Kamışcık Köyü

0
1372

Kamışcık köyü Kahramanmaraş, Göksun ilçesine bağlı 100 haneli bir Kabardey köyüdür. Rakım 1350m. dir. K.Maraş’a 120, Göksun’a 30, Elbistan’a 30 ve Afşin’e 30 km. mesafededir. Göksun, Elbistan, Afşin üçgeninin tam ortasında olup, Tüllüce tepesinin doğusunda, Berit Dağının (3200 m.) kuzeyindedir. Komşu Çerkes köyleri; kuzey doğuda Soğucak-Boteşey (Kabardey) ve kuzey batıda Kargabükü-Anzorey (Kabardey) köyüdür. Güney batısında Çardak (Çeçen) beldesi bulunmaktadır. Göksun-Elbistan karayolu köyün ortasından geçmektedir. 

Nüfus: 1997 yılında 367, 2000 de 357 ve 2008 de 450 kişidir. 

Şimdilerde ihraç edilen elmasıyla meşhur 100 haneli Kabardey köyü olan Kamışcık, Göksun ve Afşin’e bağlı Çerkes köylerinden olup, Çerkes örf-adet, gelenek ve göreneklerimizin tamamını olabildiğince yaşatmaya ve uygulamaya çalışmaktadır. 

Kamışcık köyü, pek çok Çerkes köyü gibi 1864 yılındaki büyük Çerkes sürgününden sonra Anadolu topraklarına ayak basan, büyük zorluklarla köyün bulunduğu yere kadar gelebilen yedi-sekiz Kabardey ve Oset aile tarafından kurulmuş bir Çerkes köyüdür. 

Tarihçe: Çerkesler Çarlık Rusyası döneminde, 1864 yılında başlayan büyük Çerkes sürgünü sırasında, Karadeniz’in Kafkasya kıyılarından derme çatma ve sağlıklı olmayan takalara bindirilerek, aç-susuz, hastalıklardan kırılarak deniz yoluyla Samsun ve Trabzon limanlarına indirilmişlerdir. Yolculuk sırasında ölen insanlar azımsanmayacak sayıdadır. 

Kimi tarihçilere göre bir milyon, General Fadayef’e göre bir buçuk milyon Kafkasyalı sürgüne tabi tutulmuş olup Trabzon ve Samsun kıyılarına ayak bastıklarında bu nüfusun önemli bölümü ölmüştür. (Her gün açlık ve salgın hastalıktan 80-90 Çerkes’in öldüğü belgelenmiştir). BU BİR JENOSİTTİR. Daha sonra bu kentlerden yayan olarak Tokat, Yozgat, Amasya, Çorum, Sivas civarlarına konaklamışlardır. En kapsamlı konaklama ise Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine (Aziziye) yapılmıştır. 

Şimdiki Pınarbaşı’nın eski ismi Aziziye idi. Bu ismi verenler Çerkeslerdir. Sultan Abdülaziz, II.Mahmut ve Pertevniyal Valide Sultan’ın (Vubıh) oğludur. 

Pınarbaşı’ndan Göksun’a kadar gelen Çerkeslerin bir bölümü, Göksun’a yakın yerlerde konaklamışlar geri kalan bölümü ise yine yola devam ederek Andırın, Maraş, Pazarcık, Hatay-Reyhanlı, Suriye, Ürdün ve İsrail’e kadar ulaşmışlardır. Arap coğrafyası da o zamanlar Osmanlı topraklarına aitti. Çerkesler belli bir güzergah üzerine, belli bir anlayışla serpilerek yerleştirilmişlerdir. 

Göksun ilçesinin etrafındaki köylerde konaklayan Çerkesler, ‘su hayattır’ anlayışıyla Göksun çayı doğrultusundan hareket ederek suya en yakın yerleri yurt edinmişler ve devam ederek şimdiki Kargabükü köyü (Anzurey) civarında HEKUJ denilen yerde topluca konaklamışlardır. 

Nüfus yoğunluğu, tarım arazisinin azlığı, Göksun çayı civarında çok yoğun olan sivrisineklerden dolayı 7-8 Çerkes büyüğümüz başka bir yerleşim yeri bulmak için çevreyi araştırmış. Uzaktan Elbruz’a çok benzettikleri Berit dağını istikamet alarak ormanlık alan içerisinde ilk önce su gediği civarına konaklamak istemişlerse de o dönem Berit dağının arka taraflarında yaşamakta olan Ermeni çeteleri buna müsaade etmemişler, oraya çok uzak olmayan kaynak suyu olarak kullanabilecekleri “PSINEJ” i bulmuşlar ve onun etrafına konaklayarak bugünkü Kamışcık’ın temelini atmışlardır. 

Etraf orman ve dere boylarınca üç adam boyu yüksekliğinde çok sık kamışlarla kaplıydı. Koca koca mandalar kamış ormanının içinde kaybolup gidermiş. Köyümüzün ismi işte bu kamışlardan gelmektedir. 

