Yıllardır adı savaş ve sürgünle birlikte anılan Kafkasya coğrafyası için 23 Şubat 1944 toplu bir felaketin yıldönümü olarak ayrı bir önem taşımaktadır. Sovyet Kızıl Ordusu’nun 26. kuruluş yıl dönümü olan bu tarih aynı zamanda Çeçen ve İnguş halklarının topyekun Sibirya içlerine sürüldüğü tarihtir.
Çeçen halkının gençlerinin 2. Dünya savaşının en sıcak cephelerinde Sovyetler Birliği’nin vaat ettiği eşitlikçi toplumu müdafaa etmek için çarpıştıkları bir dönemde Stalin yönetimi Kızılordu’nun 26. kuruluş yıldönümünün Çeçen topraklarında kutlanacağı gerekçesiyle binlerce kişilik askeri birlikleri en uzak Çeçen köylerine kadar yerleştirmiş ve 23 Şubat sabahı ordu mensupları kendilerini misafir eden Çeçen halkına silah doğrultarak onları tren istasyonlarında toplamıştır.
Yanlarına sadece birkaç parça eşya almalarına müsaade edilen bu insanlar çocuk, kadın ve yaşlı ayırt edilmeden hayvan vagonlarına doldurularak günler süren meçhul bir yolculukla Sibirya içlerine dağıtılmıştır. En az altı gün süren bu molasız yolculuğun sona erdiği yerlerde isimsiz ve tarihsiz Çeçen mezarlarından başka bir şey kalmamıştır.
Sovyetler Birliği dünyaya hesap verme ihtiyacı duymadan gerçekleştirdiği bu sürgünle sadece Çeçenleri değil kendisi için tehlike oluşturacağını düşündüğü Kırım Tatarları, Karaçay, Balkar, Hemşinli ve Kürt halklarını da Asya Steplerine dağıtarak bir güç olmaktan çıkarmıştır.
Çeçen halkının toplam nüfusunun üçte birinin ölümü ile sonuçlanan bu kitlesel kıyım hala dünya kamuoyunun vicdanında sorgulanmamıştır. 1957’ye değin süren Sürgün hayatı boyunca yok olan nüfusa ilişkin kesin veriler bulunmamaktadır. Bilinen odur ki günümüzde elli yaşın üzerinde olan her Çeçen’in doğum yeri Sibirya stepleridir.
Biz Anayurt Kafkasya dışında yaşayan Çeçenler olarak halkımızın yaşadığı bu korkunç sürgünün yıldönümünü üzüntüyle anıyor, dünya halklarının benzeri bir felaketle karşılaşmaması için mağdurları hala aramızda olan bu soykırımı kınadığımızı bildiriyoruz.
İstanbul Kafkas Çeçen Kültür Derneği
Sayı : 2008 03