Adıge Nart destanı motifleri üzerine Tembot K’eraş, Dmitriy Kestan, Askerbi Şorten ve Haçım Tevne’nin daha önce değindiğimiz çalışmalarını ve söylediklerini dikkate alarak, ama üzerlerinde fazla durmayarak, Rus, Oset ve diğer ülkelerden Nartologların 19. yüzyıldan bu yana söylediklerini de göz önünde tutarak, şimdi “Nart” teriminin ve Nart adlarının etimolojisini kısaca ele alabiliriz.
Nart terimi ile Nart erkek adlarının anlamlarını açıklamak için birkaç sorunu çözmek gerekmektedir, bunu da birkaç bilimsel teorik sorunu çözümlemeden yerine getiremeyiz.
Sözcüklerin ve terimlerin “dilinin” en çok yansıttığı şeylerin ilki – o sözcüğün hangi halka ait olduğu, o terimi ve adı verenin kendisi; ikincisi- bu sözcükleri kullanan halkın, bu sözcüğün sahibi olan halkla bir kültürel ilişkisi bulunduğu ve bunlara dayalı sorunların hepsini ele alma gereğidir. Sözcüklerin etimolojik analizi, eski milliyetçi ya da ona yakın eğilimdeki çok eski dönemlerden gelme tarihsel açıklamaların yanlışlığını ve bunların nerelerden kaynaklandığını yeterince açığa çıkarmaktır.
Çok eski zamanlardan beri Kafkasya’da yaşayan, orada türeyen, dil ve gelenekleri yerli yerine oturmuş, kahramanlığıyla ünlenmiş olan(50) Adıgeler’in elbette komşuları yok değildi. Sözgelişi Abhazlar Adıgeler’in, her zaman için komşuları olmuşlardır. Abhazlar’la Adıgeler’in ortak bir dil ve soy kökeni vardır(51). Adıgeler Karaçay, Balkar, Oset, Çeçen ve daha başka halklarla da komşuydular ve aralarında dostça ilişkiler bulunuyordu.
Adıgeler’de bulunan şarkı, türkü ve öykü gibi Nart söylencelerinin süjeleri çok eski dönemlerden başlayarak komşu halklara geçmiştir. Bu halklar, bu süjeleri kendi algılayış (duyuş) biçimlerine ve kendi dil özelliklerine uydurarak benimsediler, Nart erkek ve kadın adlarını da kendi söyleyiş biçimlerine uydurarak kullandılar. Bu komşular Adıge Nart şarkılarını çoğu kez açıklama gereği duyuyorlardı. Kendileri farkında olmasalar da, Kafkasya’da yaşayan çok sayıda halk topluluğunun, aynı görüş, aynı gelenek ve karakterleri benimsemesinde ve yakınlaşmasında, bu Nart destanının büyük bir rolü olmuştur.
Sonuç olarak, Nart destanının yayılma alanı genişlemiş oldu. Şimdi bilim adamları, çok eski dönemlerden günümüze erişmiş bulunan Nart destanının ilk sahibinin ve asıl yaratıcısının hangi Kafkas halkı olduğunu araştırmaktadır? Sorulan başlıca soru da budur. Önde gelen Nart kahramanlarının adlarını veren halk nasıl bir halktır? Bilim adamları bu konularda hayli çalıştılar ve görüşlerini de açıkladılar.
Akademisyen Vsevold Miller “Oset Etüdleri” adı altında 1881-1887’de Moskova’da yayınladığı kitapların önsözünde, Oset öykülerinin çoğunun Adıge (Kabartaylar) ve Çeçenler arasında da bilindiğini, birkaçı dışında, Oset Nart adlarının Adıgece (Kabartayca) olduğunu ya da yabancı özellikler taşıdıklarını belirtmektedir (s.3-4).
Oset bilim adamı Prof.V.İ. Abayev’in “Problemı Nartskogo Eposa” (Nart Destanı’nın Sorunları) adlı çalışmasında ve “Nartskiy Epos” (Nart Destanı) adıyla 1957’de Vladikavkaz’da yayınladığı yapıtta Nart adlarına ilişkin olarak şunları söylemektedir: “‘Satana, Setenay, Sataney’ adlarının anlamını (ne içerdiğini) Osetçe olarak ya da bir Kafkas diliyle açıklayamıyoruz (s.35). Savsırıko’dan (Sosrıko) söz ederek, ‘Sosr’ sözcüğünün içerdiği anlamı açıklayabilseydik, Nart araştırmacıları çok memnun olurlardı. Osetçe söylenişiyle Sozrıko sözcüğü kuşkuya yer bırakmayacak biçimde Adıgece’den gelmektedir (s.36)”.
