Jıneps, Haziran 2010 tarihli Yalçın Karadaş’ın yazısı hakkında:

0
490

Şimdiye kadar Yalçın beyin yazılarına hep katılırdım, ama “Bağlarbaşı Ruhu” adlı yazısını pek benimseyemedim. 

30 yaşlarında ilk kez Kabardey olduğunu öğrenmiş, 30 yaşında ilk kez Çerkes olduğunu öğrenenler var, 30 yaşında ilk kez Abaza olduğunu öğrenenler var,… 

O zamana kadar Yalçın abi kendisini sadece Çerkes olduğunu biliyorduysa, bence bu Türkiye’nin eğitim sisteminden kaynaklanıyor. 

Herkes Türk dedikleri gibi, herkes sadece Çerkes de olamaz. 80 sene boyunca unutulan/unutturulan halkların isimleri gündeme geliyorsa (Ubıh, Abzeh, Kabardey…) buna sevinmek gerekir. 

Bu meseleyi egoistliğe benzetmeyelim. Yeni bir şeyi keşfeden çocuklar gibi şımarıyoruz. Şımarıklık dönemi yaşıyoruz. Mesela kendilerini Çerkes aristokrat olarak gören ailelerde de bugünlerde bu tarz şımarık davranışlar görüyorum. ‘Benim aristokrat ailem senin aristokrat ailenden üstün’ diyenler var. Bugünlerde bu tip insanlar biraz fazla olabilir ama bırakın birisi Abzeh olarak Bağlarbaşı’na gelsin, veya Oset olarak Bağlarbaşı’na gelsin, niye hepimiz sadece Çerkes olalım, niye hepimiz Türk olalım. Başka halkları kabul veya tahammül etmeye alışmalıyız. 

Benzer örnek vermek istiyorum. Ben şahsen Jıneps gazetesini çok beğeniyorum, benim tarzıma düşüncelerime uygun. Ama Çerkes halkların içinde başka türlü düşünen insanlar da var ve hep olacak da. Kardeş kardeşe benzemiyor, Çerkesler niye birbirine benzesin. Modayı sevenler var, magazini sevenler var, kapitalistler var, mistik yolunda olanlar var, milliyetçi olanlar var. 

Her ne kadar Jıneps’i beğeniyorsam, farklı gruplara gazetede yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yeni bir insan yaratmak mümkün değil. Bunu Ruslar denedi, Türkler denedi, Almanlar da denedi, olmadı. 

Bırakın biraz şımarık olalım, zamanla olgunlaşırız. 

 

Sayı : 2010 07