Gürcü ordusu 7 Ağustos’ta Güney Osetya’nın başkenti Tskhinval’e girerken Osetlerin direniş için ne kadar kararlı olduğunu hafife almıştı. Genç Osetler Kalaşnikoflarla ateş açarken daha da genç olanları tanklara molotof kokteyli atıyordu. Şimdi ise Rusya destekli Güney Osetya yönetimi galip gelmiş durumda.
Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin sözlerinin değer taşıdığına inanan herkes bugünlerde Güney Osetya başkenti Tskhinval’i kendi gözleriyle görmeli. Şehirde bir pansiyon işleten Wachtang Babeyev, Oset ve Gürcü halklarının birlikte barış içinde yaşadığı Sovyet zamanlarında öğrendiği biraz Gürcüce’yi hala hatırlıyor. Emekli marangoz, 7 Ağustos günü öğleden sonra Karl-Marx sokağındaki dairesinde oturup TV’de Saakaşvili’yi izlerken, devlet başkanının sözleriyle umutlanmıştı.
Gürcistan başkenti Tiflis’te konuşan Saakaşvili, Güney Osetyalılar ateş açsa bile Gürcü güvenlik güçlerine asla karşılık vermemelerini emrettiğini söylüyordu. Konuşmasını “bu korku döngüsünü bitirelim, barış ve diyaloğa bir şans verelim” diye yalvararak bitirmişti. Bundan birkaç saat sonra, Babayev akşam yemeğini hazırlarken evinin çevresine bombalar düşmeye başlamıştı. Babayev dokuz komşusuyla birlikte yandaki binanın bodrumuna sığındı. Gece uykusuz ve korku içinde geçti.
Saatler süren bombardıman apartman bloklarını harabeye, arabaları enkaza, bahçeleri köstebek yuvalarına çevirdi.
O gecenin sabahı Gürcü savaş uçakları yıkımı tamamlamak için bomba yağdırmaya başladı. Daha sonra da Gürcü tankları Saakaşvili’nin dediği “bozulan anayasal düzeni sağlamak için” şehre girdi. Kastettiği o “anayasal düzen” ise Güney Osetya’da asla varolmamıştı. Sovyetler Birliği dağıldığında eski Gürcistan Sovyet Cumhuriyeti’nin yerinde 3 yeni de facto devlet meydana geldi; Güney Osetya, Abhazya ve Stalin’in çizdiği sınırlarıyla Birleşmiş Milletler’e kabul edilmeyi başaran yeni Gürcistan.
Kendi Kaderini Tayin Arzusu
Güney Osetyalılar, onları “ayrılıkçı” olarak nitelendirenleri anlayamıyor. Gürcistan’dan asla ayrılamayacaklarını, çünkü zaten Sovyetler çökünce oluşan bu yeni Gürcistan’a hiç katılmamış olduklarını söylüyorlar. Dünyanın bu bölümünde Güney Osetya’nın gelecekte Gürcistan’ın bir parçası olabileceğini ciddi ciddi düşünebilen birine rastlamak imkansız. Kaldı ki dünyanın çoğu için “ayrılıkçılık” gerçek anlamda, küçük bir halkın kendi arzusu doğrultusunda otonomi istemesidir.
Sovyet zamanlarında Osetya’nın kuzeyi (günümüzde Rusya Federasyonu içinde yar alır) ve Güney Osetya görünmez bir idari sınırla ikiye bölünmüştü. Ancak 1992′den beri bu sınır, erkek ve kızkardeşleri, ana babaları ve çocukları birbirinden ayıran bir devlet sınırına dönüştü. Güney Osetyalıları bastırmak için Gürcü milliyetçilerince girişilen şiddet eylemleri bu dağ halkını bir sığınak gibi, tanınmamış bir devletin sınırları içine kendini hapsetmeye itti. 1992′de Gürcülerle yapılan ateşkes, hem Gürcülerin hem de Osetlerin isteğiyle Rus barış gücünü bölgeye getirdi. Ateşkes 12 yıl boyunca hüküm sürdü, ta ki 2004′te Saakaşvili işbaşına gelinceye kadar. Saakaşvili ABD’in de hayır dualarıyla yüzde 96′lık üstünlükle şüpheli bir biçimde seçilince “ayrılıkçı suçlular” hakkında bölgede gerilimi tırmandıran konuşmalara başladı. 2004′te Gürcü askerlerince gerçekleşen saldırı sert Oset direnişi ve ABD müdahalesi nedeniyle başarısız oldu. ABD, şimdinin aksine Saakaşvili’nin 2004 macerasına dur demişti.
8 Ağustos sabahı işgalciler harabeye dönmüş Tskhinval’e ABD jipleri üzerinde ABD üniforması giyerek ve ABD miğferleri takarak girdi. Çoğu ya ABD subaylarınca eğitilmiş ya da Irak’ta Amerikalılarla kol kola hizmet etmişlerdi. Çabucak farkettiler; karşı karşıya oldukları Saakaşvili’nin dediği gibi “bir avuç ayrılıkçı” değildi. Güney Osetya gençlerinin işgale tepkisi Tskhinval Üniversitesi öğrencisi Julia Beteyeva’nın Haziran 2004′te Der Spiegel muhabirine özetlediği gibiydi: “ülkemizi bizden ancak, bizi öldürerek alabilirler”.
