Kafkasyanın Orta Yeri Osetya

0
566

Yüz elli yıldır Anadolu’da yaşamalarına rağmen Osetlerin varlığı Türkiye’de pek bilinmiyor. Bu hem nüfuslarının az olmasından, hem de ‘Çerkes’ adının Türkiye’deki kullanımından kaynaklanıyor.

 

a. Tarihçe

Diğer Kafkas halklarından farklı olarak Oset halkı, Kuzey Kafkasya’da Koban Kültürü’nün yaratıcısı olan yerli halkla dışarıdan gelen İrani halkların – İskitler, Sarmatlar ve özellikle Alanlar- karışmasıyla oluştu. Gelen göçebe kavimlerin Merkezi Kafkasya’ya yerleşmesiyle yerli halk onların dilini ve kültürlerinin birçok öğesini benimsedi. Osetlerin uzak akrabaları İskitler ve ardılları Sarmatlar ilkçağın İrani halklar ailesine mensuplar. Onlardan sonra Kafkasya’ya gelen Alanlar ise Osetlerin en yakın ve doğrudan ataları olarak kabul ettikleri halktır. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonraki yeni dönemde parlamentonun kararıyla Kuzey Osetya’nın adına ‘Alanya’ ifadesi eklendi.

Timur’un istilasından sonra Kafkasya’da kalan Alanlar verimli ovalardan güneye, Merkezi Kafkasya’nın dağlık vadilerine çekildiler. Bundan sonraki dönem bugünkü Oset halkının oluşum sürecidir. 14-15. yüzyıllarda hem etnisite hem de geleneksel kültür biçimlendi. Rusların ve Gürcülerin Alanlara verdiği ‘Yas’ veya ‘Oss’ adından türeyen ‘Oset’ bu halkın adı olarak yerleşti. Osetler coğrafi yapıya bağlı olarak burada birbirinden bağımsız ve az çok farklılık gösteren dağ toplulukları oluşturdular. Yaşadıkları vadilerin adları aynı zamanda bu toplulukların adları oldu.

 

Günümüzde Kuzey Osetya’daki Osetler kendilerini İron ve Digoron diye adlandıran iki gruba ayrılıyor. Oset nüfusunun büyük çoğunluğunu, lehçeleri edebiyat dili için temel alınan İronlar oluşturuyor. Azınlıktaki Digorlar (veya Digoronlar) ülkenin batısında yaşıyor. Güney Osetyalılar kuzeyliler tarafından Kudar olarak adlandırılıyor. Onlar da İron lehçesinin farklı ağızlarını konuşan birkaç gruba ayrılıyor.

 

Tarihi boyunca bütüncül bir etnik-kültürel coğrafya oluşturan Osetya günümüzde yönetsel olarak Rusya Federasyonu’na Bağlı Kuzey Osetya ya da yeni adıyla Alanya Cumhuriyeti (Başkenti Vladikafkas;Yüzölçümü 8000 km2) ve 1990 yılında Gürcistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya Cumhuriyeti (Başkenti: Tskhinval; Yüzölçümü 3190 km2) olmak üzere iki kısma bölünmüş. Osetler’in toplam nüfusu 600.000’in üzerinde olup, bu nüfusun üçte biri anayurtlarının dışında yaşıyor.

 

Osetler iki dinli bir halktır. 6-7. yüzyıllarda Bizans’tan, sonrasında Gürcistan’dan ve 18. yüzyılda Rusya’dan gelen dalgalar sonucunda bugün Osetlerin çoğu Ortodoks Hıristiyan. Kabardeylerle komşu Osetler ise 17-18. yüzyıllarda onlar aracılığıyla Müslüman olmuşlar. Ancak Pagan inançların izleri ve törenler bugün de korunmakta.

 

b. Türkiye’deki Osetler

Yüz elli yıldır Anadolu’da yaşamalarına rağmen Osetlerin varlığı Türkiye’de pek bilinmiyor. Bu hem nüfuslarının az olmasından, hem de ‘Çerkes’ adının Türkiye’deki kullanımından kaynaklanıyor. 19. yüzyılda Kafkasya’dan Osmanlı topraklarına yerleşen bir milyondan fazla göçmenin büyük çoğunluğunu Çerkeslerin oluşturması nedeniyle bu isim biliniyor ve dış görünüş, kültür ve gelenek olarak birbirine benzeyen, dilleri ayırt edilemeyen diğer bütün Kafkas göçmenleri gibi Osetler Anadolu halkı tarafından ‘Çerkes’ olarak adlandırıldı. Kafkas halklarının kendilerine farklı isimler vermesi, dışarıdan verilen ‘Çerkes’ adının benimsenmesini kolaylaştırdı.

