Bu festival ‘yaşam ve barış’ üzerineydi

0
577

“Güney Marmara Kafkas Festivali”, Bursa M.Kemalpaşa Karaorman köyünde 12-13 Haziran günleri yapıldı. 

Karaorman, 1878 sonrası Kafkasya ve Balkanlar’dan sürülen Adığe/Çerkesler, özellikle Abzahlar ve Şapsığlar tarafından kurulmuş bir köy. 160 haneli ve 450 nüfuslu. 100 hanesi Adığe, kalanı sonradan köye yerleşen Gürcü, Manav, Yörük, vd. Hane başına 25 dönüm toprak düşüyor. Sulama ile sebzecilik yapılıyor ve pazarlanıyor. 

Geçmiş yıllardaki etkinliklerde dans, gösteri ve şarkılarla yetiniliyordu. Bu yıl çeşitli aktiviteler, kukla ve pandomim, resim ve fotoğraf sergileri, el sanatları, vb. sergilendi. Beçhan Aydemir’in fotoğraf sergisi, yakın geçmişin köy yaşamını günümüze taşımış gibiydi. Değişik dokuma, Adığe halı ve kilim örnekleri, örgü örneklerini de sayabiliriz. Birçok stand açılmıştı. İstanbul Kadıköy’den gelen Mimar Sinan Üniversitesi öğrencileri tarafından ‘Güney Marmara Kafkas Festivali Çocuk Aktivitesi’ çerçevesinde sunulan kukla ve pandomim gösterileri, özellikle küçük çocukların ilgisini çekti. Diğerlerinden geniş bir standın önünde yere oturup büyük bir halka oluşturan çocuklar, neredeyse gün boyu çıt çıkarmadan gösterileri dikkatle izlediler. Gösteriler doğayı, insanı, canlıları, kısaca yaşamı ve barışı koruma üzerineydi. Sanatçılar zaman zaman ‘anlıyor musunuz?’ diye çocuklara sesleniyor, çocuklar da ‘anlıyoruz, anlıyoruz’ diye yanıt veriyorlardı. Değişik ressamların yapıtlarının sergilendiği resim standları da ilgi çekiciydi, örneğin tanınmış Adığe ressam İlhan Gündoğdu’nun çarpıcı yağlıboya tabloları beğeniyle izlendi. İlhan Hoca gerçek bir nostaljiyi bize yaşatmış oldu. 

Sponsor desteği vardı, Ak Partili belediyeler de festivale katkı sağladılar, özellikle M.Kemalpaşa Belediye Başkanı Sadi Kurtulan yardım dışında, festivale de gelerek etkinliği onurlandırdı. Başka belediyeler de destek verdi ancak CHP’li belediyeler, her nedense uzak durdular, sadece Bandırma Belediye Başkanı Sedat Pekel kutlama telgrafı göndermekle yetindi. 

Katılım her zaman olduğu gibi sayıca yüksekti, binlerle ifade edilebilirdi. Kimi 5 bin, kimi de daha fazla diyordu. Ancak Bursa ve Balıkesir yöreleri ile sınırlı denebilecek bir katılımdı bu. Örneğin, Yalova, Kocaeli, Sakarya, Bilecik ve Düzce’den gelen bir topluluk yoktu. 

Kafkasya’dan da üç konuk vardı. 

Bu arada Adığe tarihçi Mahmut Bi ile tanıştım. Yazar ‘Kafkas Tarihi-1’ ve M.Ö.III. binyıl ile M.S.IV. yy arası antik yapıtları inceleyen Prof. Turtcaninov’un ‘Kafkasya’da Bulunan Antik Eserlerin Keşfi ve Yazılarının Çözümlenmesi’ adlı kitabının çevirisini adıma imzalayıp verdi. Kendilerine teşekkür ederim. 

 

Gece gösterileri 

Geceye değişik dans ve şarkı toplulukları katıldı. Bursa Blane Topluluğu ve diğer topluluklar birbirlerinden güzel dans ve şarkılar sundular. Balıkesir ‘Şhapraz’(Delibozuk) topluluğu ile Bandırma Thojıy çocuk topluluğu da ilgi çekti, ancak Gönen topluluğunun Mujik (Rus köylüsü) kıyafetiyle Adığe danslarını sunmasına anlam veremedik. Bu arada Karaorman köyü çocuk topluluğunun hakkını da yememek gerekir, şahane bir oyun çıkardılar. 

 

Çölde yeni açmış bir çiçek 

Faşizmin kararttığı kirli havaya, kuruttuğu yoz toprağa inat, bir çiçek, bir gonca, özgürlüğün sesini duymamıza ve bir nebze de olsa özgür havayı solumamıza yol açtı. Bu ses Cimok Tambıy’a ait. 

Tambıy Suriyeli bir Adığe çocuğu, 12 yaşında. Pşıne’yi/akordiyonu konuşturuyor, güzel sesi ve uyumlu ritimleriyle çok uzak bir soylu Adığe geçmişinin havasını günümüze getiriyor. Hareket ve dans ritimleri abartılı ya da pısırıkça değil, her şeyiyle ölçülü, zarif, Adığe soyluluğunu günümüze taşıyabilen biri, bir Adığe, bir Çerkes örneği, simgesi. 

Tambıy, önce tatlı sesiyle Adığece konuşmaya başladı, yanımda oturan köylü, ‘İşte o tam bir Adığe / Ar Adığe ş’ıpq’ dedi sağına ve soluna dönerek. 

Gece TRT tarafında filme alındı. Tambıy için TRT nin ayrı bir çekim yapacağını öğrendik. 

Tambıy’ı internetten izlemek için Facebook’tan “Tambi”yi tıklatmak yeterli. Onu dinlemeden anlamak olanaksız. Söz ve bestesi dedesine ait bir şarkıyla programına başladı. Demek ki sanatçı bir gelenekten geliyor. Önce şarkılar söyledi, ardından pşıne/garmon çaldı. Geceye renk ve canlılık kattı. Binlerce izleyiciden de coşkulu alkış aldı tabii. 

 

 

Sayı : 2010 06