Sivil mi demokratik mi?

0
492

Anayasa değişikliğini oylamaya sayılı gün kaldı. Ancak çoğunluğun, 32 maddelik değişiklik paketini okuyup, anlama ve de uygulamadaki sonuçlarını analiz etme şansı olmadığı da gerçek.

Çoğunluğun yakın oldukları siyasi çizgiye ve kendilerini ait hissettikleri partinin tutumuna göre davranacağı malum.
Bu olgulardan yola çıkarak, paketin en çok tartışılan maddelerine, farklı perspektiflerden değerlendirmelerle yer vermeyi uygun bulduk. İşte ‘Hayır’, ‘Evet’ ve ‘Protesto’ gerekçeleri:  
Neden ‘Hayır’?
3Kamu çalışanlarına grev yasağı içeren düzenlemeler getirilmektedir.
3 Gerçek ve özerk bir toplu sözleşme düzeni öngörülmemekte, emekliler için ise siyasal iktidarın kararına bağlı uygulama yasa aracılığıyla sürdürülmektedir.
3Grev ve sendikal haklar anlamlı hiçbir değişim sağlamayacak şekilde düzenlenmiş olup, bilinçli bir gözboyamayı ve ikiyüzlülüğü yansıtmaktadır.
3Devletin yapısına ilişkin düzenlemeler yürütme organının ağırlığını arttıracak ve tek adam yönetimi ile polis devleti görünümünü yoğunlaştıracak bir nitelik taşımaktadır.
3 Sosyal devlet ilkesini güçlendirecek, siyasal hakları ve demokratik temsili geliştirecek hiçbir düzenlemeye yer verilmeyerek, 12 Eylül 1980 darbesiyle yerleştirilen siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin sürdürülmesini sağlayacak bir anlayış açıkça ortaya konulmuştur.
3 Anayasa’nın bazı maddelerine ekler yapılarak çocukların ve engellilerin korunması, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınması, sendikaların grev sırasında oluşan zararlardan sorumlu tutulmaması, askeri mahkemelerin bağımsızlığını sağlamaya yönelik yetersiz düzenlemeler ve Anayasa’nın Geçici 15. Maddesi’nin kaldırılması paket içindeki olumlu yönde değişiklikler olmakla birlikte, paketin ortaya çıkaracağı olumsuzlukların karşısında denge oluşturabilecek bir ağırlık taşımamaktadır.
Neden ‘Evet’ ?
3Darbecilerden hesap sorulmasının yolu açılıyor.
3 Fişlenme son buluyor.
3 12 Eylül’ün hesabının sorulmasının yolu açılıyor.
3 Rejimin bekçiliğini yapan değil, hukuk kurallarına uyan bir yargı sistemi getiriliyor.
3 Darbecilerin karşısında el pençe divan duran, partileri kapatan ve başörtüsünü yasaklayan Anayasa Mahkemesi’nden, yüksek yargıçların yüksek yargıçları seçtiği yargıçlar sultasından, Şemdinli savcısını görevden alarak Şemdinli bombacılarını koruyan, HSYK’nın bugünkü yapısından kurtuluyoruz.
3 Askere sivil yargının yolu açılıyor.
3 Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önü kesiliyor.
Neden ‘Protesto’?
3 Değişiklik, yasa koyucuyu “kanunda öngörülen hallerle” ilgili olarak sınırlamıyor. Yani meclisten çıkacak bir yasa, kişisel verilerin korunması hükmünü işlevsiz hale getirebilir. Kişisel verilerle ilgili bağımsız denetleme kurulu oluşturulmuyor. Bağımsız bir üst kurul oluşturulmadan , özel hayatın korunması hakkının kullanılması mümkün değil.
3 Türkiye Toplumu yerine Türk toplumu denilerek, diğer kimlik ve aidiyetler göz ardı ediliyor.
3 Parti kapatmayı zorlaştırmıyor; çünkü Anayasanın 68. Maddesindeki ‘kapatma gerekçelerine’ dokunulmuyor.
Düzenleme ile 68. Maddedeki kapatma gerekçeleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Venedik Komisyonu kriterlerine, 2008 AB ilerleme komisyonu raporlarına aykırı bir içerikle varlığını sürdürüyor.
3Askeri vesayet korunuyor. AKP önerisi, Yüksek Askeri Şura kararlarını ‘ilişik kesme’ dışında yine yargı denetimi dışında bırakıyor.
3 Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler yargı konusu olmuyor. Kullanacağı takdir yetkisi herhangi bir yargısal denetime tabi olmayan cumhurbaşkanının 1982 anayasasının vesayetçi mantığını yeniden üretmesi kaçınılmaz.
3’Yerindelik Denetimi’nin kaldırılması tartışmalı. Çevrenin korunması ve özelleştirmelerle ilgili olarak Danıştay “kamu yararı kriterini” kullanarak yasa iptali yapamayacak. Danıştay, Galata-Port, Akkuyu’daki Nükleer santral gibi doğa ve kıyı yağmalarına müdahale edemeyecek, doğa yıkımı artacak, ihalelerin önü açılacak.
3 Askeri Mahkemeler kaldırılmıyor.
Askerlerin işlediği insanlık suçları, askeri suç kapsamında yine sivil yargının dışında.
Askerin eline pimi çekilmiş el bombası verenleri sivil yargının dışında bırakıyor.
3 AKP Anayasa Mahkemesi’ni kendi istediği gibi dizayn etmeye çalışıyor. Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğunu atama yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olması Mahkeme’nin bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşürüyor, işlevsizleştiriyor.
3 HSYK’da Adalet Bakanının yetkileri azaltılmadı. Kurula yine Bakan başkanlık ediyor, müsteşar yine doğal üye. Kurulun genel sekreterini gösterilen adaylar arasından Bakan seçip atıyor. Yargıçlar ve savcılar hakkında soruşturma açılmasına Bakan izin veriyor. Kurula bağlı Adalet Müfettişleri, Adalet Bakanı kurulun başkanı olduğu için fiilen yine bakana bağlı olarak çalışıyor. Avrupa Birliği raporlarında Bakan ve Müsteşarın Kuruldan çıkarılması gerektiği belirtiliyor.
3 12 Eylül’ün ürünü yüzde onluk seçim barajı, tüm toplumsal kesimlerin barajın düşürülmesine yönelik taleplerine rağmen korundu.
3 Geçici 15. maddenin kaldırılması, 12 Eylül’ün binlerce kamu görevlisini kapsayan sorumlularına yargı yolu açmıyor. Bu dönemde işlenen suçların zaman aşımına uğrayıp uğramadığı belli değil. Sorumlulara yargı yolunu açıp açmadığı belirsiz. 1982 Anayasasının halkoylamasıyla kabulünün bir tür af niteliği taşıyıp taşımadığı belirsiz.

Sayı : 2010 08

Yayınlanma Tarihi: 2010-08-01 00:00:00