Osetlerin çoğunun şehirlerde yaşadığı, Kafkasya’yla ilişkilerin ve bilgilenmenin arttığı bugünkü koşullarda tanımlamalar da değişiyor. Köyde doğup büyümüş yaşlı ve orta kuşaklar için ‘Oset’ yabancı ya da yeni tanıştıkları bir kelime. Kendilerini ‘İron’ ya da ‘Digoron’ olarak adlandırıyorlar. Çerkes-Kabardeyler tarafından onlara verilen ‘Kuşha’ ismi de yaygın. Ayrıca Rusça’daki söylenişin Türkçe’ye aktarımı olan ‘Asetin’ kavramı da yaygın.

Türkiye’de Orta ve Doğu Anadolu’da 1860’larda kurulmuş 24 Oset köyü bulunuyor. Maraş-Göksun’daki Çerkes köylerine yerleşen ve dilini kaybeden Oset aileler de oldukça fazla. Türkiyeli Osetler göç hikayelerine ve sonraki tarihi olaylara bağlı olarak Kars (Sarıkamış)-Erzurum, Sivas-Tokat-Yozgat ve Muş-Bitlis olmak üzere üç gruba ayrılıyorlar.

Türkiye’deki Oset Köyleri: Bitlis – Hulik; Erzurum – Hınıs – Çat, Gövendik, Lebbudağ; Kars – Bozat, Hamamlı, Yukarı Sarıkamış, Selim; Muş – Bulanık – Hamzaşeyh, Karahallı, Simo; Malazgirt – Yaramış; Sivas – Akdağmadeni – Başçatak; Şarkışla – Alaman, Kahvepınar, Yıldızeli – Kapaklıkaya, Konaközü, İskan Topaç, Yeniköy, Yücebaca; Tokat – Batmantaş; Yozgat – Boğazlıyan – Poyrazlı, Sarıkaya – Boyalık, Karabacak, Kayapınar.

 

 

c. 1990’lar İtibariyle Güney Osetya Kronolojik Siyasi Tarihi

1990 – Gürcistan’dan bağımsızlığın ilan edilmesi.

5-6 Ocak 1991- Gürcü birliklerinin Güney Osetya’nın başkenti Tskinvali’ye girmesi ve savaşın başlaması.

14 Temmuz 1992 – Rus, Gürcü, Kuzey ve Güney Osetlerden oluşan 4000 kişilik Barış Gücü birliklerinin bölgeye girerek ateşkesin sağlanması ve denetlenmesi için Rusya Federasyonu’nun da aralarında olduğu ‘Ortak Kontrol Komisyonu’nun kurulması.

Aralık 1992- Gürcistan’ın talebi üzerine bölgeye AGİT misyonunun gönderilmesi.

8 Nisan 2001- Güney Osetya’da düzenlenen halk oylamasıyla yeni Anayasa’nın kabul edilmesi. Osetçenin yanı sıra Rusçanın resmi dil olarak kabul edilmesi.

Kasım 2003- Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin “Gül Devrimi” ile göreve gelmesi sonrasında ülkenin toprak bütünlüğünün tesisinin temel hedeflerinden biri olarak belirlenmesi.

Haziran 2004- Gürcistan tarafından ‘Osetya ile Yeniden Uzlaşma Planı’nın açıklaması ve bölgeye yönelik ekonomik projelere ağırlık verilmesi konusunda karar alınması.

 

d. Bağımsızlık ve Referandum:

1993 ve 2001- İki ayrı halk oylaması sonucunda Gürcistan’dan bağımsızlığın ilan edilmesi.

12 Kasım 2006- Güney Osetya’da devlet başkanlığı seçimleri ve bağımsızlık referandumunun düzenlenmesi. Eduard Kokoyti’nin ikinci kez yüzde 98,1 oy alarak yeniden Güney Osetya devlet başkanı seçilmesi. Bağımsızlık referandumunun yüzde 99,88 oranında evet oyu ile kabulü.

 

e. Gürcistan’ın Güney Osetya’da Alternatif Yönetim Kurma Çalışmaları

Kasım 2006- Saakaşvili’nin Güney Osetya’da yapılan referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Eduard Kokoyti’ye rakip olarak, Güney Osetya’nın eski Başbakanı Dimitri Sanakoyev’i desteklemesi (Sanokoyev, Kokoyti karşıtı ve Tiflis’le işbirliği güdümlü politikacı). Güney Osetya’nın Gürcü yerleşim birimlerindeki alternatif seçimlerde Sanokoyev’in alternatif devlet başkanı seçilmesi.

19 Mart 2007- Saakaşvili’nin bölgeye giderek Sanakoyev’le görüşmesi, bunun sonucunda Güney Osetya’da bir idari birim kurulması yönünde talimat vermesi. Bu çerçevede hazırlanan ve Gürcistan parlamentosuna sevk edilen yasa tasarısı ile Kokoyti ve Sanakoyev’in bölgenin özerk statüsü üzerinde çalışacak geçici bir idari yapı kurmaları, geçici idareye içişleri, maliye, ekonomi, bilim ve eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik, kültür, tarım, adalet ve çevre alanlarında bakan yardımcıları ataması imkanının verilmesi, ayrıca rehabilitasyon projelerinin uygulanması ve bölgenin kalkınması için özel bir mali paketin hazırlanmasının öngörülmesi.