Oset yazarı D.G.Jantiyev’in “O Geroiçeskom Epose Gortsev Severnogo Kavkaza” (Kuzey Kafkasya Dağlılarının Kahramanlık Destanı Üzerine) adlı yazısında: “‘Nart’ sözcüğünün anlamı, hiçbir Kuzey Kafkas dilinde açıklanamamaktadır(52)”, diyerek kendi görüşlerini belirtmektedir.
Prof.L.P. Semenov “Nartskie Pamyatniki v Folklore İnguşey i Osetii” başlığıyla 1930’da Vladikavkaz’da yayılanan kitabında: “Günümüzde hala ‘Nart’ sözcüğü ile Nart destanının doğduğu, kaynaklandığı yer yeterince aydınlatılamamıştır” demektedir (s.4).
Nart adlarının anlamları açıklanamayınca, bilim adamlarının birincisi Moğol ya da Alanca (V.İ.Abayev), ikincisi bir İran dil(M.V.Rklitskiy), üçüncüsü de Pers, Ermeni ya da Svanca (L.Lopatinskiy) kökenli olmalıdır, dediler ve konuyu değişik yönlere çektiler. Ama ne yaptılarsa da, kökü çok eskilere uzanan bu adların “kilidini” açmayı başaramadılar. Kilitli kalan bu adların anlamlarını günümüze değin açıklayamadılar.
Adıge destanı “Nartlar”daki kişi adlarını, yani Setenay, Savsırıko (Sosrıko), Şebatınıko (Badınoko), Nesren, Hımış, Bışe K’eç’, Peterez (Beterez), Kanc (Къандж), Nebgırıye (Nerıbgey), Ş’evay, Adıyıf, Akuand, Nart Set (Setımıko), Nart Bevık’, Nart Ğojak, Dzeğaşt, Yerışeko, Arıkş’av, Temenş’av, Tlegutsu-jak’ (Tlegutsu-jakv), Temenşu, T’et’raş (Tvetvraş) (Totreş), Bedah’ (Bedax), Çelehset, Koles, Ş’evak’ (Cevakv’-Шъэуакl’), Tlepş, Debeç ve daha başkalarının, bu arada “Nart” teriminin anlamlarını Adıge dili geleneklerine (kurallarına) dayanarak gösterebiliriz. Yani Adıgece anahtarı ile bu sözcüklerin “kilidini” açabiliyor, bunların esrarını çözebiliyoruz.
Etimolojisini inceleyeceğimiz bir adlar kümesini ele alalım. Kafkasyalı bir insan topluluğu olan Adıgeler’in komşularının bu adları hangi biçimlerde kullandıklarını öncelikle bir görelim. Sunduğumuz Nart adlarına ilişkin bölümler “Nartlar” destanının özünü oluşturur (Bak. Tablo. s.23).
Bu adların etimolojik analizini yapmak için, ilkin Adıge dili içinde, Adıge toplulukları arasında bulunan dil (lehçe) özelliklerini bilmek; ardından çok heceli (bitişken; “zexetl”) sözcükleri ve eski dönemlerde Adıgeler’in bu adları nasıl verdiklerini kavramak; son olarak da, bu adları açıklamak için eski dönemlerde, diyalektik olarak, bu adların verildiği dönemlerde varolan düşünce esaslarına dayanarak ve Adıgeler’in geleneklerine değinerek, konuya tarihsel bir yaklaşımda bulunmak gerekmektedir.
“Toponomi ve omnastiğin (özel kişi ve yer adları biliminin) gösterdiğine göre, ayrıca Grekçe, Latince, Gürcüce ve Rusça etnik adların kanıtladığına göre günümüzde olduğu gibi çok eski dönemlerde, yani karanlık geçmişte de, bitişken sözcükler, Adıgece’de yer alan bir özellikti” diyor Prof.G.V.Rogava(54). Buna ek olarak akademisyen İ.A.Cavahişvili Karadeniz kıyılarında rastlanan epigrafik yazıtlarda (mezar yazılarında) çok heceli (bitişken) Adıgece adların saptandığını(55) G.V.Rogava’dan alıntılayarak göstermektedir. Ayrıca S.N.Canaşiya da, Milat öncesinde Adıgece’den Gürcü-Svan diline geçen sözcüklerin çok sözcüklü (bitişken) olduğunun aydınlatıldığını belirtmektedir(56).
Marksizmin bilimsel temelini atan düşünürlerin görüşlerini dikkate alarak, yukarıda belirlediğimiz eski insanların düşünce düzeyleri (biçimleri), amaçları ve o dönemlere ilişkin yaşam anlayışları şöyleydi:
I.Bolluk-bereket,
II.Yiğitlik,
III.Korku salmak (korkutmak).
