Alla Dudaeva: “Bizler Özgürlük Virüsüne Tutulduk!”

0
466

A. Dzhufalakyan: Birkaç gün önce Polonya’da toplanan “Dünya Çeçen Kongresi” hakkında bazı sorularımız olacak. Siz bunun bir parçası olmamayı tercih ettiniz. Duruşunuzu biraz açıklayabilir misiniz lütfen?
A. Dudaeva: Akhyad İdigov ve diğer birkaç isim gibi ben de resmen davet edildim. Ama oradakiler seçilmiş delegeler değildi.
Dzhoxar Dudaev, İçkerya halkının mücadelesini desteklemek üzere 1995 yılında “Waynakh Diasporaları Kongresi”ni oluşturdu. Kongreye bir “Başkan” seçildi, Mohammed Shishani. 2002 yılında, Danimarka’da Usman Ferzauli’nin gözetiminde bir kongre toplandı ve Akhmad Zakaev de katılımcılar arasındaydı. Ruslan Khasbulatov’un etkisi altındaki kongre çıktığı yoldan saptırıldı ve daha çok Rusya’nın lehine fikirler deklare edildi. 2002 de Avrupa’daki Çeçen mültecilerin sayısı çok fazla değildi, pek çok katılımcı Rusya’dan geldi. Gelenlerin çoğu da Çeçen değildi. Deni Teps bu kongrenin başkanı olarak seçildi.
Khasbulatov’un Polonya’daki kongreye de katılması öngörüldü. Ve şimdi Avrupa’da sayıları 200 binden fazla olan Çeçen mülteci, 2002 yılında olanları göz önüne alarak bu fikri reddetti. Altı farklı ülkedeki diaspora mensupları böylesi bir oluşumun parçası olmayı kabul etmedi. Katılan Çeçen mültecilerin sayısı 15-20’yi geçmedi.
Kongre öncesi Deni Teps … bir açıklama yayınladı. .. Kafa karıştırıcı ve çelişkilerle dolu bir açıklamaydı, Rus-Çeçen Savaşı’nı “savaş” olarak adlandıramıyordu. Kullandığı tanımlama “Rusya içi çatışma” oldu. Deni dikkatli bir biçimde Çeçen halkının bağımsızlık mücadelesini “Çeçenler arasında bir çatışmaya” çevirdi ve ona göre tüm bunlar Rusya’nın topraklarında yaşandı! Rus siyasi propagandacıların terminolojisiyle tamamen aynı çizgide. “Çeçen Cumhuriyeti” ifadesine yer verdi, “İçkerya” yı açıklamasının hiçbir yerinde kullanmadı. “İçkerya”nın Çeçenler için ne anlama geldiğini açıklamalıyım, bu isim mutlaka “Çeçen Cumhuriyeti” ile birlikte kullanılmalıdır.
Çeçen ulusu uluslararası hukuk işleyişine uygun olarak bağımsızlığını ilan ederek kendi anayasasını kabul etmişti; Rusya Federasyonu ise bir buçuk yıl sonra kendi anayasasına “Çeçen Cumhuriyeti”ni kendi parçasıymış gibi dahil etti. O zaman Devlet Başkanı Dudaev ve Çeçen Parlamentosu, “Çeçen Cumhuriyeti”nin farkını ve saygınlığını ifade etmek üzere “İçkerya”yı ekledi, böylelikle “Çeçen Cumhuriyeti İçkerya” (ÇCİ) oldu. Yani ÇCİ, Rusya’nın yasal dayanağı olmadan kendi anayasasına eklediği “Çeçen Cumhuriyeti” değil.
-Polonya’daki kongrenin ana figürü A. Zakaev’di. Rusya’nın arananlar listesinde resmen yer almasına rağmen Kremlin’in çıkarlarına hizmet ettiğini neden düşünüyorsunuz?
-Sözde “Dünya Çeçen Kongresi”nin Kremlin’in bir planı olduğuna inanıyorum.
