Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

İlkçağda Anodolu’da görülen digda/adagida ve nagida adları

1. İlgi ve amaç

Rus bilim adamı Diakonoff’un ileri sürdüğü Hatti dilinin Abhaz/Adige diliyle akraba olduğu tezinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Bu çalışmamızda, ilkçağlarda Anadolu’da görülen “Digda, Adagida ve Nakhita/Nagida” yerleşimlerinin adlarını Abhaz/Adige dil grubundan yararlanarak açıklamaya çalışacağız. 

 

2. Nakhita/Nagidaadı 

“Nakhita” kentinin adı, çivi yazılı Boğazköy metinlerinde geçtiğinden Hitit dönemine ait bir ad olduğu kesindir. Kentin yeri konusunda Bilge Umar şu tespitleri yapmaktadır: “Hitit belgelerinde anılan Nakhita’nın şimdiki Niğde olduğunu, Cornelius (Geschichte der Hethiter, s.319 dn. 21) duraksamasız kabul ediyor. Keza H. Ten Cate (Luwian Population Groups, s. 193 dn. 7) aynı görüştedir. Niğde’nin adı Selçuklu döneminde bile Nekide biçiminde kullanılıyordu” (Umar, syf. : 596). 

Niğde, eski adıyla Nakhita kenti, Kappadokia bölgesindedir. Bölge çok eski çağlardan beri Hatti yurdudur (Baydur, syf. : 51-52 ). 

Şimdi Niğde dediğimiz ilkçağ Hitit kenti Nakhita’nın adının Selçuklular döneminde “Nekide” biçiminde söylenmesi, adı Luvi dilinde inceleyen Bilge Umar’ın “Anakida/Nakida” sonucuna ulaşması ve eski İran dili ile Luvi dilinin “A ile başlayan adları bazen A’yı da atarak söylemeye eğilimli olduğu” tespitlerini yapması (Umar, syf. : 14), araştırmamız bakımından önemli görülmektedir, çünkü bu tespitler, sözcüğün Abhaz/Adige dilinden olduğunun kanıtları gibidir. “Nakhita” sözcüğü, halen konuşulan Abhazcada “Na-Kıta” şekliyle, “ana mahalle, ana köy, ana yerleşim” anlamına gelmektedir. Abhazcada kıta, “köy, mahalle” anlamına geldiği gibi Abaza dilinde “kıt” aynı anlamda kullanılmaktadır. “Na/nı” sözcüğü ise Abhaz/Abaza dilinde “anne” anlamına gelir, bu dilde adların başına getirilen “a” artiklesi bulunmaktadır.

 

3. Nagidosadı 

Bu ketten Strabon, “Anemurion’dan sonra ilk kent olan Nagidos” şeklinde söz etmekte, Lapathos karşısında olduğunu belirtmektedir (Strabon, 14 V 3, 14 V1 3 ). Kentin Anamur-Bozyazı köyü yakınlarında olduğunu belirten Bilge Umar, “Hellen ağzına uydurulup Nagidos edilmiş adın aslının Nagida/Nakhita olması gerekir” demektedir (Umar, syf. : 596). Biz de bu görüşe katılıyor, kentin adının yukarıda açıklandığı gibi “Na-kıta” olduğu sonucuna varıyoruz. 

 

4. Digda/Adagidaadı 

İzmir-Ödemiş-Ovakent’in ilkçağdaki adı Digda idi. Konuyu inceleyen Bilge Umar şu tespitleri yapmaktadır: 

“Türk ağzında Adagide biçimine bürünmüş adın bir diğer biçimi, Digda idi. Diğer biçimi diyorum, çünkü Digda’nın Adagide’ye dönmesi, fonetik değişim kurallarına göre olanaksızdır; demek Digda, Adagide’nin aslı değildir, olsa olsa aslının bir diğer biçimidir. 

Digda’nın ya da Adagide’nin Hellen dilinde anlamı yoktur. Bunların kökeni ya Lydia dili ya da onun İÖ 2. bin yıldaki atası Luvi dilidir. Digda adının, Nakhita/Nagida (şimdi Niğde) adıyla bir köken hısımlığı olabilir. Bu konuda kesin yargıya varmak dayanaksız ise de, bir olasılığa işaret edebilirim: Belki Adagida ve Digda’nın aslı Adakida idi, bu ad Ada-Ki(n)da ögelerinden türetilmişti, Ana Tanrıçayı kastediyordu” (Umar, syf.: 14-15). 

Yazarın ulaştığı Digda ve Adagide adlarının çeşitleme olduğu yargısı önemlidir. Adagide ve Digda’nın aslının Adakida olduğu ve bu adın Nakhita/Nagida adıyla köken hısımlığı olabileceği tespitleri de dikkatinizi çekmek istediğimiz önemli tespitlerdir. Yazar büyük bir öngörüyle ve elinde yeterli belge bulunmadığı halde Digda ve Adagide adlarının Ana Tanrıçayı kastedebileceği sonuçlarına da ulaşmaktadır. 

