28 Temmuz 1877
Simnitza’dan bir muhabirin 3 Temmuz’da yazdıkları:
“İlerideki birliklerin yanında önemli mevkilerde yer almak için nehir boyunca ilerlemeden önce Çar, Simnitza’nın 1,5 mil kuzeyindeki Çerkes süvari tugayını kamplarında teftiş etti.
Bunlar bugüne dek silah altında gördüğüm istisnasız en iyi vücut yapısına sahip erkeklerdi. Geniş omuzları, adaleli kolları ve yakışıklı yüzleriyle hiçbirinin boyu 1.80 cm. altında değildi. Atları mükemmel, doğrusu en iyi İngiliz süvari alayının hayvanları kadar üstün. Ve diğer tüm Rus askerlerinden çok daha fazla temiz, düzenli ve derli toplular. Sıraya dizildiklerinde görkemli giysileri, görünümleri ve disiplinleri en büyük hayranlığı uyandırıyordu ve ona sahip olan bir ulusun veya komutanın kesinlikle gurur duyacağı bir tugaydı.
Çerkesler 3 farklı bölgeden gelen 3 sınıfa ayrılıyorlardı ve simalarından ayırt ediliyorlardı.
Kuban Çerkesleri’nin hemen hemen hepsi Stara Very olarak bilinen Yunan kilisesi mezhebinin üyesiydiler. Ortodoks Yunanlılar’dan ayırt edici dini farklılıkları ıstavroz çıkarma usulüyle ilgilidir. Oset Çerkesleri Karadeniz ile Kafkaslar arasındaki bölgeden gelirken Terek Çerkesleri’nin memleketleri daha doğudaydı. Terekler’in çoğu Müslümandır. Güzel giysileri çok özel. Binici pantolonları ve büyük çizmeleri diğer süvarilerinkine çok benzer ancak kendilerine zarif görünüm veren kaftanları, üzerinize sıkı oturan cüppeler gibi. Kaftanlarının altında flanel ya da ipekten yapılmış kabileye göre farklı renkte gömlekler var. Mesela Kuban Çerkesleri’ninki kızıl, Osetler’in mavi ve Terekler’in beyaz. Üst giysi siyah kumaştan, İngiliz albayların redingotuna benzer şekilde göğüs kısmı örgülü ancak farklı olarak göğüs boyunca gümüşten bir sıra fişek muhafazası var. Uzun kürk şapkanın renkleri kabilelere göre kızıl, mavi ya da beyaz ve hepsi üzerlerine yağmur geçirmez büyük kürk pelerin uzatmışlar.
Don Kazakları’nın aksine Çerkesler asla mızrak kullanmıyorlar. Silahları kılıç, kama, tüfekten oluşuyor ve tüfekleri kısa değil uzun. “Çaçka” adını verdikleri kılıçlarının kabzaları genellikle gümüş kakmalı ve çoğu kıymetli taşlarla süslenmiş. Kinjel dedikleri kamalarının kını gümüş işlemeli. Her bir Çerkes alayı İngiliz süvari birliğindeki squadron (120-200 kişilik) gibi sotnia denen kısımlara bölünmüş ve her sotnia’nın kendi bayrağını kullanma hakkı var bu bayraklar savaş esnasında açılmıyor. İster toplu yürüyüşlerinde ister kampta olsun görünüşleri resimlendirilecek kadar estetik. Sancakları büyük, kimi çatallı kimi kare şeklinde ve ender olarak tek renkli. Çerkesler tepeden tırnağa asker olan Prens Tutolmim’in komutası altındalar. Resmedilecek kadar en estetik kamp olmasının yanı sıra hatları en düzgün kamp. Her bir sotnianın ayrı çadır hattı var, iki sırada bir arada atlar var. Birbirini izleyen çadır sıraları 100 mt. arayla bölünmüş durumda ve bu yol özenle süpürülmüş. Çadırları ve tüm ekipmanı üstün temizlik karakterize ediyor.”
(http://query.nytimes.com/gst/abstract.html?res=9502E0D9163EE73BBC4051DFB166838C669FDE)
Sayı : 2009 12