Türkiye Diyasporası Yayınlarından Seçmeler – 6

0
601

“Ht” Rumuzlu Hatti-Hitit Halkının Gerçek Kimliği  Ali Çurey 

Son dönemlerde Hatti-Hititlerle ilgili yazı yazmak moda oldu. Çünkü bu halk veya halkların Çerkeslerle (Adıge-Abhaz) olan bağlantısı netleşmeye başlayınca herkesin ilgi odağı haline geldi. Yıllarca Eti Türkleri, Sümer ve Akad Türkleri tanımlaması ile okul kitaplarında ders olarak okutulan bu halk ve halklar daha sonra Hint-German ve nihayet Hint-Avrupalı oluverdi. Anılan bu halkların Türklük ve Almanlıkla bir ilgilerinin olmadığı ortaya çıkınca, bu yöndeki savunucuların maskesi düşüverdi. Şimdilerde aynı iddia sahipleri kendilerine soruyorlar: “Evet bu halkın (Hitit) dili Hint-Avrupa dil grubuna dahildir. Ancak bu halkın Anayurdu neresidir, Anadolu’ya niçin, nereden ve nasıl geldiler? Günümüzde mevcut olan halklardan hangisi ile akrabadır? 

(..) 

Tamamen merkezi otorite destekli olan bilimsel çalış­malar ne yazık ki otoritelerin siyasal anlayışları dışına çı­kamamaktadır.. Bunun dışında bir başka gizli nedeni ola­maz. Konuyu daha açık görebilmek için bir alıntı sunmak istiyoruz: 

 “Hititlerin kökenine ve genellikle ilk uygarlıkların yaratı­cılığına sahip çıkanlar, Türklerle Almanlardan ibaret değil­dir. General (Yanlış anlaşılmasın, Çar Ordusu’nun değil Türk Ordusu’nun generali) İsmail Berkok, ‘Tarihte Kafkasya’ adlı yapıtında, yukarıda görülen öğretiyi, Orta Asya yerine Kaf­kasya, Türk ırkı yerine Çerkes ırkı değişikliğiyle savunmakta­dır. Berkok, Hititleri genellikle ‘Çerkes’ diye adlandırılan Kafkas ulusundan sayıyor. Ona göre Hititler de Çerkestir ve büyük Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bunların bir bö­lümü Kafkasya’ya avdet etmiştir. 

Urartular Çerkes olduğu gibi, MÖ 2000 yıllarında Kaf­kasya’dan Anadolu’ya geçen kavimler arasında ‘Akhaylar’ın da bulunduğu tarihten sabittir.’ İlyada’da Akhaioslar denen o halkın adı, Çerkes dilinden ve bir Çerkes avul adı olan ‘ak-hin’ sözcüğünden gelir. Üzerinde Atinalıların bulunduğu Attika yarımadasının adı da, soylu Çerkes demek olan Adı­ge’den bozmadır. Destan öykülerinin anlattığı Argo gemisi yolculuğu, Kafkasya’daki altın tüylü postu ele geçirmek için yapılmıştır. ‘Bu sefer iki memleket arasındaki karabet ve mü­şareketin doğurduğu bir meselenin halli içindir.’ Eski Mısır firavun soylarından bazıları, adlarının Çerkes dilinde anlam taşımasından anlaşılacağı üzere Çerkes’dir. Bir ara güçsüzleşen Mezopotamya uygarlıkları da o yöreyi ele geçiren Çerkeslerce canlandırılmış ve eskisinden daha parlak biçimde yüzyıllarca sürdürülmüştür.” Prof. Bilge UMAR, “Türkiye Halkının İlk Çağ Tarihi”. 

Şimdi soralım; ne demek, Hititlere sahip çıkan sadece Alman ve Türklerden ibaret değildir? Hititler orta malı mı­dır ki birileri sahiplendiğinde onların olsun. Böyle bir anla­yışın izahı mümkün mü? Bu örnekler o kadar çok ki yaz­makla bitmez. Şimdi Hatti-Hititler’in gerçek sahiplerini herkes tanımalıdır. 

Her şeye rağmen sonuç olarak, ortaya koyacağımız somut bilgi ve belgelerin hiçbir değeri yoktur. Çünkü Hint-Avrupa tekerlemesine uymadığımız için en somut bilgi ve belgelerin bile bilimsel yanı yoktur. Ancak o bilinen sektörün tezgahın­da dokunan ve o kalıba uyan bilgi ve belgeler “UYGUN­DUR” patenti alabilir. Bu söylediklerimizin doğruluğunu an­lamak isterseniz, o sektörle birebir temasa geçeceksiniz. En tartışılamaz saydığınız bir gerçeği onların önüne koyunuz. 

Örneğin dilbilimsel açıdan Hatu-Hatit, Hatko-Hatıkoy kavram sözcüklerinin yaşayan Adıge (Çerkes) dilinde mevcut olduğunu ve bunların Hatti-Hititleri çağrıştırdığını söyleyiniz. “Çerkes” sözcüğünü duydukları andaki yüz ifa­delerinin fotoğrafını çekiniz. O fotoğraf size her şeyi anlat­maya yetecektir. 

Bizim iddiamız Hatti-Hititlerle ilgili bir “GİZİN” kalmadı­ğıdır. Olan olmakta ve olacak olan da şudur: Hatti-Hititlere Çerkesler zamanında sahip çıkamadılar. Şimdilerde ve gelecekte aynı ilgisizlik devam ederse, Hatti-Hititler çok daha karmaşık denklemlerle “Bilinmeyen tarih” olarak rafa kalkacaktır. Taa ki Çerkesçe’nin “yok” yani “ölü dil” sayılacağı zamana kadar. Sonra birileri rant sağlamak için Hatti-Hititlerin Çerkes olduğunu ve bilim insanlarının bunu keşfedemediğini söyleyip dövünme şovuna soyunacaktır. (..) 

 

Sayı : 2009 06