Circassian
ben circassian
kafkas’ım yani,
çerkes! ..
benden başka herkes,
iyi tanır beni.
sürülmüşüm
terek boylarından,
altın post’tan
oşhamafe,
nart ülkesinden…
sürgünlerin en delişmeni.
***
sürgün sürgün içinde
aldatılmışım.
ne zaman sesli-
-adım söylense
utanmışım.
***
boz tepelere
upuzun,
kervan geçmez
turna uçmaz yaylalara
nakışlar işlemişim.
kurşundan çok
ayaz delmiş bağrımı.
önce ağıtlarımı
ve türkülerimi,
sonra yılkılarımı
iğdiş etmişler…
***
ne bir işmar etmişim avşar kızına
ne de puştluk vardır endamımda
ancak;
tutkulu bir hırsızıyım
eşkin, ceylan bakışlı tayların.
kapanmışım kendime
sığınmışım sarı kavak sessizliğine
ve ıslık geçirmez surlarıma.
***
kaç cephede yâren olmuşum,
türkoğlu
kürdoğlu
ve arabıyla…
türküler söylenmiş
coşmuşum, halaylara durmuşum.
woredlerim kursağımda kalmış.
ufuklara derin derin bakan
yanakları çilli
uzaklara mavi mavi-
-muştular bekleyen
bir deli
platonik
yaralı kartallar uçurmuşum..
***
şahin ölüleri dağlarda
yurtsuz, kimliksiz
ve künyesiz.
şahin ölüleri
güvercinlerle
tuzaklar kurulmuş.
ve şahin ölüleri
bizim olmayan dağlarda…
***
savaş gümbürtülerinin orta yerinde
yüzümü çevirmişim ganimete
ve ben utangaç,
sessiz kahraman.
biraz anzavur,
biraz ethem..
paralanmış çerkeska’m
ve tarihin puslu aynalarında
kendimden firarî
kendimden uzak durmuşum.
***
ve tarihin tozlu sahnelerinde
biraz serkeş,
kendinden başka herkes
ve kendinden başka çerkes …
—
Galip Özdemir
Sayı : 2010 05