(АДЫГЭ ЩЫГЪЫНЫМРЭ ХАБЗЭМРЭ)
Giysi ve takılar, statünün de ifadesi
Ceketin rengi, kalpağın malzemesi, ayağa giyilen derinin niteliği, göğse takılan fişekliklerin altın suyuna batırılmış olup olmaması gibi faktörler kişinin statüsünü ve soyunu belli eder, rütbe işlevi görür. İnsanın nasıl karşılanması ve ağırlanması gerektiği de giysisinden anlaşılır.
GİYSİNİN İŞLEVİ
Giysi çok sayıda işlevi/görevi yerine getiriyor:
* Her türlü giysi yaşanan ortama uyum amacını taşır, bu amaçlar da: Soğuk, sıcak, yağmur ve kardan korunmadır.
* Giysinin insanı daha güzel gösterdiği kabul edilir.
* İnsanlar daha güzel görünmek için giysiden yararlanırlar.
Adigeler derler: “Giysi prenses/kaynana, toprak da prens/kayınpeder evi sayılır” (Щыгъын-гуащэ, ят1э-пщыунэ).
* Eskiden bir ulus, giysisi ile tanınırdı. Ulusun giysisi ve giysi malzemeleri, giysinin yapılışı ve güzel bir biçim verilmesi, ulusun sahip olduğu olanaklara bağlıydı.
* Giysi kişinin mesleğini de belirtebilir: Hekim, denizci ve asker giysileri gibi.
* Din adamları da özel giysileri ile ayırt edilebilirler: Yahudiler küçük bir takke/kipa takar,Yahudi din adamları siyah fötr şapkalar giyerler, Hıristiyan din adamları siyah cübbe (ярясэ), İslam imamlar da beyaz aba giyerler, Katolik rahibeler de siyah entariler giyer, başörtüleri, vb takarlar.
* Özetle giysi, bilgilendirme, tanıtma gibi değişik anlamlar ifade edebilir. Giysi her ulus için tanıtıcı bir özellik taşır.
Adige ulusal giysisi, kendine özgü işlevler de taşır. Adige giysisi çok şeyi anlatır. Erkek giysisini ele aldığımızda, uzun etekli ceketin (цые/tsıye) rengi, kalpağın malzemesi (хъурышъо) ve yüksekliği, ayağa giyilen ya da takılan malzemelerin üretildiği deriler ve renkleri, göğse takılan hazırların (fişekliklerin) altın suyuna batırılmış olup olmaması, bütün bunlar kişinin mevkiini/statüsünü ve soyunu (л1акъо/l’ako) belli eder, rütbe işlevi görür (1). İnsanın nasıl karşılanması ve ağırlanması gerektiği de giysisinden anlaşılır.
Her bir Adige topluluğunun kendine özgü güzellik anlayışı vardır. Adigeler için güzellik ölçüleri şöyledir:
– Kadınların, en çok da kızların ince belli, uzun boylu, dar omuzlu, geniş kalçalı, düzgün bedenli (мыбгъат1эу), uzun bacaklı ve küçük ayaklı görünmeleri;
– Erkeklerin, geniş omuzlu, ince belli, uzun bedenli, uzunca bacaklı, ama büyükçe olmayan ayaklı olmaları (yoksa düztaban/лъэгупц1эжъ, ayağı karasaban gibi deyip beğenmiyorlardı/ылъакъоцуабзэ п1онэу а1оти) benimsenmişti.
Adigelerin yakışıklı, yüz yapılarının güzel ve mükemmel olması, göz ve burun yapıları, açık yüz hatları, güleç yüzlü ve sevimli olmaları, çok sayıda Batılı gezgin tarafından da övgüyle dile getirilmiştir. En çok da Adige kızlarının insanı çarpacak denli güzel, candan olmaları, kendilerine değer vermeleri, karşılaştıkları kişiler karşısında şımarık ya da kendini beğenmiş tavırlar takınmamaları, dengeli, tatlı dilli, sevecen, ama özgür düşünceli ve kişilikli olmaları ve davranışlarıyla dünya literatüründe yer almışlardı.
Adige erkeği uzun boylu olurdu, uzandığında, kalçasını ve omuz hatlarını eğmediğinde, bel hizasından/belinin altından bir kedinin geçebileceği ölçüde ince bel ve genişomuz hatlarının bulunduğu Rus ve başka ulustan gezginler tarafından yazılmıştır.
Ulusun tip olarak görünümü, vücut yapısı, yüz ve baş hatları, bütün bu özellikler toplumun bir ulusa dönüştüğü toprağa, o toprağın havası, suyu ve güneşine bağlı olarak oluşmuştur. Bu oluşum tartışmasız bir gerçektir. Ulusun antropolojisi, barındığı atmosfere/havaya ve toprağa, içinde yaşadığı doğa koşullarına bağlıdır. Buna uygun olarak uluslar Tanrının kendilerine bağışlamış olduğu görüntülerini daha da güzelleştirmeye çalışırlar, ”iyileştirmeler yaparlar” (хэ1эзыхьажьых), her bir bireyi ortak güzellik ölçütlerine yaklaştırmaya/götürmeye çabalarlar. Bu konuda Adigeler de diğer toplumlar gibidirler.