Burada konaklayan o ilk aileler, ana vatan Kafkasya’ya geri döneriz umudu ve anlayışı ile uzun yıllar ev yapmadan çevrede bulunan ormandan kestikleri ağaçlardan oluşturdukları Kafkasya’ya özgü bir mimari yapı olan kütük evlerde yaşamışlardır. 

Sonraları şimdiki ismi Kamışcık deresi olan yerde bir içme suyu kaynağı daha bulmuşlar ve bu küçük kaynağa da KUBANIPS demişler, buraya KUBAN ÇEŞMESİ’ni inşa etmişlerdir. Dedelerimiz Kafkasya’da kullandıkları coğrafi isimleri Anadolu’ya taşımışlardır. Bu isimleri bizler ve bizden sonra gelenler koruyabilmeliyiz. 

Köyde Yaşam: 1940’larda köy eğitmenleriyle başlayan öğretim, köy ilkokulunun açılmasıyla 2009 yılına kadar kesintisiz devam etmiş, öğrenci sayısı yetersizliğinden taşımalı eğitime geçilmiş ve okul kapatılmıştır. 1970’li yıllarda ortaöğretim döneminde köyden Çardak ortaokuluna giden öğrenci sayısı üçtü. Şimdi Çardak beldesine giden öğrenci sayısı 2 minibüs dolusu. Kamışcık’ta yüksek öğrenim düzeyi ise %85-90’dır. 

Köyümüzde içme suyu ve elektrik şebekesi mevcuttur. Telefon hattı vardır. Köy odası binası mevcuttur. Bağ, bahçe ve arazilerimizin tamamına yakınını sulayabildiğimiz gölet mevcut olup, sulama kooperatifi vardır. Biri tamamen ahşaptan olmak üzere iki adet minaresi olan cami, iki bakkal, bir kahve mevcuttur. Köy evlerimiz iki katlıdır. Evler kerpiçten yapılmıştır. Çatılar çinkodur. Betonarme binalar son dönemlerde yapılmaya başlanmıştır. 

İklim: Doğu Akdeniz Bölgesi sınırları içerisinde kalmamıza karşın tamamen karasal iklimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları çok soğuk ve yağışlı geçmektedir. 

Geçim kaynakları; bahçe, tarım ve hayvancılıktır. Arazilerimizin büyüklüğü 17 bin dönüm kadardı, ancak zamanla muhtelif sebeplerle atadan, babadan kalma araziler satılmıştır, satışlar halen devam etmektedir. Köyümüz 3 adet göletin ortasında olup kendine ait bir göleti de bulunmaktadır. 

Köyümüzde kara saban ile başlayan tarım 1960’larda traktörlerin gelmesiyle makineleşmeye başlamıştır. Buğday, arpa, nohut, fiy vb. yanı sıra makineleşmeyle birlikte ay çiçeği ve pancar gibi sanayiye ait ekimler de yapılmıştır. Ancak kotalar nedeniyle bugünlerde arpa, buğday ekimi yapılıyor ise de arazilerimizin %60 ı boştur. 

Mazisi eskilere dayanan elma bahçeciliği bilimsel olarak yapılmaya başlanmıştır. Her hanenin ortalama 300-500 arası, bir kaç ailenin de 1000’in üzerinde ağacı mevcuttur. Zahmetli, meşakkatli ve masraflı olan elma bahçeciliğinden elde edilen ürün tüccarlara toptan satılmakta ve ihraç edilmektedir. 

Köyümüzde her yıl emekli sayısı artmaktadır. Emekli olanlar köyümüzde yeni evler inşa etmekte, köyümüze güzellik katmaktadırlar. 

Her hanede aşağı yukarı 2-3 büyükbaş hayvan vardır. Ticari boyut taşıyan hayvancılık yoktur. Her ev kendi et, süt, yoğurt ve peynir ihtiyacını karşılamaktadır. 

100 haneli, 450 nüfuslu köy, kış aylarında 45-50 haneye kadar düşmektedir. Diğer Çerkes köylerinde olduğu gibi eğitim-öğretim ve geçim amaçlı olarak İstanbul, Ankara, K.Maraş, Kayseri ve Türkiye’nin diğer illerine gidiş söz konusudur. Her yılın haziran sonlarına doğru okular kapanınca köye dönüşler başlar ve köy cıvıl cıvıl olur, muhtelif etkinlik ve organizasyonlar yapılır. 

19 Temmuz 2009 tarihinde Kamışcık’ta ilkini yaptığımız “KAMIŞCIK KAFKAS KÜLTÜR ŞENLİĞİ” muhteşem olmuştu. Kayseri, Ankara, İstanbul, K.Maraş ve diğer illerden gelen üç bin kişiyi konuk etmiştik. 2010’da ikincisini uluslar arası bir nitelik kazandırarak yapmayı planlıyoruz. Kamışcık şenliğini, ‘KAMIŞCIK FESTİVALİ’ne dönüştüreceğiz. 

