Hapıtu Masumiyetine Karşı Azyuaba İhaneti…

0
475

Günümüzün Azyuaba’larını cesur, kararlı ve atak kılan, onları yüreklendiren ve cesaretlendiren şey; egemen sistemle aralarında var olan yakınlık ve bu sistemin manipülasyonunun etkisi altında kalan, siyasal, sosyal ve sosyal psikolojik ortamların varlığıdır. 

Bu egemen sistemin kendini; ilerici, aydınlanmacı, eşitlikçi, demokrat vb. gibi insanlık tarihinin üretmiş olduğu bütün değerlerin yaratıcısı, savunucusu olduğunu lanse edip, buna göre siyasal aidiyet belirlemesine gitmesi, başta bütün insanlık tarihinin mirası ve kazanımı olan ahlak değerlerini tekelleştirmesi, esas sahibine karşı kamçı olarak kullanılmasından başka bir şey değildir. 

Aynı oranda günümüz Hapıtu’larının çekingen, ikircillikli ve ürkek olmalarının tarihsel nedenleri bilmenin ve anlamanın, var olan çelişik durumu çözmede yardımcı olacağı kanaatindeyim. 

Merak etmişsinizdir kim bu Hapıtu ve Azyuaba? 

Hapıtu; Kafkasya’da bulunan Maykop Medeniyeti’ne ait yazılı tabletlere göre; o dönemin ilerici, aydın ve önder kralıdır. MÖ 1900’lü yıllarda kölelere karşı yapılan acımasızlıklara karşı durarak, egemenlerin şimşeklerini üzerine çeken, diğer bir unvanı da tsa olan (Vubıhça bilgin, ilerici anlamına gelir, Adigece t düşer sa olur) önder kral. 

Egemenlerin şimşeklerini üzerine çekmenin bedeli ona nehrin en darlaştığı yerde Azyuaba tarafından gemisine suikast düzenlenerek ödettirilir. 

Onu öldürmek yerine o çok sevdiği köleler ile birlikte Biblos’a köle olarak satılmasına karar verilir. Sonu dramatik ve hüzünlüdür Hapıtu’nın. Biblos’tan Aşuva’daki kardeşlerine hitaben, oradaki Aşuvalı kölelere iki adet kil tablet yazdırır. Aşuva’ daki kardeşlerine Aşuva’da kendisine ait malların satılarak, bedelinin ödenmesi ve kölelikten kurtarılması için ricada bulunur. 

Ama ne yazık ki bu iki tablet yerine ulaşamaz. Aşuva’da “Azyuaba adlı düşman Sadz bilgini kral Ptu’ya baş kaldırdıktan sonra, Aşuvalar’ın kendi hünerli elleri ile yazdıkları yazıları paramparça ettiği bildiriliyor. Kalan yazıtlar ancak derilere sarılıp saklanarak korunuyor.” 

Günümüz egemenlerinin yarattığı Azyuabalar’ın revaçta olmasına karşın, Babil’e köle olarak satılan ve orada muhtemelen köle olarak ölen, bilge, önder, aydın kral Hapıtu’nun isminin, 4000 yıldır her erkek çocuğun ön adı olarak korunmakta olması, ortak aklımızın ve doğrularımızın bir göstergesi, ders alınacak tarihsel ve evrensel temel bir değer olarak durmaktadır. 

Tabi ki Azyuabalar’ın da boş durmadığı ve yarattıkları tahribatın büyüklüğü ve hayatımıza yansıması açısından, üstünde düşünülmesi ve tartışılması gereken kangren haline gelmiş başkaca bir gerçek olarak durmaktadır. 

Not: Yararlanılan eser; Kafkasya’da Bulunan Antik Eserlerin Keşfi ve Yazıların Çözümlemesi – Prof. G. F. TURÇANINOV – Çeviri: Kayhan Yükseler. KAFDAV yayını. 

  

Sayı : 2009 07