KELEŞ BEY NASIL ÖLDÜ?

0
1825

Abhazya Hakimi ve Sohum Kale Muhafızı, Osmanlı Mirlivası

Genelde bütün tarih kitaplarında ve halk hafızasında Abhazya Hakimi ve Osmanlıların Sohumkale Muhafızı, Mirliva Keleş Ahmet’in büyük oğlu Arslan Bey tarafından 2 mayıs1808 tarihinde Sohumkale’ de öldürüldüğü bilgisi vardır.(1,2) Çok olmamakla, bunun böyle olmadığını söyleyenlerde mevcuttur.

Biz bu yazımızda bu sorunun yanıtını bulmaya çalışacağız.

Manucar Ahmet Paşa’nın üç oğlu vardır. Bunlar: Halul Bey, Balhuh Bey ve yazımıza konu olan Abhazya Hakimi ve Sohumkale Muhafızı, Osmanlı Mirlivası Keleş Ahmet Bey.

Keleş Ahmet Bey’in ön ismi olan “Keleş” onu babasından ayırt edebilmek için ve çok yakışıklı olduğundan dolayı verilmiştir. Osmanlı kayıtlarında Keleş Bey veya Gülşen Ahmet Bey adıyla geçmektedir.”Keleş” ve “Gülşen” eş kelime olup güzel, yakışıklı anlamlarına gelmektedir.

Keleş Bey 01.06.1786 yılında Sohum Muhafızı olarak karşımıza çıkar.(B.O.A. Belge No: C.AS. 915/39538 Tarih:1200 Ş 04). 02.05.1789 tarihin de ise muhafızlık görevi yanında Sohum Bina Eminliği görevini de almış olduğu görülür.(B.O.A. Belge No: C.AS.916/39572 Tarih:1203 Ş06).

Keleş Bey bu konumundan faydalanarak Osmanlılarında yardımı ile Abhazya kralı Zurab’ı devirerek yerine geçer.(1) 25.08.1791 tarihli bir Osmanlı belgesi ise Keleş Bey’den Mirliva (tuğgeneral) olarak bahseder (B:O:A.Belge No:C.BH..193/9079, tarih:1208.M.18).

Kuban da 13 Ekim 1790 tarihinde Ruslara teslim olan Battal Hüseyin Paşa’nın(2) oğlu Trabzon Valisi Vezir Mahmut Tayyar Paşa, Osmanlı yönetimi ile olan itilafından dolayı 1803 yılında Sohum’a firar eder. Sadaret Alemdarı Abdurrahman Ağa Tayyar’ın idamına memur edilir, Donanma Başbuğu Halil Ağa ile Sohum’a gönderilir. Tayyar Kırım’a kaçar, yanındakiler Soğuksu taraflarına gizlenir. Keleş Ahmet Bey Osmanlı’ya taahhüt sendi verir (B.O.A.Belge No: HAT:103/4070,tarih:1221. B 15).

Anlaşılan odur ki bu olaydan sonra Osmanlılar Sohum Muhafızı olarak, Keleş Ahmet beyin oğlu Aslan Mustafa Bey’i atarlar.

Doç. Dr. Valeri Beygua Abhazya Tarihi kitabında(sh.61)(1),Keleş Bey’in Oğlu Aslan Mustafa Bey tarafından 8 Mayıs 1808 günü Sohum Kalesi’ne yapılan bir baskın sırasında öldürüldüğünü söylüyor. Oysa 1813.12.30 tarihli bir Osmanlı belgesinde “Rusya başkumandanından alınan mektupta Sohum kalesinin tahliyesi ve Gülsen Bey ve oğlu Ali Bey’in Ruslara tebaiyeti ve Rusların da bu kaleyi teslim etmek istemedikleri…”(B.O.A.Belge No: HAT 1105/44615 –A, Tarih:1229 M 07) bahsediyor. Burada bahsi geçen “oğlu Ali” Sefer Bey’den başkası değildir.

