“Cebinde Abhaz pasaportu olan bir Adigeyim, Ubıhım, Çerkesim, Kafkasyalıyım. Beni kaça bölecekler? Beni kaça böleceksiniz?”
Ayrı bir Abaza Federasyonu kurulmasına yönelik girişim, Çerkes halkları arasında derin bir sarsıntı yarattı. Kafkas Abhazya Kültür Derneği üyesi ve eski yönetim kurulu başkanı Atay Ceyişakar ile 32 yıldır derneğin üyesi olan ve çeşitli dönemlerde yönetim kurulunda görev yapan Zafer Süren istifa ederken, tepkiler de yükselmeye başladı.
“Beni kaça böleceksiniz” diye seslenen, gelişmelere tepki gösteren muhtemelen en genç Çerkes Onur Ebru Şakar’ın yanı sıra pek çok kişi çeşitli araçlarla olaya ilişkin görüş ve değerlendirmelerini paylaşmaya çalıştı. Örneğin Ebru Şakar, hızla yitirilen toplumsal belleğimize de çok önemli bir gönderme yaparak ifade ettiği tepkisini şöyle özetliyor:
“Henüz 13 yaşındaydım, Annemle Pitsunda’daki evimizdeyiz. Misafirimiz eksik olmaz, annem muhabbetlerinde bizi eksik tutmaz, ‘dinleyin, seyredin, dört açın gözünüzü kulağınızı. Bağımsızlık savaşını kazanmış bir milletin devletini tekrar kurmasına tanıklık ediyorsunuz’ derdi. Bir gün bazı misafirlerimizi uğurladıktan sonra anneme, ‘sen Türkiye’de olsan bu görüşte olan bir insana selam bile vermeyebilirdin anne, neler oluyor sana, bu insanlarla nasıl iletişim kuruyorsun?’ dedim.”
Ebru Şakar’ın annesinin o gün verdiği yanıt tam da bugünü özetliyor:
“Evet, Türkiye’de olsa iletişim zeminimizin bile olamayacağı insanlar… Ama burada bir bağımsızlık savaşı verildi ve Türkiye’de gırtlak gırtlağa gelecek insanlar burada ellerinde silah, yan yana, bu ülke, bu halk için savaştılar. Bugün burada farklı ideoloji yok, farklı dünya görüşü yok, farklı inanç yok. Bugün burada sadece bağımsızlık mücadelesi var ki bunun üstünde bir şey de yok. Merak etme, savaşın izleri silindiğinde ve tekrar politika yapılabildiğinde bu insanlar ne yazık ki yan yana ne için savaştıklarını unutup karşı karşıya gelecekler.”
Ve “Annem Ubıh, babam Adige, anneannem Abhaz, babaannem Gürcü” diyen Şakar, şu soruyla tamamlıyor sözlerini: “İşimiz bitti, her şey tamam, karşı karşıya gelme zamanı geldi mi?”
Ebru Şakar’ın tepkisine benzer tepki verenlerden Erol Kılıç, “Adige soyadları içinde Abhazlar, Abhaz soyadları içinde yüzlerce Adige var. Biz et ve tırnaktan daha öteyiz. İşte ben bunun için ayrı federasyon kurarak bölünmeyelim” dedikten sonra şunları söylüyor: “Çerkeslerin mevcut potansiyelini bölmek bize fayda değil zarar verir. Bölünme ancak Gürcistan yönetimini sevindirir bizleri ise üzer. Bizlerin üzülmemesi Gürcistan yönetiminin sevinmemesi için ayrı Abhaz federasyonuna hayır demeye devam edeceğim.”
Ancak bu görüşlerin aksine federasyonu destekleyenler de var. Abhaz Federasyonu kurulmasının, kardeşliği bozmayacağını savunanlardan Ünal Cuğ ise Kafkasya’daki cumhuriyetleri örnek vererek “Abhazya Cumhuriyeti Devleti, Güney Osetya Cumhuriyeti Devleti, Kabardey, Adigey var. Çeçenya var. Oradaki kardeşlik bitti mi! Nasıl bir anlayışları var bu insanların siz düşünün!” dedikten sonra bir temennisini de sözlerine ekliyor: “Bu kardeşlik bilinen en eski zamanlardan beri vardır. Bundan sonra da inşallah ayakta kalacaktır.”
Federasyon fikri görünen o ki oldukça sert tartışmaların yolunu açtı. Ancak, federasyona yaklaşımı; karşı çıkmak ya da destek vermenin ötesinde farklı bir açıdan değerlendirmek gerekir. Öncelikle, federasyon girişiminde bulunanların yapıp ettiklerine, Çerkes kimliği, hak ve özgürlüklerine ilişkin yaklaşımlarına ve de federasyonun zamanlamasına ilişkin objektif bir değerlendirme gerekir. Federasyon kavramı, ancak bundan sonra sağlıklı bir zeminde tartışma konusu olabilir.
Onur Ebru Şeker
Sayı : 2010 01