Köyümüzde genç nüfusumuz artmıştır. Gençliğimiz köyüne, köylüsüne ve adetlerine duyarlıdır. Birlik beraberlik ve dayanışmayı her zaman savunurlar, diğer Çerkes köylerindeki gençlerle de kardeşçe bir ilişki içerisindedirler. 

Düğünlerimiz ve cenazelerimizde Habzemizi en güzel şekilde uygulamaya çalışırız. Adiyağayı yaşatmaya, korumaya, asimilasyona karşı mücadele etmeye çalışırız. Habze toplantılarında alınan kararlar harfiyen uygulanmaya çalışılmaktadır. 

Olanaklar çerçevesinde yapılan çalışmada eksiklikler olabilir. Genç kardeşlerimizin ve duyarlı arkadaşlarımızın bunları tamamlayacaklarına olan inancım tamdır. 

Sülale armalarını “DAMIĞA” hazırlamayı da planlamıştım örneğin. Bu çalışmayı sürdürmek gerek. 

Türkiye’deki ve Dünya’nın her yerindeki bütün Kamışcıklılara selam, saygı ve sevgilerimi arz ediyorum. 

Ponej Nadir YAMAÇ, Mart 2010 

 

Köyde halen yapılmakta olan Çerkes yemekleri: 

MIRAMISE, CIRT, HALIVE, PSIHALİVE, LAKUM, KURIZE, LIBJE, DELEN, HALLAME, HALLAME KÖFTE, MEJAGE, HALĞUANE, ADİGE ŞAKUE, TERHALUE, HALUE UBA, NARTIUH HANTHUPS, HINKEL HANTHUPS, NEKUIL, JEMIKUE, MIRAMİSE PIK, KAB ŞORTE, KERTOF ŞORTE, GED ŞIPS 


Kamışcık Köyü Sülaleler: 

1-PONEJ                   YAMAÇ 

2-JEREN                   EREN 

3-LE’KUEŞIEK         KIZILKAYA 

4-JEMBEY                CİHAN 

5-APEJIX                  ŞAHAN 

6-JINJAKE                ÖREN 

7-AKSORE               AKSU 

8-JEMBAXUE          CAMBAK 

9-ABINOKUE            DOĞAN 

10-AZMET (KAMĞUET)    AZGIT 

11-GEL                      GEL 

12-XAŞIEL                KURTKESEN 

13-ŞOGEN-1                        ÇÖKEN 

14-ŞOGEN-2                        SUCAN 

15-BERZEG             ALÇAY 

16-ŞEGEM               ÖZBEK 

17-YOUJOUKUE      UÇAK-BATUROĞLU 

18-LEMIRDON         ÖNER 

19-JU                         COŞKUN 

20-LE’AŞIN               SEÇMEER 

21-LOSTEN              SATAN 

22-BIDE                    ESEN 

23-MELEMIKUE      TUTUCU 

24-ALKAŞ                ALKAÇ 

25-KUŞXA                DİLEKÇİ 

26-BAXTIR                BALCI 

27-LE’UJ                   ÖĞÜT 

28-KANŞUKUEY     KARTAL 

29-MATE                   ÖZCAN 

30-KUEFEŞER        AZILI 

31-AJAME    (Makbule, Rebiğa, Neile ailesidir) 

32-KİM                       EKİN 

33-XUEŞEJ              KUŞCU 

34-ŞINDUK               – 

35-JAKE                   ÖZDEN 

36-ŞE’MISE              GÜNEŞ 

37-İNCECUKUE      (Cemaldin’ in ailesidir) 

38-SELAXCIUK       KAZAN 

39-HATKUT              DEMİRCİ 

40-HAJCIUK             KAYA 

41-TIRAŞE                TIRAŞ 

42-ŞIXAGUEŞ         YANIK 

43-BİLĞAROKUE    (Kambot Ali’nin ailesidir) 

44-KEŞUKUE          GELİR 

45-XAŞIMAXUE      ALKAÇ 

46-VAKKAS                         (Alisağ-İbrahim) 

47-MİŞE-NAŞXUE SUCAN 

48-KAMALAKXA     DİKEÇ 

49-BEŞÇOKUE       (Xatu Aziz’ in ailesidir) 

Köyümüzde ayrıca çeşitli nedenlerle yerleşmiş olan Kürt İsmail’ in oğulları (Hacı Hüseyin, Durdu, Ali , Nevzat ), Kürt Haydar’ ın oğulları (Tofik, Remzi, Halit, Cuma), Kürt Bekir ve ailesi, Bekçi Memet ve kardeşi Mahmut, Çiriş Ali, Kürt Niyazi, Talavşınlı Mulla’nın çocukları ve ailesi, Bektaş Elçi oğlu Kemal Elçi, Çerçi Niyazi ve ailesi yaşamaktadırlar. 

 

Sayı : 2010 06