Osmanlı belgelerinde de Keleş Bey’in öldürülmesi ile ilgili 01.12.1815 tarihli şöyle bir belgeye rastlıyoruz “Sohum sakinlerinden Gülsen Bey’in oğlu Sefer Bey’in atalığı Hacı Ahmed’in alınan ifadesidir. Sefer Bey’in biraderi Arslan Bey babaları Gülsen Bey’i öldürüp kendilerini de öldürmek istediğinden bil-mecburiye Ruslara dehalet ettiği yoksa hain olmadığı ve devlet cürmünü af ederse kaledeki Rusları çıkarub kaleyi Devlet-i Aliyye’ye teslim edeceği hakkında.”(B.O.A.Belge No: HAT 1103/44567-A Tarih:1230 Z 29).

Bu arada Keleş Bey’in babası Manucar Ahmet Paşa’nın (Erzurum Valisi Galip Paşa’nın silahdarlığın’dan) Çıldır Valisi ve Kars Muhafızı görevine atandığını ve ikinci adının “Rüştü” olduğunu da belgelerden öğreniyoruz. (B.O.A. Belge No: HAT 802/37097, tarih:1243 B 23, HAT 802/37097, tarih.1243 B 23 ve HAT.1091/44307, tarih:1243 Za 21)

1828 yılında Ruslar Batum’a hücum ederler. Ahmet Paşa yardım için konağının bulunduğu Acara’dan yola çıkar. O esnada Ruslar başka yoldan gelerek konağını ateşe verirler. Bunu haber alan Ahmet Paşa geri döner ve Rusları Acara’dan çıkarır.(B.O.A.Belge No: HAT,1045/43188-E,tarih:1245 Ra 09)

İşte, ilginçlik şimdi başlıyor.08.09.1828 tarihli ve HAT:1045/43188- F nolu Osmanlı belgesinde aynen şöyle diyor: “Artık kendisinin İcare’den ayrılması muvafık olamayacağından Batum imdadına oğlu Keleş Bey’i gönderdiği fakat konağı ve zahiresi yandığı cihetle peksimet ve fişek gönderilmesi hakkında Çıldır Beylerbeyi Ahmed Paşa’dan gelen mektup.”

Yine bir başka belgede ise şunlar görüyoruz :“Sahtzir Kalesi üzerine hücumeden Ruslara, Ahmed Paşazade Keleş Bey, Mahmud Bey, Arslan Bey ve Sâkazade Mahmud Ağa hakkıyla mukavemet ederek mağlup ettikleri ve alınan kelle ve kulakları gönderdikleri ve Rusların Bayburd’a hücum edeceği his olunduğundan orayada takviye gönderildiği hakkında Şark Seraskeri Osman Paşa’dan Sadaret’e kaime.” (B.O.A. Belge no: HAT, 1043/43152 ve HAT 1043/43152 – A, Tarih:1245 R 10).

Belgede görüldüğü üzere, Çıldır Beylerbeyi Ahmet Paşa oğlu Keleş Bey ve onun oğulları Aslan ve Mahmud(Mehmed) Bey’i Osman Paşanın adamı Sakazade Mahmud Ağa ile Sahtzir kalesine yardıma gönderiyor.

Olay şu belge ile (B.O.A.HAT.1041/43092 Tarih:1245 R 17) daha ilginç bir hal alıyor. 15.10.1829 tarihli bu belgenin özetinde aynen şu ifadeler yer alıyor: “Sahtzir Kalesi’ne hücum eden düşmanın nihayet Çürüksu sahasına ricat ettiği vukubulan muharebelerde Keleş Bey’in şehit düştüğü vesaire Trabzon Valisi Osman Paşa’dan Sadaret’e kaime”.

Bu, hitap kısmından sonra on iki satırdan oluşan, meydana gelen olayları Sultan’a bildiren bir belgedir. Bu belgenin yedinci satırında Keleş Bey’in rütbe-i şehadete erdiği bildiriliyor.

