Kafkas tarihinden yapraklar

0
605

Bağımsızlık savaşı yürüten Adıgelerin direnişlerini, başkaldırılarını; kırılmışlıklarını, incinmişliklerini, ihanetlerini, işbirliklerini yazmış, Çarlığın haksız savaşları ve işgaliyle bir ulusun topraklarından zor yoluyla sürülüp diaspora edilmelerini anlatmıştı, Taşdeğirmen adlı romanında. Osmanlı, İngiliz ve Fransızlar tarafından sahte vaatlerle aldatılmış, terk edilmiş anlayışları dillendirmişti. Taşdeğirmen adlı çalışmasında Meşbaş’e İshak; Kafkas halklarının “ortak evi” olan ülkenin ortak kültürünü, geleneklerini, yaşam tarzlarını; Kafkas insan güzelliklerinin temiz ve saf duygularının sonucu olarak, ülkelerine aldıkları ajanların, Kafkas ulusal mücadelesini nasıl boşa çıkarttıklarını anlatmıştı.

Sömürgeci devletlerin kışkırtmalarının yerli işbirlikçilerce desteklenmesi, boy ve kabilelerin kendi aralarındaki birlik ve dayanışmalarının boşa çıkartıldığının, Adıge ulusunun ve ülkesinin aydınlık geleceğinin yok edilişini dillendirmişti Taşdeğirmen adlı romanında.

O, düş ve gerçeğin iç içe girdiği, kurgusal olaylardan hareketle tarih içerikli bir roman olan Taşdeğirmen çalışmasında; halkın toplumsal dinamiklerini, kültürel geleneklerini doyumsuz bir tatla anlatmış; Adige aile yapısı, büyük-küçük ilişkileri, ev sahibi-konuk protokolü, mal ve miras hukuku gibi toplumsal gelenekler ile savaş ve barış gibi ülke sorunları hakkında, halk kurultayları toplayıp müzakere edip kararların alınması, alınan kararların yaşama geçirilmesi, denetlenmesi, yine de her Adıge boyunun diğer bir Adıge boyunun feodal liderinin yönetimine girmeyişi, boylar arasındaki bölük pörçük yaşam, sürtüşme, çekişme ve husumetlerin, özgürlük mücadelesinin önünde engeller oluşturduğunu, ulusal mücadeleye önderlik eden feodallerin ve lider kadrolarının önderlik sıfatlarını ve görevlerini yerine getiremeyişlerinin öyküsüdür Taşdeğirmen romanında anlattıkları.

Çemguy, Bjeduğ, Besleney, Abzeh, Natuhay, Şapsığ, Vubıh boylarının liderleri feodal bey ve prensleri; Zane Seferbi, Zane Karbatır, Boleteko, Tsey Hatırbiy, Hajemiko Alceri, Hajemiko Aslanbeç, Şranduk Berzeç, Han Ceri ve daha başka soylu beylerin, yalpalayan karakterleriyle bir Ruslardan yana, bir Osmanlı ve İngilizlerden yana tavır almaları ya da tavırsızlıkları, Adıge boylarının bir araya gelemeyişlerinin bölük pörçük kalışlarının tarihidir Taşdeğirmen.

Romanda emekçi sınıf ve tabakalardan Hağur Mişk, Hağur Nurmıhammed, Tram, Huri, Hapat, Nekras Tim, Sumay gibi kahramanların ülkesini; geleneklerini, halkın vicdanını korumak, uzun yıllara dayanan halk savaşı içerisinde karşılaştıkları acımazsız ve sert gerçeklere, yalpalayan kayganlıklara karşı bir duruş sergileyen emekçileri, özgür yaşamının nasıl da güzel eğittiğinin gerçeğini dillendirmiştir Taşdeğirmen.

Özgürlük savaşlarında ölümü düşünmeden, yarınlarını mutlu kılmak için işgale başkaldıranların, taraf ve saf olanların keskinleşmiş çelişkilerinin, boy kabile ilişkileri içerisinden kurtarıp ulusçuluğu öne çıkartanların mücadelesidir Taşdeğirmen. Diktatörce yetkiler ve üstün silah gücüyle donatılmış Çarlık ordu komutanlarının kıyımı karşısında; Adıgelerin siyasal, ulusal kurtuluşudur Taşdeğirmen. Bir taraftan barış içinde yaşayan Bjeduğ, Besleney, Çemguy ve Kabardeyler, diğer taraftan Şapsığlar, Natuhaylar ve Vubıhların tutumları. Şeriatçılık, tarikatçılık yapmak için Adıgeler arasına gelen Naip Muhammet Emin’i aralarına kabul eden Abzehler. Kışkırtmalar yapan Naip, Abzehleri zorla boylara saldırtmış, namaz kıldırtmış, mültezim kırbacı altında yemin ettirmiş, idam cezası vermiş, derin çukurlara insanları hapsetmiş, Bjeduğlara saldırmış, Şapsığların köylerini yaktırmış, şeriat arayışları ve mistik muhalif çizgi ile kabile ve boylar arasında köylülerin ve halkın dini inançlarını istismar etmiş, yalan ve demagoji yapmış, toplumsal kötülükleri, çelişkileri körüklemiş olanlarla ve sayıları 40, kimilerine göre 200 kişiyi aşan İngiliz ve diğer Batılı ajanların ve Osmanlıların kışkırtmaları, aldatmaları, sahte silah ve yardım vaatleriyle doğan husumetler, Adıgelerin aralarındaki dayanışmalarını anlaşmazlıklara dönüştürmüş, ulusal mücadele toplumcu özü ve dayanışmayı kuvvetlendirmemiş, tersine feodal prenslerden, liderlerden ve kışkırtmalardan kaynaklanan çelişkileri Meşbaş’e İshak şu şekilde anlatmaktadır Taşdeğirmen romanında<em>; “Adıgeler arasında ne çok uzlaşmaz adam var, biri elimizde son kılıç kırılıncaya kadar savaşacağız diyor, bir diğeri barış yapacağız diyor. Bir başkasının hiç tasası yok, ağzını açmış bakınıyor. Bazılarının ne düşündüğünü anlamak mümkün değil. Bizim suçumuz, Adıge liderlerinin suçu. Bunların arasına Naip gibiler de girince Adıgeleri bir araya getireceğimize parça parça böldük. Biz Adıgelerin Naip’e, Lapinski’ye, Türk’e, İngiliz’e ne ihtiyacımız olsun? Hepsi ayrı bir yalan söylüyor, bizi yönlendiriyor.”

Osmanlıların ve İngilizlerin destek mesajlarına daha baştan beri halk inanmamıştı. Ajanlara bel bağlayanlar bu büyük yanılgıyı artık savaşın yenilgiyle sonuçlandığı dönemde görmüşlerdi. İki büyük taştan oluşmuştu Taşdeğirmen. Alttaki sabit taş Rus Çarlığı, üstteki dönen taş İngiliz ve Osmanlılardı. Öğütülenler ise Kafkas halklarıydı.

 

Sayı : 2009 08