Hikaye, At Hırsızı

0
2051

Halk arasında genellikle Çerkesler için kullanılan bir tabir vardır. At hırsızı.
Söz konusu bu tabir gerçek hırsızlık anlamına taşımıyor. Köyde yaşayan fakir Çerkes delikanlısının başına gelen bir olayı yansıtan bir deyimdir.
Köyde yaşayan Çerkes delikanlısı, köyün en zengin ağasının kızına aşık olur. Kızın da gönlü vardır ama, ne yazık ki köyün en fakir delikanlısı ve ağanın kızı dedikodularından çekinirler. Her iki taraf beklemede. Her ikisinin de yaşları ilerlemiş. Bu durumu köyde sezenler de vardır. Yavaş yavaş konu ile ilgili söylentiler, dedikodular yayılmaya başlar.
Fakat delikanlı fakir olduğu için, Ağa’nın kızını istemeye cesaret edemiyor. Bu durum Ağa’nın kulağına gidiyor.
Köyde hatırı sayılan kişiler, çekine çekine fakir delikanlı için Ağa’nın kızını istemeye giderler. Acaba Ağa ne gibi tepki gösterir diye içlerinden geçirirler. Her ne olursa olsun denilerek, Ağa’nın kapısına giderler.
Ağa, misafirleri hoş karşılar. Hoş sohbetten sonra;
-Ağam bizler hayırlı bir iş için geldik, diyerek söze başlarlar.
-Kızınızın yaşı kemale ermiş ve yaşı ilerlemiş. Öbür mahalleden fakir bir delikanlı için kızınızı istemeye geldik. Fakir olduğu için bu güne kadar kızınızı istemeye cesaret edemiyordu, bizler aracı olarak geldik, ne buyurursun Ağam, derler.
Ağa, bu durumu hoş karşılar. Delikanlının bir iş yapıp yapmadığını sorar. “Fakir, kimsesiz, işi gücü yoktur” cevabını alır.
Ağa:
-Hırsızlık da yapamaz, Allanın dediği olur, der.
Bu olay delikanlının kulağına gider. Gider gitmesine de delikanlı ne yapsın. Ağa’nın koyun sürüleri, azgın köpekleri ve güzel bir de atı var. Delikanlı düşünür taşınır, “ne yapsam da Ağa’nın atını çalsam” der. Kafasında çeşitli planlar kurar ve sonunda bulur.
İki üç köpeğin rahatlıkla sığacağı büyük bir küfe yaptırır. Sağlam ve uzun ip bulur. Kasaptan et alır, mandıranın etrafında büyük ağaçlar vardır. Ufak et parçalarını ipe bağlayıp mandıranın etrafına atar. İpleri ağaçlara doğru çekerek küfeye doldurur ve ağacın dalından geçirir. Et kokusunu takip eden köpekler küfeye dalarlar, bunu fırsat bilen delikanlı dallardan geçirdiği ipi çekerek küfenin içinde köpekleri ağaca asılı bırakır. Bundan yararlanan delikanlı planını uygulamaya devam eder.
Gecenin karanlığından yararlanan delikanlı, atın bulunduğu ahıra gider, atı çözer, ahırdan çıkarır biner ve kayıplara karışır. Sabah erken kalkan çoban, mandıraya baktığında köpekleri göremez, köpeklerin havlama sesine giden çoban bakar ki köpekler küfenin içinde, ağacın dalında asılı duruyorlar. Çoban bir hırsızlık olduğunu anlar. Köpekleri ağaçtan indirir. Mandıradaki koyunları sayar, bir eksiklik yok. Ahırın kapısının açık olduğunu görür, gider bakar ki at yerinde yok. Çoban atın çalındığını anlar ve Ağa’ya söyler. Ağa eski kurtlardan, durumu anlar, fakat ses çıkarmaz.
Bir müddet sonra atın bulunduğunu Ağa’ya haber verirler ve atı getirirler. Daha sonra kız istemeye tekrar Ağa’nın kapısına gider elçiler.
Ağa, durumu hoş karşılayıp kızı delikanlıya verir. Düğünlerini yapar ve olay mutlulukla sona erer. Böylece fakir delikanlı yuvasını kurmuş olur. Böyle at hırsızlığı dostlar başına.
Derleyen : Gute Fikri Baştürk, 2004
Karadere köyü (Psıjhable), Altınova/Yalova

Sayı : 2009 08

Yayınlanma Tarihi: 2009-08-01 00:00:00