Ulusal tarihimiz yeniden toprağa gömülmeye kalkışılıyor.

0
482

Ulusal tarihimiz yeniden toprağa gömülmeye kalkışılıyor. Uyanmak, ayağa dikilmek gerek.   

Ata mirası çok değerli, ama sahip çıkamıyoruz  

Tarihimizi anlatacak yığma mezarların (Iуашъхьэхэм) kaçak olarak kazılmakta ve tarihsel mirasın çalınmakta olduğuna ilişkin yazılar son günlerde “Adige Mak” gazetesi sayfalarında yer almaya başlamıştır… Adigey Cumhuriyeti Ulusal Müzesi müzecilik baş uzmanı, ünlü arkeolog TEV Aslan’ı ziyarete gittik ve onunla bir söyleşide bulunduk.  

-Her ulusun değer verdiği tarihsel bir mirası vardır, diyor Tev Aslan. Adigeler en çok mezarlara, yığma mezarlara değer verirler. Yığma mezarlar, kurganlar/höyükler tarihimizi, ulusun geçirdiği tarihsel evreleri anlatıyorlar.  

 -Kurganlar canlı değildirler. Onlarla konuşmak, onların gizlemekte olduğu tarihimizi açığa çıkarmak için, o mezarlarda bulunan eşyaları bulmak, o arkeolojik bulguları bilimsel bir değerlendirmeye tabi tutmak, ardından bu bulguları insanlara duyurmak gerekiyor.  

-İncelemeler yapıyor, bilimsel kurullar oluşturuyoruz ve tarihimizi derinlemesine öğrenmeye çalışıyoruz. Adigelerin/Çerkeslerin tarihsel yolculuğu yeterince kağıda dökülmüş değil. Tarihimizin kökü toprağın altında. Ancak eski tarihsel mirası bulup ortaya koymak için yeterli bir çalışma yürütmekte olduğumuzu da söyleyemeyiz. Bunu ulusumuz açısından büyük bir kayıp olarak görüyorum.  

-Tarihsel bulguları kısa bir süre içinde konuşturmayı umuyor musunuz? Bugün bize Yegerıkuaye köyündeki kurganlardan (Еджэр­къуае иIуашъхьэхэр) söz etmenizi istiyoruz.  

-Zengin kurganlarımız acımasızca, dolu dizgin yağmalanıyorlar… Set Kurganları (höyükleri) en kutsal höyüklerimizden. Bunlar sıradan birer mezar yeri değil. Buraları Tanrıya yakarılan, dua edilen yerler, eskiden beri Adigeler buralarda dua ederler.  

-Höyüklerin öyküsü insanlarca biliniyor mu?  

-Rahmetli HADEĞAL’E Asker’in (1922-2009) Nartlara ilişkin yazmış olduğu yazılardan ilginç bilgiler öğrenmiş bulunuyoruz. Bu günlerde Koşhabl rayonunda çalışıyoruz, höyüklerin bulunduğu yerleri saptamak için modern yöntemler kullanıyoruz.  

-Güneydeki Maykop rayonumuzda bulunan İsp evlerini (Dolmenleri) tanıtıyorsunuz.  

-İsp evleri beş bin yıldan beri toprağımızda bulunuyorlar. Son 150 yıldan beri onları yok etmeye başladılar. Adigeler eski atalarına her zaman için saygılı davrandılar, onlara değer verdiler. Aramızda yaşayan başka uluslardan kişiler tarihimizi bilmiyorlar demek istemiyorum. Ancak 3600 İsp evimiz tahrip edile edile, sayı şu an 100’e düşmüş bulunuyor.  

-Soyulmuş höyüklerin bir geleceği var mı?  

-Höyüklerden çalınmış eşyalar tarihimizi açıklamak için kullanılmayacaklar, ulusumuza ait oldukları da açıklanmayacak, gizli tutulacak. Bu eşyalar birilerine satılıyor ve para kazanılıyor. Soyguncular ulusal tarihimizin köklerini kurutmaya çalışıyorlar. Krasnodar Kray’da açılmış olan “Kuban Kültürü” (Кубановедение) adlı kampanya üzüntü verici. Bulunan arkeolojik/tarihsel eşyalar Kazaklara, Greklere ve başkalarına yamanmaya çalışılıyor, onların Adigelere ait oldukları gizleniyor. Bizim tarihimizi kendilerine yamamaya yelteniyorlar, düzmece haberleri Moskova’lara değin yayıyorlar.  

-Krasnodar Kray yönetimini kınıyoruz ama iyi yönlü çalışmaları da var. 1 Eylül’de ilk sınıflarda öğrenime başlayan çocuklara Kray’ın tarihini anlattılar.  

-Adigelerin tarihine ilişkin kitaplar yayınlandığını gördük. Yanlış yazılmış tarihsel olaylar çok, çocuklara bu saptırılmış, uydurma şeyleri öğretiyorlar. Çocuklara okutmak bir yana, gösterilmesi bile sakıncalı kitaplar yayınlanıyor, okullara dağıtıyorlar. Mükemmel biliminsanlarımız var, ancak ulusumuza ilişkin yapılan değerlendirmelere ve çalışmalara yeterince karşılık verilmiyor. Ulusal tarihimiz yeniden toprağa gömülmeye kalkışılıyorsa, uyanmak, ayağa dikilmek gerekmez mi? Bizim de kendi okullarımızda toplantılar düzenlememiz gerekiyor. (Adige Mak, 18.09.09, Ç: Hapi Cevdet Yıldız)  

   

Sayı : 2009 10