Genç Direnişçiler
8 Ağustos’ta – bazıları 16 yaşından bile küçük olan – Oset genç grupları, şehre giren Gürcü tanklarına molotof kokteylleriyle saldırdılar. Delikanlılar gizli siperlerden Kalaşnikof tüfeklerle tek başlarına veya gruplar halinde Gürcü ordusuyla çatıştılar. Örneğin, Meiningen adlı bir Doğu Almanya şehrinde bir Sovyet subayının oğlu olarak doğan 34 yaşındaki Alan Ulumbegov öğle vakti yolun başında üzerlerine gelen Gürcü askerlerini gördü. Gardroptan tüfeğini çıkardı. Annesi gitmemesi için ona yalvarırken “halkımızı korumak istiyorum” diyerek çatışmaya girdi. “Özgürlük için Oset Gençleri” ve “Gürcistan’a ve Sanakoyev gibi hainlere lanet olsun” gibi direniş sloganları, harabeye dönmüş şehrin duvarlarına henüz yazılmıştı.
Güney Osetyanın eski başbakanlarından Dimitri Sanakoyev, Saakaşvili tarafından Güney Osetya’da kurulan kukla yönetimin başına getirildi. Rus ordusunun yıktığı, Güney Osetyalıların yağmaladığı ve Gürcü azınlığın çoğunun artık kaçtığı Güney Osetya’da bulunan birkaç Gürcü köyünden oluşan “Geçici Güney Osetya Yönetimi”ni yürütüyordu. Zaten yüklü kumar borcuyla “şüpheli” işadamı Sanakoyev Tiflis’teki stratejistler için kolay bir avdı. Daha Temmuz ayında ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Sanakoyev’in elin sıkarken Washington’un onun için müstakbel planları olduğunu göstermişti.
Tskhinval Savaşından beri Güney Osetya’da güç Devlet Başkanı Kokoyti’nin ellerinde. Kokoyti’nin yüzünde, bir yandan serbest güreşçiyken bir yandan kuşkulu iş anlaşmalarıyla servet sahibi olduğu 1990′lardan kalma haylaz bir gülümseme var. Tamamen şeffaf olmayan bütçesi muhtemelen, kısıtlı yerel vergilerden çok Rusya’dan gelen para aktarımından oluşuyor. Ayrıca Kokoyti, Amerikanın silah arkadaşı olan Gürcü ordusunu henüz yenmis bir milis grubunun da başı. Kokoyti’nin askerleri Tskhinval’in merkezindeki Tiyatro Meydanında hazır bulunuyor. Bazıları siyah giyinmiş, bir tanesi tenis topuyla oynar gibi elinde el bombası tutuyor. Çoğu sakallı ve geniş omuzlu. Bir tanesi ayağında parmak arası terlikleriyle oturmuş ve hafifçe kız arkadaşına sarılmış. Onlar Güney Osetya’nın kendini Gürcü hissetmek şöyle dursun, Gürcüce bile bilmeyen yeni nesli.
Küçük Oset Halkına Karşı Soykırım
Pek de büyük bir hatip olmayan Kokoyti, 30 bin nüfuslu şehri “Kafkasya’nın Stalingrad”ı olarak nitelendiriyor. “Küçük Güney Osetya’nın halkına soykırıma girişen Gürcistan’daki kanlı rejim”i sertçe eleştirirken kelimeleri Tskhinval’in merkezinde bombardımanın harap ettiği duvarlarda yankılanıyor. Ve ekliyor hislerini gizlemeye çalışarak “savaşımız asla Gürcü halkıyla değil”. Kokoyti uluslararası diplomatik arenaya katılmak istiyor. Rusya’yı Güney Osetya’yı tanımaya çağırıyor. Birçok Güney Osetyalı gibi Kokoyti de Rusya vatandaşı. Bağımsızlıktan bahsederken kastettiği ise Kuzey Osetya ile ve Rusya Federasyonu ile de facto birleşmek. Zaten savaştan önce ülke boyunca astırdığı dövizlerde “Osetya bölünemez” diyordu.
70 yaşındaki Georgi Bagayev bugünlerde devletin statüsü ile pek ilgilenmiyor. 7 Ağustos akşamına kadar mutfağını oturma odasına bağlayan kapının ardında artık bir yığın moloz var. Bir bomba evinin dış duvarını yıkmış ve oturma odasına molozlar, giysiler ve 5 aylık torunu Alana’nın fotoğrafı saçılmış. Alana ise savaş başlamadan az önce güvenlik için Kuzey Osetya’ya götürüldüğü için doğduğu şehre saldırıdan sağ kurtulmuş. (08/26/2008)
(http://www.spiegel.de/international/world/0,1518,574516,00.html)
(http://www.osetyakomitesi.com/gurcu-tanklari-oset-genclerine-karsi/)
Çeviri: Engin Polat
Sayı : 2009 05