Çerkeslerin CHP “açılımı”

0
963

CHP ile ilişkilerde nereye kadar!.. 

Genelde yakındığımız bir konudur; Çerkesler olarak siyasetin içinde yeterince yer almadığımız, yerine göre de siyaseti iyi bilenlerce “kullanıldığımız”. 

Genel ve mahalli seçimlerde, Türkiye ve Kafkasya’da yaşanan olağanüstü olaylarda siyasete daha bir ısınırız. Etnik bir derdimiz yani demokrasi sorunumuz olduğu için siyasetten uzak durmak gibi bir seçeneğimiz yoktur aslında. Yıllar boyu süren “aman siyasetten uzak duralım, bizim işimiz kültür, siyasi paltolarınızı derneğe girerken askıya asın” gibi statükoyu koruyucu anlayışlarla bir yere varılamayacağını anlamamız uzun sürse de artık siyaset yapmaya başladık gibi. 

Vee, mahalli seçimlerden bu yana gözle görülür bir CHP ilişkisinin kurulması, nedeni irdelenen/sorgulanan bir duruma dönüştü. Mahalli seçimlerle başlayan süreç, bütün partilere eşit mesafede olmak gibi bir genel geçer yaklaşımı da sorgulatmıştı aslında. Etnik kimliği açıktan reddeden, Türk şovenizmini öne çıkaran partilerden aday olan Çerkeslerin de (ne kadar Çerkes olabilirler?) desteklenebileceği tavrı eleştirilmiş, ‘hangi partiye oy verileceği işaret edilemeyebilir ama Çerkes kimliği ile hareket ediliyorsa oy verilmeyecek partiler işaret edilebilir’ yorumu yapılmıştı. İstanbul ve Ankara ayağında ise gözle görülür CHP ilişkileri öne çıkmıştı… 

CHP; Abhazya’ya ambargo ve doğrudan ulaşım ile sürgün ve Kefken konusunda soru önergeleri vererek seçim sonrası da Çerkeslere yönelik şirinlikler sergilemeye devam ediyor. Bu olumlu tavırlara yönelik, önemli bir heyetle ziyaret gerçekleştirildi CHP’ye. Olumlu yaklaşımlar için teşekkür edilmiş, belki de “açılım” konusunda iktidarın muhatap almamasına yönelik de bir mesaj verilmiş oldu. Siyasi davranabilir olduk diye değerlendirelim mi bu durumu? 

Şeş tv ile gündeme gelen ana dille tv yayını ve “Kürt açılımı” konusundaki tavırda görüldüğü gibi, CHP nin asıl niyetinin/parti programının ne olduğunun sorgulanmasına engel olmaz bu ilişkiler diye düşünmek gerek, siyaset yapmak böyle bir şey olmalı. Yani kısa ve öz siyaseten “çıkar” ilişkisidir söz konusu olan. Türkiye’deki kültürel-demokratik haklar konusunda CHP nettir aslında. Altı okundan birinin temsil ettiği gibi milliyetçidir. Yani Milliyetçi Hareket Partisi gibidir. Yani herkes Türktür. MHP’den farkı, tabi ki bireysel haklar vardır, tabi ki parayı veren düdüğü çalar örneği isteyenler tv-radyo açabilir vs. Ama bu mudur demokrasi? Cumhurbaşkanına “Annesi Ermeni” diyerek masum olmayan, hatta ırkçı denebilecek yaklaşımda bulunan milletvekiline disiplin cezası vermiş midir CHP yönetimi bilmiyorum ama bu durum aslında ihraç gerektirmez miydi? 

Çerkeslerin birlikte geliştirecekleri siyasi tavırlarla önemli mesafeler alacağına inanmalıyız! 

Yaşar Güven, Eylül’09 

 

Sayı: 2009 09 

Önceki İçerikKafkas tarihinden yapraklar
Sonraki İçerikYeni Süreçte Temel Baş Sorun
Yaşar Güven
1958’de, Düzce Köprübaşı Ömer Efendi Köyü’nde doğdu. 1980 yılında İTÜ Gemi İnşaat ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu. Üyesi olduğu Gemi Mühendisleri Odası’nın (GMO) 50. yıl ve İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin (İKKD) 60. yıl Andaç çalışmalarının editörlüğünü yaptı. Her iki kurumun yönetim kurullarında görev aldı. Kurucusu olduğu firmada iş yaşamı devam ediyor. 2005 yılı aralık ayında yayın hayatına başlayan Jıneps gazetesinin kurulduğu tarihten itibaren yayın kurulu üyesi.