Üç yıldan daha uzun bir süre önce Zakaev temsilcileriyle bir araya geldi. Ben de davet edilmiştim. Dokka Umarov tarafından Kültür Bakanı Yardımcısı olarak atandım. Temsilcilerini topladı ve Umarov’un “İmarat” (Kafkas Emirliği)ni ilan edeceğini açıkladı. Resmi açıklamadan bir ay önce, Radio Liberty (Özgürlük Radyosu) bunu duyurdu. Bu bilgiyi kimin aktardığını bulmaya çalıştık. .. Sonunda, Dokka devam etmeye ve bir sonuç olarak “İmarat”ı ilan etmeye zorlandı. Daha sonra Zakaev hızla kendi hükümetini kurdu, ilginç olan, bunu yaparken yurtdışı grubunun desteğini kullandı. Parlamento sözcüsü Saralyapov’un yardımlarıyla kendi temsilcileri arasından bir hükümet oluşturdu, kendisini de “Başbakan” olarak ilan etti. Bu hareket ÇCİ Anayasası’nın ihlalidir. Anayasamıza göre, tek bir şahsın ya da bir grubun yasama ve yürütme erkini kendi üzerine alması mümkün değil; Devlet Başkanı ve Parlamento üyeleri ancak halk tarafından seçilebiliyor.
Avrupa’daki pek çok kişinin kafası karıştı, ancak Zakaev “İmarat”ın tehdidi altındaki ÇCİ’nın devlet yapısını koruyacağını söylüyordu. Bu nedenle pek çok kişi onu destekledi. Sonra Zakaev beklenmedik bir biçimde Kadirov ile görüşmeye başladı. Başlangıçta gizli yürütülen görüşmeler ortaya çıktı ve aleni görüşmeler başladı. Zakaev reddetti. Ancak, Çeçenlere Norveç’te eşlik eden İvar Amundsen röportajında, Zakaev, kendisi ve Dukvakha Abdurakhamanov’un birlikte çekilmiş fotoğraflarını gösterdi. Pek çok Çeçen, esas amacı anladı.
Zakaev, Kadirov ile görüşmelere başladıktan sonra, Çeçen halkına bir duyuru yaptık. Çeçen devletinin ve Çeçen Anayasası’nın halen hayatta olduğunu, Avrupa’da yaşayan insanların Anayasanın ve egemenliğin garantörleri olduğunu söyledik. Dudaev’in, Maskhadov’un, Sadulaev’in dostlarına; yaralanmış veya Çeçenya’daki toplama kamplarında işkence görmüş, Avrupa’da ikamet çok sayıda özgürlük savaşçısı ve baskıdan kaçarak Avrupa’da sığınacak bir yer arayan herkese seslendik. Destek verdiler. Biz de bir “İcra Komitesi” kurduk, “Başbakan” olarak adlandırdığımız bir kişi yok; bir toplantı başkanımız var ve her toplantıda bu başkan değişiyor.
-Çeçen toplumu içerisindeki ayrışmanın Kremlin’in elini güçlendirdiğini ve ortak amaç uğrunda birada olmanın daha iyi olacağına inanmıyor musunuz?
-Şimdi Çeçenler hiçbir zaman olmadığı kadar birbirlerine kenetlenmiş durumdalar… Kadirov’un temsilcileriyle yaptığı görüşmelerden sonra, hükümetinin neredeyse tüm üyeleri Zakaev’i terk etti. Saralyapov da Zakaev’i “Başbakan”lık görevinden azlettiğini duyurdu. Zakaev, röportajında Çeçen Cumhuriyeti’ni Kosova, Osetya ve Abhazya’ya benzetti. Bağımsızlığımızı aynen onlar gibi elde edilirdik dedi. Ama, Rus imparatorluğundan bahşedilecek bir özgürlük bizde hiçbir güven oluşturmuyor. Biz zaten özgür ve bağımsızız, vatanımız geçici olarak bu imparatorluğun askeri güçlerinin işgali altında bulunuyor.
Zakaev; bizlerin bir tür örgüt ya da bu anlamda bir şey yaratmaya hasta olduğumuzu söyledi. Evet, biz hastayız; bizler “Özgürlük Virüsü” ile hastayız. Aynı hastalığa kapılmış 250 bin kişi savaş sırasında ve İçkerya’nın dağlarında savaşırken hayatını kaybetti. Özgürlük virüsü tüm Çeçen halkını vurdu ve bundan sadece Çeçenler değil ama tüm Kafkas halkları ve hatta kimi Ruslar da etkilendi. Bu yüzden böylesi bir virüsü taşıdığımız için birisi bizi ancak tebrik edebilir! (ÇCİ Hükümeti İcra Komitesi üyesi ve ÇCİ I. Devlet Başkanı Dzhoxar Dudaev’in eşi Alla Dudaeva’nın, 22 eylülde Gürcü televizyon kanalı “Perviy Kavkazsky” muhabiri Andrey Dzhufalakyan’a verdiği özel röportajın çevirisi. waynakh.com’dan kısaltılarak alınmıştır.)

Sayı : 2010 10

Yayınlanma Tarihi: 2010-10-01 00:00:00