Görüldüğü üzere Osmanlı belgesi, Keleş Ahmet Bey’in Sahtzir kalesini savunmak üzere gittiği zaman şehit düştüğünü açık açık yazıyor. Elimizdeki son geçerli belge bu olduğuna göre, Keleş Bey’in oğlu Aslan Mustafa Bey tarafından1808 tarihinde öldürülmeyip, 1829 tarihinde şehit düşmüş olduğunu kabul edeceğiz.

Peki, Keleş Bey 1808 den 1829 tarihine kadar neredeydi ve ne yapıyordu?

Babası, Çıldır Beylerbeyi ve Kars Muhafızı Ahmet Paşa yanında kapıcıbaşı görevi mi, yoksa Çıldır veya Kars kazalarından birinde kaymakamlık mı yapıyordu? Bunu şimdilik bilemiyoruz. Araştırılması gereken bir konu olarak önümüzde durmaktadır.

Kaynakça:

1-Abhazya Tarihi, V.Beygua İstanbul 200,Çeviren.P.M.Tuna,shf:61

2-Osmanlı Devleti Ve Kafkasya, M.Sadık Bilge, İstanbul 2005,shf:80

3-Başbakanlık Osmanlı Arşivi (B.O.A)

 

 

 

1.0.Manucar Ahmet Paşa

1.1.Hahul Bey

1.2.Keleş Ahmet Bey

1.3.Balhuh Bey

1.2. Keleş Ahmet Bey (hükümranlığı:1789 -1808)

Oğulları: Kızları:

1.2.1.Aslan Mustafa Bey 1.2.11.Gemedina Hanım

1.2.2.Mahmud (Mehmed) Bey 1.2.12.Naftaina Hanım

1.2.3.Sefer Ali Bey(Georgi) 1.2.13.Selmagina Hanım

1.2.4.Hasan Bey 1.2.14.Rabi Hanim

1.2.5.Battal Bey 1.2.15.Nezife (Nezire) Hanım

1.2.6.Tayyar Bey

1.2.7.Rüstem Bey(Rostom)

1.2.8.Halil Bey

1.2.9.Zekir Bey

1.2.10.Süleyman Bey

1.2.1.Aslan Mustafa Bey(hükümranlığı:1808-1810)

1.2.1.1.Şirin Bey

 

1.2.3. Sefer Ali Bey (Georgi) ( hükümranlığı:1810-1821)

Oğulları: Kızları:

1.2.3.1.Ömer Bey(Dimitri) 1.2.3.5.Rabia Hanım(Ekaterina)

1.2.3.2.Hurşit Bey(Kostantin) 1.2.3.6.Duda Hanım(Anna)

1.2.3.3.Hamit Bey(Mihail) 1.2.3.7.Fida Hanım(Nina)

1.2.3.4. Süleyman Paşa(Aleksandr) 1.2.3.8.Fatma Hanım(Maria)

1.2.3.9.Esma Hanım(Elizabet)

1.2.3.10.İnci Hanım (Rusudan)

Kaynakça: Antroponimya Abhazov, Ş.D.İnal-İpa,Maykop-2002

 

Sayı: 2009 12
Yayınlanma Tarihi: 2009-12-01 00:00:00

 

Önceki İçerikKafkasya’dan kısa kısa
Sonraki İçerikParti mezarlığına DTP de gömüldü
Jiy Zafer Süren
1951’de Samsun’da doğdu. Üniversite’yi terk etmiş ve muhasebeci olarak çalışarak emekli olmuştur. Çeşitli dergilerde şiir ve araştırma yazıları yayınlandı. Kafkasya üzerine yayın yapan, As Yayın’ın kurucuları arasında yer aldı. “Çipxe, Kafkas Aile Armaları” (derleme) ve “Tama Bahar Gelmeyecek” (şiir) isimli iki kitabı vardır. Nisan 2008 itibariyle Jıneps gazetesi yazarları arasında yer aldı, Ocak 2011 tarihinden bu yana yayın kurulu üyesidir.