Gürcistan yönetiminin Güney Osetya’da geçici bir idari birim kurulmasına yönelik çalışmalarını hızlandırması, bölgedeki ‘alternatif hükümet’le doğrudan görüşmelere başlaması, görüşmelerde kurulacak idari birimin “Güney Osetya” olarak adlandırılması konusunda ‘alternatif hükümet’le anlaşmaya varması.

Gürcistan’ın Kokoyti yönetimine bu görüşmelere dahil olma çağrısında bulunması.

8 Mayıs 2008- Güney Osetya’da kurulacak idari birime ilişkin yasa tasarısının Gürcistan parlamentosunda onaylanması ve Sanakoyev’in 10 Mayıs’ta devlet başkanı Saakaşvili tarafından bu idari birimin başına getirilmesi.

 

f. Dünya’daki Gelişmeler, Güney Osetya’nın Bağımsızlık Talebi ve Gürcistan’ın NATO Üyeliği Süreci

3 Mart 2008- 17 Şubat 2008’de Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Güney Osetya parlamentosunun Rusya Federasyonu, Bağımsız Devletler Topluluğu, BM ve AB’ye bağımsızlığın tanınması için çağrıda bulunması. Güney Osetya parlamentosunun kabul ettiği kararda, Kosova örneğiyle ‘egemen devletlerin toprak bütünlüğü’ argümanının önceliğini yitirdiğini savunulması.

 

2-4 Nisan 2008- NATO Bükreş Zirvesi’nde NATO kapılarının Gürcistan’a açılmaması ve Gürcü halkında büyük bir hayal kırıklığının oluşması. NATO’ya üyelik için en büyük engelin fiilen (de facto) Gürcistan’dan bağımsız olan Abhazya ve Güney Osetya’nın varlığından duyulan rahatsızlığın artması.

 

g. Savaşın Başlaması

7 Ağustos 2008- Gürcistan’ın devlet başkanı Saakaşvili’nin iktidarını güçlendirmek ve Abhazya ile Güney Osetya’yı yeniden Gürcistan’ın parçası haline getirerek NATO’nun ve AB’nin kapılarını açabilmek için Güney Osetya’ya askeri birlik yollayarak çatışmaları başlatması ve iki saatlik ateşken ilanı.

8 Ağustos 2008- Savaşın Gürcistan yönetimince resmen başlatılması ve Rusya’nın da savaşa taraf olarak katılması

9 Ağustos 2008 – Abhazya’nın Yukarı Kodor Vadisi’nde ikinci cephenin açılması

10 Ağustos 2008- Gürcistan’ın Ateşkes Talebi .

Sonuç: Gürcü askerler hariç ölen 2000 kişinin hepsi Oset.

arı olarak kabul ettikleri halktır. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonraki yeni dönemde parlamentonun kararıyla Kuzey Osetya’nın adına ‘Alanya’ ifadesi eklendi.

 

Timur’un istilasından sonra Kafkasya’da kalan Alanlar verimli ovalardan güneye, Merkezi Kafkasya’nın dağlık vadilerine çekildiler. Bundan sonraki dönem bugünkü Oset halkının oluşum sürecidir. 14-15. yüzyıllarda hem etnisite hem de geleneksel kültür biçimlendi. Rusların ve Gürcülerin Alanlara verdiği ‘Yas’ veya ‘Oss’ adından türeyen ‘Oset’ bu halkın adı olarak yerleşti. Osetler coğrafi yapıya bağlı olarak burada birbirinden bağımsız ve az çok farklılık gösteren dağ toplulukları oluşturdular. Yaşadıkları vadilerin adları aynı zamanda bu toplulukların adları oldu.

 

Günümüzde Kuzey Osetya’daki Osetler kendilerini İron ve Digoron diye adlandıran iki gruba ayrılıyor. Oset nüfusunun büyük çoğunluğunu, lehçeleri edebiyat dili için temel alınan İronlar oluşturuyor. Azınlıktaki Digorlar (veya Digoronlar) ülkenin batısında yaşıyor. Güney Osetyalılar kuzeyliler tarafından Kudar olarak adlandırılıyor. Onlar da İron lehçesinin farklı ağızlarını konuşan birkaç gruba ayrılıyor.

 

Kaynakça

Kanbolat, Hasan, 2008 Yazında Güney Osetya Sorunu Çatışmaya Dönüşebilir mi? http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=2270&kat1=42&kat2=

Papşu, Murat, Osetya

Alan Vakfı, Dünden Bugüne Osetlerin Tarihi, http://www.alanvakfi.org.tr/Sayfa.asp?islem=2&SayfaNo=196

 

Sayı : 2008 08