Her bir bireyini güzelleştirmek için Adigeler bir çok yolları denediler. İlkönce bedeni sıkıştırarak, kontrol altına alarak, bedeni/vücudu istenen modele/kalıba (хъупкъэ) soktular.
Küçük kız çocuğu, beden yapısı biçimlenmeye başlar başlamaz, gece gündüz çıkarmamak üzere, işlenmiş ince ve yumuşak deriden/sahtiyandan (сэхътан) yapılma şohtan (шъохътан)/korse takardı. Şohtan büyümekte olan kız çocuğuna, biçimsiz olmaması, ince belli, ince uzun boylu olması için takılırdı. Kız çocuğunun küçük ayaklı, yürüyüşünün düzgün ve yumuşak olması için, çocuğa yumuşak deriden yapılma ayakkabılar giydirilirdi.
Oğlan çocuğunun koca ayaklı olmaması için, ona göre, katlamalı deri ayakkabı ve ayak takıları kullanılırdı. Erkeklerin geniş omuzlu ve sert bilekli olmaları için, çocuk belli bir güce/arpa ile dolu bir sepeti kaldıracak güce eriştiğinde, çocuğun kaslarının güçlendirilmesi çalışmalarına başlanırdı. Çocuğun başıboş, kontrolsuz bırakılması zaten düşünülemezdi. Çocuğu güçlendirecek, vücudunu ve kaslarını geliştirecek, enerji verecek, ama yağ bağlatmayacak yiyecekler hazırlanır, bu tür seçme yiyecekler çocuğa yedirilirdi. Çocuğun uyanık (джэрэу), hızlı-çevik, at binmeye/eğere yakışır olması, kadının da at yükünü taşıyabilir bir güce erişmesi amaçlanırdı.
Giysi de bu güzelleştirilmiş bedene yakışacak tarzda hazırlanırdı. Kız vücudunun mükemmelliği, ince yapısı dikkate alınarak, buna uygun düşecek, beli saracak kadın elbiseleri (saye/cae) hazırlanır, elbise etekleri pileli olur, geniş, bol etekli ama üst üste geldiğinde de daha dar görünecek bir biçimde olması esas alınırdı.
Çerkes erkek giysisi tsıye (цые/uzun etekli ceket) de ince beli belli edecek, kol omuz başları (тэмэпкъышъхь) geniş/bol tutularak, omuza daha geniş bir görünüm verilmeye özen gösterilirdi.
Özetle söylemek gerekirse, Adige giysileri insan bedenini ölçü alır ve ona uygun düşecek tarzda hazırlanırlardı. Bütün Adigelerin bu görüntüde olmaları, yemek yeme biçimleri, yemek ve yiyecek seçimleri, giysi ve ayağa giyilen ya da takılan ayakkabı ve takılar, bu ortak görüntüye uygun düşecek tarzlarda benimsenmişti.
(1) – Örneğin bey (pşı-werk) soyundan olmayanlar kırmızı renkli ya da o görüntüde çizme,beyaz elbise,vb giyemezlerdi.Feodal Çerkes topluluklarında sıradan bireyler siyah renkli ya da o renge kaçan çizme ve elbiseler giyerlerdi.Takılar da (kama,kemer,vb) ona göre farklı olurdu.-HCY
Sözlük:
Antropoloji (антрологгие) – İnsanı, insanın durumunu ve oluşumunu inceleyen bilim dalı.
Cer (джэр) – Zayıf, uyanık, zeki, hızlı yürüyüşlü.
Tleğur (лъэгъур) – Küçük ayaklı.
Çınt’e (чынт1э) – İnce.
Sehtan (сэхътанн) – İncederi cinsi; işlenmiş keçi ya da kuzu derisinden elde edilir.
Şohtan (шъохътан) – Küçük kızların ince belli ve uzun boylu olmaları için içinde ince tahtalar bulunan deri korse. Kız bu korseyi evleninceye değin çıkarmaz, gece gündüz takardı. Doç. Dr. VINEREKO Mir*Maykop, Adige Cumhuriyeti Devlet Basımevi, 2007
ADİGE GELENEĞİ (АДЫГЭ ХАБЗ)
Altıncı Sınıf
Adige Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından kabul edilmiştir.
*Doç.Dr.VINEREKO Mir, Adigey Cumhuriyeti Devlet Üniversitesi öğretim üyesidir-HCY(Devamı var)
Sayı : 2010 03