konuklar katıldı ve konuşmalar yaptılar.
Daha önce hazırlıklarından bahsettiğim bu sergi, bir sergiler dizisinin ilki. Aynı salonlarda ünlü heykeltıraş Arsen Gushapsha ve ressam Mazlo Eduard’ın eserlerini sergileyecek. “Receptualizm” akımı içinde değerlendirilen bu sergiler dizisiyle Kafkas kökenli sanat ve sanatçılar, evrensel boyutlarda kendini sunuyor ve dünya sanatına kendilerini tanıtıyorlar. Bu akımın fikir babası olan Rus Eleştirmen Slava Len açılışta yaptığı konuşmada, Kafkas damarının ve kültürel derinliğinin sanata getireceği çok önemli katkılar olduğundan bahsetti.
Sergi açılışı kapsamında seçkin konukların olduğu özel seremoni yemeğinde diğer ünlü uluslararası ressam Muhadin Kishev de bulunuyordu. Yemekte yapılan konuşmalarda davetliler, Kafkas kökenli sanatın ve sanatçıların dünyanın yeni oluşan değerlerine yaptığı katkılardan sıkça söz ettiler. Türkiye’den sergi açılışına katılmam nedeniyle, diyasporadaki kültürel ve sanatsal etkinliklerin, kurulacak ilişkilerin önemi de yapılan konuşmalarda vurgulandı.
Ruslan Tsrım ile yaptığım görüşmede Kafkasya ve tüm diyasporada kalıcı etkinlik gösteren sanatçıların katılacağı büyük katılımlı bir sergi oluşturulması konusunda konuştuk ve bu fikrin hayata geçirilmesi içinönümüzdeki dönemde tekrar bir araya gelerek çalışmalara başlama kararı aldık.
Kafkasya’nın en modern şehri olan Nalçık, kültür ve sanatın da önemli merkezlerinden biri olma yolunda. Sanatçılar yoğun çalışmalar içinde. Artık projelerini gerçekleştirecekleri mekanlarına kavuşuyorlar, geniş ve coşkulu bir tanıtım ile tüm izleyicilere ulaşabiliyor ve seslerini geniş kesimlere duyurabiliyorlar.
Diyasporada yaşayan bizler bu coşkuyu kucaklamalı, ortak ve anlamlı birlikteliklerle ortak toplum olma bilincini yaşatmalıyız.
Bu dönemde coşkulu çalışmalarına tanık olduğum Mahinur Tuna’nın sanat ortamına kazandırdığı kitabından bahsetmek istiyorum. Türk resminin en önemli kadın ressamlarından olan Mihri Müşfik’in yaşamını ele alan kitabı, zengin içeriği ve ortaya çıkartılmamış yeni bilgiler ile bu alanda uzun yıllar araştırmalar yapanları şaşırtacak nitelikte. Aslen bir Abhaz olan Mihri Müşfik’in fırtınalı yaşamını ele alan “İLK TÜRK KADIN RESSAM MİHRİ MÜŞFİK AÇBA” kitabını edinmenizi tavsiye ediyor ve bu alana yaptığı katkılardan dolayı Mahinur Tuna’yı kutluyorum.
Sayı: 2008 01