Hiçbir yorumlama yapmadan yukarıdaki tespitlerin hepsine Abhaz/Abaza dilinde de ulaşıldığını belirtmek istiyoruz. Abhazcada “köy” anlamına geldiğini gördüğümüz “kıta” sözcüğünün Digda ve Adagide sözcüklerinin de sonunda bulunduğunu görüyoruz: Di-gda ve Ada-gide. Başka deyişle bu sözcükler, Abhaz dilinde, “Di” köyü ve “Ada” köyü anlamlarına gelmektedir. “Dı/Tı” sözcüğü, hem Abhaz, hem Adige dilinde “koç” anlamına gelmektedir. 

“Da/de/dı” sözcüğü, Abhaz/Abaza dilinde “kişi, birey” anlamına gelir. Bu dilde sözcüğün başına getirilen “a” artiklesi aynı zamanda bir ululama terimidir. Eş deyişle, Abhaz dilinde “A-dı/A-da” sözcüğü “üstün kişi” anlamına gelebilir. Bu dilde “ta” sözcüğünün “verme, veren” anlamına geldiğini de belirtmemiz gerekmektedir (Büyüka, syf. : 12-59-155 ). Aslında “ta/te” sözcüğündeki “vermek” anlamı Adige dilinde de bulunmakta olup Abaza/Adige dilinde ortak olduğu saptanmaktadır. 

 Adige dilinde “da, de” sözcüğü “biz” anlamına geldiği gibi, “ceviz” anlamına da gelmekte, “a” artiklesini alarak “baba” anlamında halen kullanılmaktadır: Ada/Ade, Ata./Ate. Yine hem Adige, hem Abhaz dilinde “dede” anlamına gelen sözcükler aynı “da” kökündendir. 

“Daş/Dadaş/Dedeş” sözcükleri Abhaz dilinde halen kullanılan kişi adlarıdır. Bu sözcüklerle “baba ata” kastedildiği için olacak, iki Abhaz kralının adı da Tataş’tır. 

Luvi dilinde “baba” anlamına gelen sözcük “tati” idi, ancak Bilge Umar’a göre bu dilde Ata/atta sözcüğü, Ada’nın çeşitlemesi olarak kullanılmakta ve bazı adlar içerisinde Baba Tanrıyı kastetmektedir (Umar, syf. : 129). 

Hatti dilindeki pek çok tanrının adında baba anlamındaki “ta” sözcüğünün bulunduğu tespiti yapılmaktadır (Alp, syf. : 3).

 

5. Sonuç

Bu tespitler nedeniyle hem Hatti, hem Hitit ve Luvi dillerinde “da/ta, ada/ata” sözcüğünün “baba” anlamında kullanılmış olduğu ve aynı zamanda baba tanrıyı kastettiği sonucuna varılmaktadır. Sunulan ek belgeler, Bilge Umar’ın ulaştığı, Di-gda ve Ada-gide sözcüklerinin bir çeşitleme ve kök biçimin “Adakida” olduğu yargısını doğrulamakta, kök sözcük “Dı-kıta/Ada-kıta” ve anlamının da “ata köyü, baba köyü” olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. 

Bu çalışmayla, bilim adamları tarafından Hatti diliyle ilişkilendirilen Abhaz/Adige dilinde “köy, mahalle” anlamında halen kullanılan “kıta” sözcüğünün ilkçağ Anadolu’sunda Kappadokia, İzmir ve Anamur bölgelerinde kent adı olarak kullanıldığının belgelendiği söylenebilir. “Digda/Adagide, Nakhita ve Nagidos” adlarının Abhaz/Adige dilinden yararlanarak açıklanabilmesi, Diakonoff’un ileri sürdüğü ve bizim de doğru olduğunu düşündüğümüz, “Hatti diliyle Abhaz/Adige dili akrabadır” tezinin doğruluğunu gösteren bir belge olarak değerlendirilmesi gerekir. 

 

KAYNAKÇA 

  1. Alp, Sedat, “Hitit Çağında Anadolu”, İstanbul, 2001.
  2. Baydur,Nezahat, ”Kültepe(Kanes) ve Kayseri Tarihi Üzerine Araştırmalar”, İstanbul, 1970. 3.Büyüka, B. Ömer, “Abhaz Mitolojisi Anaç mı?” , İstanbul, 1971. 
  3. Strabon, Coğrafya, Anadolu (Kitap: XII, XIII,XIV ), İstanbul, 1987. 
  4. Umar, Bilge, “Türkiye’deki Tarihsel Adlar”, İstanbul, 1993.

 

Sayı : 2010 06 

Yazarın Diğer Yazıları

KAMUOYUNA AÇIK MEKTUP

Merhaba sevgili dostlar, Bu yazıyı gazetemizdeki yazılarıma rahatsızlığım nedeniyle bir süre için son vermek kararımı bildirmek amacıyla yazıyorum. Esasen bir süreden beri yazılarımı belirttiğim nedenle...

Umudun Çiçeği Olsun Oyunuz

Evrensel bir yasadır bu: Hiçbir şey yoktan var olmaz, var olan hiçbir şey de yok olmaz, ancak başka bir şeye dönüşür. Oylarınız da böyle bir...

İnguş Bayrağı ve Maan Simgesi

Goga Cengiz’in Mesajı Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı’nda yıllardır yöneticilik yapan sorgulayıcı bir insan, sevgili kuzenim Cengiz Gül, “Man Adası ve Kafkasya” adlı yazım nedeniyle...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img