Şevey’i doğar doğmaz, Oşhamafe’nin (Elbruz Tepesi) tam tepesine götürüp buz çatlağının içine koydular. Kanj, büyütüp eğitmesi için oğlunu Seteney’e bırakıp dönerken arkasında acayip bir şey gördü. Yeni bebek kalkıp buzun ortasından çıkmış, “pışt pışt” diyerek buzun üstüne konan kartalları kovalıyordu. “Bu çocuk yaman bir şey olacak. Ne acayip!” dedi. “Bugün doğan çocuk ayağa kalkmış, kartalları kovalıyor. Şimdiye kadar çocuğum olmadıysa da sonunda olağanüstü bir çocuk sahibi oldum.” diyerek sevindi Kanj.
Seteney, bebeği buz mağarasında uyutuyor, buz beşiğinde yatırıyor, buz tavanından damlayan suları ana sütü yerine içiriyordu.
Biraz büyüyüp başka şeyler yiyebilecek duruma gelinceye kadar Seteney çocuğu böyle besledi. Sonra ceviz içi ve yabani meyvelerle beslemeye başladı. Derken çocuk büyüdü, at binmeyi ve at oynatmayı öğrendi. Biraz daha zaman geçince Seteney öğrencisine döndü:
-Şimdi oğlum, dağdan ovaya in. Orada Nartlar’ın at sürülerine rastlayacaksın. Binmek için bir at beğen getir.
Seteney bunu der demez, Kanj’ın oğlu Oşhamafe’yi bırakıp geniş ovalara yöneldi. Nartlar’ın at sürüleri ovada dağınık ve başı boş yaşıyorlardı. Atlara baktı, ilk gözüne kestirdiğini yakalayıp üstüne binerek Seteney’in yanına döndü.
-Şimdi vur kamçıyı, erkek gibi oynat atını, dedi Seteney. Kamçıyı vurunca at altından fırladı, Şevey de atın çarkasından kayıp düştü.
-Şimdilik henüz erken oğlum, diyerek Seteney, öğrencisini buzlu tepeye geri götürdü. Biraz daha besleyip eğittikten sonra gene ata bindirerek;
-Haydi oğlum, atını oynat, dedi. At fırlayıp Şevey’i yere düşürdü.
-Gene erken oğlum, dedi Seteney. Onu tepeye götürdü. Epeyce besleyip eğittikten sonra tepeden ayrıldı.
-Vur bakalım şimdi oğlum, atını oynat da göreyim. Şevey, atını kamçılayıp hendekten atlattı, tepelerden aşırdı, kan ter içinde koşturup geldi, Seteney’in önünde durdu.
-İşte şimdi adam oldun. Nartlar’a katılabilirsin, dedi Seteney.
-Bir kez daha git, Nartlar’ın at sürülerinden sana göre bir at al, gel. Bu at sana göre değil.
Şevey yuları eline aldı, Elbruz’dan indi, kendine uygun bir at bulmak için yılkının içine girdi. Çok gezdi, ama bir at beğenemedi. Dökük tüyleri derisine yapışmış kirli, çelimsiz bir at yanına yaklaşıp, tüyleri kabarmış başını Şevey’in elindeki yulara geçirdi, ancak Şevey onu kabul etmedi.
-Senden daha pasaklısı bu sürünün içinde yok. Sen, bana göre at olabilir misin? dedi, başka tarafa yöneldi. Çelimsiz at yine gelip başını yulara soktu. Şevey kızdı:
-Neden peşimi bırakmıyorsun, seni istemiyorum, demedim mi? dedi. Yine başka tarafa yürüdü. Çelimsiz at, yine gelip başını yulara soktu. Kanj oğlu Şevey daha çok kızdı, o zaman çelimsiz at konuşup şöyle dedi:
-Sen adam olursan ben de at olurum. Görünüşüme bakma, gücümü ölç. Ben hiçbir zaman yalancı çıkmayacağıma Oşhamafe adına yemin ediyorum, dedi. Şevey de:
-Sen at olursan ben adam olurum, haydi bakalım öyleyse, diyerek ata binip Seteney’in yanına geldi. Şevey’in uyuz bir atın üstünde geldiğini gören Seteney üzüldü.
-Nart sürüsünde bundan başka at bulamadın mı? dedi. Kanj’ın oğlu daha cevap vermeden at konuştu:
-O adam olursa ben de at olurum, dedi.
-Öyleyse atı bir oynat da göreyim, onun sana göre bir at olup olmadığını.
Şevey, ata üç kamçı vurdu. At fırlayıp Oşhamafe’nin tepesine çıktı, oradan dağ rüzgarı gibi dönüp bulutlara sıçradı, tekrar yere inip dere tepe koştu. Bu gösterilerden sonra at gidip Seteney’in önünde durdu.
Şevey:
-Nasıl buldun kötü atımı, diye Seteney’e sordu:
-Tahmin ettiğim gibi kötü değil, sana uygun bir at olabilir, dedi Seteney.
-Ben nasıl olduğumu ilk görüşte belli etmem. Hoşlanmadığım birinin eline geçmek istemem, dedi at, silkinip tekrar eski gösterişsiz haline döndü.
Atın nasıl olduğunu anlayan Seteney ve Şevey, çok sevindiler.
-Artık adam oldun, anne ve babanın evine dönsen de olur, dedi Seteney.
-Söylediğini anlayamadım, dedi Şevey,
-Benim annem sen değil misin? Benim babam var mı?
-Hayır oğlum, senin annen ben değilim, baban da var. Ben, seni sadece yetiştirdim. Annen, bir dev kızıdır. Nerıbgey diye çağırırlar. Baban Kanj, Nart demircisi Debeç’in oğludur. Senin annen kadar güçlü biri yoktur. Sen oraya gider gitmez, senin gücünü sınayacaktır. Beğenmezse seni kabul etmeyebilir de, dedi Seteney.
Yola çıkıp Şevey’in baba evine vardılar. Kanj, sevinerek oğlunu karşıladı. Nerıbgey, yaklaşıp oğlunu gözden geçirdi, denemek için “Hoş geldin” diye elini sıktı.
-Elini sıkarak çökerteceğin biri değilim anne, dedi Şevey, elinin sıkılmasından hiç etkilenmeyerek.
Nerıbgey, sevinçle oğlunu kucakladı, güçsüz olacak biri değildi o, ne de olsa annesi bir dev kızı değil miydi?
Çerkes Masalları – Okyanus Yayınları
Çeviri: Yaşar Bağ
Sayı : 2009 09