Derneğimiz İstanbul Kafkas Kültür Derneği, zaman zaman derneklerimizde yaşanabilen sorunlardan birini yaşıyor. Bir süredir kamuoyuna da taşınmış olan tartışmalar üzücüdür.
Aidiyetinden onur duyduğumuz Çerkesler’in en önemli özelliklerinden biri “Yaşamlarının her evresinde yaşadıkları her soruna xabze çerçevesinde çözüm bulmaları” olmuştur. Mevcut sorunda da çözüm için yeterli dinamiklere sahip olmamıza karşın sürekli erteleme ya da Genel Kurul’a taşıma eğilimi, sanal alemde artan polemikle daha da kırıcı ve üzücü bir hal almaktadır.
Sorunun çözümü için girişimler olduğu biliniyor. Ancak durumu yatıştırıp çözüm sağlayacak girişim aşamasına gelinememiş olmalı ki fısıltı gazetesi hiç durmadan çalışıyor. Sorunun çözülme koşullarının yıprandığı gibi bir değerlendirme de yapılabilir. Ancak daha fazla yıpratıcı olmadan çözüm için bir şeyler yapılması da gerekli.
Yazılı olmayan anayasımız Xabze, yaşamın içinde nesilden nesile aktarılarak bugünlere geldi. Ne kadarı gelebildiyse. Bize aktarılanı biz de gençlerimize ve çocuklarımıza aktararak, bayrak teslimi gibi bunu sürdürmek durumundayız. Her yaşlı kuşak bir önceki kuşağa örnek olmak durumunda. Aileden başlayan kültürün taşınmasına dair gereklilikler, en önemli aktarım özelliği olan görerek, yaşayarak, uygulayarak aktarım derneklerde sürdürülebiliyor. (Köylerimiz dışında). Bu açıdan derneklerimizin önemi yadsınamaz. Zaman zaman yerden yere vurulsa da bireysel kaygılardan, kariyerden öte, bir halkın kültürünün yaşatılması ve geleceğe taşınması kaygısı ile özverili çalışmalar sürdürülür derneklerde. Sorunu bu çerçevede de değerlendirip, Derneğimiz YK’nun mevcut sorunla ilgili alacağı kararlar ve uygulamaların gelecekte örnek teşkil edeceği gerçeğini de dikkate almak gerek.
Kurumlarımız kalıcıdır, bireyler, hepimiz gelip geçiciyiz. Bireyler hata yapabilir, hepimiz için geçerlidir bu durum. Bireysel hataların kurumu yıpratma noktasına taşınması, dernek üyeleri olarak hepimizin, genç-yaşlı değerlendirmesine girilecekse de öncelikle daha yaşlı, deneyimli olanlarımızın hatası olacaktır. Bireysellikten öte, ait olduğumuz toplumun sorunlara çözüm yolu üretmesinde bir sıkıntısının olmadığı ortadadır.
“Xabze’nin öncelikle yazılı duruma getirilerek değerlendirilmesi, bizim için toplumsal bir görevdir” diyor Rahmi Tuna ve ekliyor; “Xabze kurallarını günümüz gençliğine ve gelecek kuşaklara öğretmek ve aktarmak görevleriyle de yükümlüyüz”.ADIGE XABZE kitabı ile, konuyla ilgili önemli bir adım atan Rahmi Tuna; “xabze yazılı hale getirilmediği için keyfi yorumlara açık durumdadır” yorumunu da yapıyor.
Kitabın satırları arasında gezinince sorunumuzun çözümünü de buluyoruz gibi geldi bana.
Derneğimizin yaklaşan Genel Kurulu’na bu sorunla gidilmemelidir. Var olan sorunun iç dinamiklerimizi harekete geçirip çözebileceğimiz bir sorun olduğuna inanmamız gerekir.
Sayı: 2009 06