Evet sonuçları önümüzdeki beş yıl içinde önemli değişikliklere neden olacak. Siyaset kendi doğal mecrasına doğru yol alacak, öyle görünüyor. Burada bütün topluma iş düşüyor yine, gerçi 22 Temmuz 2007 den beri halk, üzerine düşeni yaptı ve yapıyor bence. Artık diğerlerinde sıra.
CHP, kendisini halka beğendirmek zorunda artık, orduya ve yargıya değil. Halkın arasına gidip yüz yüze geldiklerinde söylemleri değişecektir. Bunun örneklerini Kılıçdaroğlu’nun Van ve Batman mitinglerinde gördük. Oraya toplanan 185 kişiyi görünce morali bozuldu; ‘kabahat bizde’ dedi ‘gelip sizi dinlemedik.’ Halkın hoşuna gideceğini sandığı bir çok ‘boş laf’ etti. Ama bir işe yaramadığını görüp ders çıkarır umarız ve ne gibi şeyler söylerse halkın teveccüh göstereceğini düşünmeye başlar. Çünkü güveneceği başka yer kalmadı. Son günlerdeki ‘yeni anayasa’ talebinde samimi ise önümüzdeki günlerde göreceğiz bunu. Bu sözleri ona söyleten şey, halkla iç-içe yoğun bir dönem geçirmiş olmasıdır. Oy meselesinin en değerli şey olduğunu anlar ve ona göre bir değişime uğrarsa hepimizin yararına olur, yoksa marjinalleşebilir.
MHP de sırtını devlete dayayarak siyaset yapamayacaktır artık. Onun içinde sorun aynı. Bu iki parti kendi küçük oylarına razı ve hiçbir proje üretmeyen hallerinden memnun iseler, daha uzun yıllar Ak Parti’ye meydanı bırakacaklar demektir ki bu da iyi bir şey değil. Ama ben ikisinin de kaçınılmaz olarak değişeceğine inanıyorum.
Gelelim Ak Partiye.
Ak parti, 2002 öncesi referansları gereği güvenilir bir siyaset olarak seçim kazanmış değildi. Özal sonrasında başlayan ve 11 yıl süren koalisyon hükümetlerinin ülkeyi sürükledikleri iflasın sonucu olarak geldi. Geldiği andan itibaren kendisi hakkında düzenlenen kumpasları çok çabuk fark etti ve kendini Avrupa Birliği saflarına attı. Hiçte demokrat bir geçmişi yoktu ama kendisini devletin şerrinden koruyabilecek olan tek gücün demokrasi olduğunu kavramakta gecikmedi. Parti ile Devlet arasındaki bu çelişkide Sayın Erdoğan’ın baş eğmez tavrı çelişkiyi keskinleştirdi ve halkı arkasına almaya mecbur bıraktı. Özellikle 27 nisan muhtırası karşısındaki tavrı ile bütün yoksulların sevgilisi oldu. (Evet haritasına bakınca, bu başka türlü okunamıyor). Mademki demokrasi idi kendisini devletin şerrinden koruyan, o da yüzünü o yana döndü ve bence 2002 den beri çok değişti.
Romanlardan Alevilere, Ermeni meselesinden Kürt sorununa kadar ülkenin tüm statik sorunları açık-açık konuşulur oldu. Kürtler bu gün Katalonya’nın statükosuna benzer bir yapıyı kendileri için yeterli görüyorlar ve bunu televizyonlarda açıklamaktan çekinmiyorlar. Ülke eski kabahatleri ile yüzleşmeye çalışıyor. Bütün bunlar ortaya döküldükçe statükonun ne haltlar karıştırdığı da bir-bir çıkıyor ortaya. Bütün bu açılımı sağlayan Ak Parti, referandumu bileğinin hakkıyla aldı.
Demokrasi derinliği olmadığı için bütün bu süreçte çok yalpaladı. Bazen uzlaştı, bazen görmemezlikten geldi, mazeretim var dedi sık-sık. Vardı gerçekten. 3 darbe planı, bir muhtıra ve kapatma davası açıldı hakkında. Türkiye’nin demokratları bu mazeretlerini kabul edip destek verdiler bu güne kadar. İyi de yaptılar.
Bu gün artık tamam. Sıra Ak Partide. Daha mazeret istemeyiz.
İspanya Anayasasının (en yenisi olduğu için herhalde) en gelişmiş demokrasiyi tarif ettiği söylenir. Gidin alın onu ve toplum tartışsın. Kim içinde ne varsa döksün. Çıkarın artık şu gerçek anayasayı. Bu halk bunu hak ediyor.
Sayın Erdoğan, artık soy-sop gafları yapma lütfen, durup dururken milliyetçi duygularını kabartma, başörtülü kadınları koruyacağım derken rahibelere hakaret etme, Cemil Çiçek ile Vecdi Gönül’ü artık defterden sil. Deniz Feneri benzeri davaların avukatı değil savcısı ol. Avrupa defterini yeniden aç ve hızlandır. Kürt meselesini çöz artık. Aleviler, Çerkesler, Lazlar vs. meselesi inan ki çok kolay.
Bu güne kadar dokunulmazlıklar konusundaki tavrını anlıyor ve hak veriyorum. O dokunulmazlıklar olmasa duman edeceklermiş seni ve partini bu aşikâr. CHP nin ağzında neden sakız olduğunu çok iyi biliyorum ama bitti. Bu yeni anayasada dokunulmazlıklar, Avrupa standartlarında bir şekle dönüşsün.
CHP ve MHP nin halka dönüp değişimini beklerken, sizden beklediklerimiz bunlar. Özgürlüklerden kimseye zarar gelmez bunu sen de biliyorsun.
Halkın özgürleşmesinden zarar görecekler varsa onlara da geçmiş olsun artık.
CARI.
Sayı: 2010 09
Yayınlanma Tarihi: 2010-09-01 00:00:00