Eski dönemler insanı, çocuğu doğduğunda şimdi yapıldığı gibi, kendi döneminin anlayışına uygun olarak, çocuğunun bahtı açık, uzun ömürlü, “bolluk-bereket içinde”, düşmana “korku salan”, çok güçlü ve “yiğit biri” olmasını isterdi. İşte destanımız, eski insanlara özgü bu özellikler üzerine oluşturulmuştur. Bunun en inandırıcı kanıtları da, Nartlar’ın adlarının kendileridir.
I.Bolluk-Bereket görüşü (idesi) üzerine, “ten” ya da “tın” (vermek) elementlerini içeren Nart adları: Setenay, Şebatınıko (Badınıko), Çelehsten, Set (Setımıko) ve başkaları.
II.Üstün Kahramanlık (Yiğitlik) ve Korku Salma üzerine Nart adları: Nebgırıye, Ş’evay, Bevık’, Dzeğaşt, Yaşe, Aşemez ve başkaları.
III.Destanda yüz-burun ya da el-ayak özelliklerine (görüntülerine) göre verilmiş olan adlara da rastlanmaktadır: Ğojak, Bışe-k’eç’(Быщэ – кlэкl ), Peterez, vb.
IV.Doğuş biçimine ya da taşıdığı özelliğe ve karaktere uygun adlar arasında “Savsırıko”, “Ş’evefıj”, “Nesren”, “Adıyıf” vb. sayılabilir.
“Nart” terimi ve önde gelen Nart adları, oluşumları bakımından iki kümeye ayrılır:
1) Eski insanın silah ve kuşamından (sem, şem, aşem) kaynaklananlar ki, “Setenay”, “Savsırıko” ve “Aşemez” gibi;
2) Kişinin yüz-göz-burun hatlarını yansıtanlar: “Peterez”, “Nart” gibi.
Adıge Nart adları, anlaşılabilecek ve belli bir sisteme (geleneğe) uygun olacak biçimde konulmuştur.
Nedir Nart adlarının içerdiği anlamlar? Hangi ulusun (halk topluluğunun) diliyle verilmiştir bu adlar?
Kaynakça:
50.Massudi 943’te Adıgeler’e ilişkin olarak şunları yazmıştır: ”Birlikte hareket edebilseler, Alanlar içlerinde olmak üzere, hiçbir saldırgan komşuları onları rahatsız edemez ve onlar üzerinde asla bir baskı kurmayı bile göze alamaz. Onlar hem kalabalık ve hem de savaşçıdırlar; onlarla baş etmek, sıradan halklara göre çok daha zordur” (Rukovodstvo k poznaniyu Kavkaza, 1850, s.37).
51.Yevg.Kovalevski’nin yazdığına göre, akademisyen Güldeşted Adıgeler’le Abhazlar’ın dil, tip ve gelenek bakımından benzer olduklarını belirtmektedir: ”Her iki halkın Adıgeler’le Abhazlar’ın aynı köke dayanan dilleri vardır, fakat bu dilleri o denli lehçelere bölünmüştür ki, belli bir ilişkileri olmadığı sürece birbirlerini anlayamazlar (Oçerki istorii etnografii Kavkaza, j.”Vestnik Yevropı”, t.III, otd.I, s.94-95).
52.”Zapiski” SKKGNİİ, t.II, Rostov na-Donu, 1929, s.333.
53.Bak.Tablo, s.; Bu ad Osetler’deki söyleniş biçimine göre 19. yüzyılda şöyle yazılmıştı: “Sosrıko”, “Sosırıko”. Bak.Sb.svedeniy o kavkazskix gortsax, Tiflis, 1871, vıp.V; aynı “Sbornik” (Dergi), vıp.VII.
54.G.V.Rogava. “K voprosu o strukture imennıx osnov i kategoriyax grammatiçeskix klassov v adıgeyskix (çerkesskix) yazıkax”, İzd.AN Gruzin SSR, Tbilisi, 1956, s.127.
55.İ.A.Cavaxişvili. Problemı istorii Gruzii, Kavkaza i blijnego Vostoka, Vestnik istorii, 1939, No.4, s.34.
56.S.N.Canaşiya. Svansko-adıgeyskie (çerkesskie) vstreçi. Gruzino-adıgeyskie parallelı. İzvestiya İnsti- tuta yazıka, istorii i mat.kulturı, XII,s.256.
Türkçesi: Cevdet Yıldız (Hapi)
(Devam edecek)
Sayı : 2008 04